Merhabalar.
Uzun zaman oldu. Nasılsınız, iyi misiniz?
Beni sorarsanız iyiyim. Sadece biraz gerginim. Sınava çok az bir zaman kaldı. Bu sene daha tecrübeli gireceğim ama korkumu aşamıyorum ne yazık ki. Umarım iyi sonuçlar alabilirim. Kendimden ümidim yok, Türkçe netim bir türlü artmıyor ve bu benim sinirlerimi bozuyor. Her şeyin iyi olmasını ve sonuçlar açıklanınca buralara 'Kazandım.' yazabilmeyi diliyorum.
Bölüme geçebilirsiniz, iyi okumalar.
********************
Hissettiğim acı, ruhumun ve bedenimin derinliklerinde kol gezmeyi itinayla sürdürürken titreyen elimi cebime doğru götürmüştüm. Bunu yaparken bile ruhum yanıyor, kalbim kasılıyordu. Her ne kadar güçlü kalmaya çalışsam da ben artık tükenmiştim. Onca şey yaşamış, türlü türlü olaylara şahit olmuştum. Kâh üzülmüş, kâh gülmüştüm ama bu çok farklıydı.
Hissettiklerim, düşündüklerim ve uyguladıklarım... Hepsi bir günde darmadağın olmuştu. Kolay değildi ama bir şekilde dayanmaya çalışıyordum. Bunu yapmam gerekirdi, en azından sevgilim için yapmalıydım. Beni böyle perişan olmuş hâlde görmemesi gerekiyordu.
Eğer ki görürse hiç yanmamış gibi yanardı canı, acırdı kalbi. Dayanamazdım onun mutsuz olmasına. Hep tebessüm etsin, mızmızlanmalarıyla beni güldürsün isterdim. Mutsuzluk ve üzgünlük hiç yakışmıyordu benim meleğime.
Elimdeki paketin içini açıp sigarayı dudaklarıma yerleştirdikten sonra çakmakla ateşleyerek yakmıştım sigaramı. Neden içiyordum bilmiyorum, psikolojik olarak üzüntülü olduğum için bir nebze olsun rahatlamamı sağlıyordu. Ciğerlerimize zarar veren bir şey nasıl olur da rahatlamayı sağlıyor diyebilirsiniz ama onun verdiği zarar içeride sessiz bir şekilde uyuyan meleğimin bana verdiği acıdan yüksek olamazdı.
En savunmasız anımda onu kaybetme korkusu yaşamıştım. Yüz güzelliğinin birkaç çizikle lekelenmesi, bacağında ve vücudunun birkaç bölgesinde kırık çıkıklar olması, onu kurtarmam için bana yalvarması ve daha birçok şey gözümün önünden gitmiyordu. Ben çökmüştüm. Onun tatlı gülümsemesini görmeden, konuşmasını duymadan nasıl iyi olacaktım? Olamazdım.
Taehyung benim kalbimdi ve ben tam olarak kalbimden vurulmuştum.
Zehirli dumanı hiçbir şeyi umursamaksızın ciğerlerime yollayıp başımı gökyüzüne doğru çevirmiştim. Akşamın karanlığına inat yükselen ay yüzümü aydınlatıyordu. Bunu hastanenin camına yansımasından anlayabiliyordum. İstemsiz bir gülümseme yayılmıştı dudaklarıma. Ardındaki hatıra güzel olsa bile verdiği hüzün tarif edilemezdi.
"Ben bir ay'ım, sense bir güneşsin. Sana kavuşmak istiyorum ama aramızda hep bir engel var. Ben, sürekli seni izleyen bir gezegenim. Elbet bir gün kavuşacağız. Seni çok seviyorum."
Meleğimin bana karşı söylediği sözler kulağımda uğuldamaya başlarken gözümden akan göz yaşlarına engel olamamıştım. Çok canım yanıyordu.
Ağlamalarımı birazdan hıçkırıklarımın takip edeceğini çok iyi biliyordum. Ben ciddi anlamda çok zor dayanıyordum. Hatta buna dayanmak denir mi onu da bilmiyordum. O, yatakta gözleri kapalı yatıyordu. Bedenen ayakta oluşumun acısını çekiyordum. Taehyung çok kötü bir kaza geçirmişti ve ben kendimi altı gündür toparlayamıyordum.
Çığlıkları aklımdan çıkmıyordu. Bana ölmek istemediğini söyleyip onu kurtarmam için yalvarışları kulaklarımda çınlıyordu. Titremeye başlayan ellerimin arasındaki sigarayı içime çekmek bile yorucu geliyordu. Taehyung orada yatıyorken ben ne yapıyordum? Sinirlerim bozulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Night Stand
FanfictionTaehyung, motor yarışlarında tanıştığı Jeongguk'la bir gece geçirmek ister. Ama yaşadıkları şey bir geceden daha fazlasıdır. •+18 içerik. •Feminen Taehyung.