One Night Stand

20| "Real death."

Bizimkilerin buraya gelmesinin üzerinden tamı tamına yarım saat geçmişti. Hepimiz salonda oturarak az sonra Ester'a olacakların kritiğini yapıyorduk. Kendimi, içtiğim ağrı kesici ve Jeongguk'un bana sürdüğü krem sayesinde daha iyi hissediyordum. En azından uzun süren bir ağrım olmayacaktı. Yarın sabaha kadar rahatça hareket edebilecektim.

Sahi, ben size neler olduğunu anlatmamıştım değil mi? Artık her şeyi öğrenmenizin vakti geldi. Size Ester hakkındaki asıl amacımızı tane tane anlatacağım.

Aslında Ester hamile değildi. Bize yalan söylediğinin gayet farkındaydık. Önceki satırlarımda ondan hamile gibi bahsetmiştim ama aslında hepimiz onun yalan söylediğini biliyorduk. Bunu Katheryn sayesinde öğrenmiştik. Her şey Ester'ın, Katheryn'e giderek arkadaş olmak istedğini söylemesiyle başlamıştı. Onu tanıdığımız kadarıyla çıkarları uğruna her şeyi yapabilecek bir insan olduğunun farkındaydık. Nitekim aralarındaki arkadaşlık(!) da o salağın çıkarları doğrultusunda başlamıştı.

Raven'ı çok sinir edecek bir şey yaptığını Kath'e anlattığı için dolaylı yoldan biz de öğrenmiştik. Onun yapacağı en büyük ve en gizli uyuşturucu vurgununu ağzından kaçırmıştı. Bir nevi işlerini baltalamıştı ve önceden yaşadıkları husumetler de buna eklenince Raven'ın çok sinirleneceğini anlamıştı. İşte bu durumda, ne yapıp edip kıçını kurtarması gerekiyordu. Burada da devreye biz girmiştik.

Raven'la gırtlak gırtlağa gelebilecek, onun dengi tek tayfa bizimkiydi. Ester da bunu bildiğinden bize sığınmak istemişti. Bunun için öylece bize gelip sığınma talep edemezdi tabii ki. Hiçbirimiz onu sevmiyorduk, bu aşikârdı. Bunun için daha aylar öncesinden kendine gerekli nedenler bulmaya çalışmıştı. Hoseok'un bombaları imha etmesini söyleyen, Raven'ın yok ettiğini sandığı kanıtları elimize getiren ve acımamız için hamile olduğunu söyleyen o'ydu.

Bize bir nevi şantaj yapmıştı. Bunların hepsini gidip bir bir Kathryn'e anlatmıştı. Onun hiçbir şekilde onu ifşalamayacağını düşünüyordu ama sevgili arkadaşım; asil kadınım, bana elindeki ses kayıtlarıyla gelmişti. Her şey birer yalandan ibaretti. Ester'ın bizi ona ne şekilde anlattığı, planları, kaçma isteği ve daha birçok şey kayıtlarda mevcuttu.

Başta inandırıcı olması için onu gerçekten öldü gibi göstermiştik. Katheryn işi bitince geleceğini söylemişti. İşte o zamana kadar her şeyden habersiz gibi davranıp Ester'a karşı salak ayağına yatmak durumunda kalmıştık. Şimdi bunları öğrenen Daniel'ler de bize ortak olmuştu. Yani anlayacağınız, Ester bu akşam şakacıktan değil, gerçekten ölecekti.

Benim erkeğimin dudaklarını öpmenin ve evine kadar takip etmenin, bizim arkamızdan çevirdiği dolapların, nefret dolu söylemlerinin bedelini ödeyecekti.

Dudaklarımdaki gülümsemeyle birlikte kısa şortumun ipini bağlayarak belimi sıkılaştırmış, ardından kendimi koltuğun köşesine yaslamıştım. Bacaklarımı Jeon'un kucağına attıktan sonra oflayarak tırnaklarımı incelemiştim. Yeni bir oje sürsem iyi olurdu. Hm, aslında koyu bordo renkte bir oje sürsem hiç fena olmazdı. Bana yakışacağını düşünüyordum.

"Onu nasıl çekeceğiz müştemilata? Evimi kirletemem, hiç kusura bakmayın çocuklar."

O salağın kanını evimin içini geçin, müştemilatımda bile görmek istemiyordum fakat buna mecburdum. Zaten her türlü elime bulaşıp kirletecekti. "Kız zekiye benziyor ama esasında salak. Kolay bir şekilde çekebiliriz onu." Daniel'in söylemi üzerine ellerime bakmaya devam ederken kendimce düşünme çalışmalarına başlamıştım. Aslında aklıma çok klasik ve inandırıcı bir fikir geliyordu. Onu rahatça çekip daha sonra da ipini kesebilirdik.

Bacağımı okşayan Jeon'a göz kırparak gülümsediğimde bakışlarımdan ne dediğimi anlamaya başlamıştı. Bakışlarla bile anlaşabilecek seviyeye gelmişken nasıl olur da bu adama hayran olmazdım ki? "Bebeğimin aklında bir fikir var." herkes bize döndüğü sırada bacaklarımı Jeon'un kucağından çekmiş, yere indirerek konuşmaya dalmıştım. Bir an önce bu işi bitirip rahata ermeliydik. Hatta ojelerimi o orospunun kanıyla bile sürebilirdim. Bu, delilikti.