Hoşuna giden birisiyle yeni bir ilişkiye başlamak, insanı delicesine heyecanlandıran, önceki gece uyku dahi uyutmayan bir durumdur. Tüm gece Hoseok'un heyecanı yüzünden bir gram uyku uyuyamamıştık. Bugün kuzenim Jiwon ile bir mekanda buluşacaktık. Hoseok utandığı için yanında ben de bulunacaktım ve son anda kararlaştırdığımız üzere Jeongguk da bizimle gelecekti.
Çifte randevu gibi bir akşam geçireceğimiz doğruydu.
Kafede bizimkilerle buluşmamızın ardından birkaç gün geçmişti, ben de Jeongguk'ta kalmayı bırakıp eve dönmüştüm. Onun da evde olmayıp birkaç gündür babasının işleriyle ilgilenmesi yüzünden evinde yalnız durmak istememiştim. Ekstra olarak gelişen bir olay daha vardı. Hoseok önceden Samuel piçiyle aynı evi paylaştığı için oraya gidemiyordu. Eşyalarını Samuel evde yokken gidip toplamıştık. Uzun bir süre bizde kalacak gibi görünüyordu.
"Ya of, giyecek hiçbir şeyim yok! Ne giyeceğim ben?!" o kadar klişe bir şey söylemişti ki göz devirmeden edememiştim. Hoseok ne zaman dışarı çıkacak olsa giyecek kıyafet bulamadığından yakınırdı. Halbuki ona o kadar güzel kombinler yapıyordum ki... Aptal çocuk, seçtiklerimi kendisi beğenmiyor, sonra da kendine kombin oluşturamayıp ağlıyordu.
"Hoseok, şunu giy işte arkadaşım? Bak bu gömleği giy, altına da beyaz bir kot giy. Ama gömleğin sadece bir kulağını içine sokalım. Saçlarını da ortadan ikiye ayıralım. Ben spreyle şekil veririm. Hadi artık seç şunları..." yalvarır gibi konuşarak dediklerimi kabul etmesi için adeta kendimi yırtıyordum. Elini çenesine koyup gözlerini kısarak elimdekileri almış, ardından memnun olmuş gibi gülümsemişti.
"Harika olacak, ben bunları giyiyorum o zaman! Hadi sen de git giyin. Sonra gelip saçımı yap."
"Tamam bücür." yatağa oturan bedenin saçlarını karıştırıp dağıtmış, bağırmaya başlamasını umursamadan odasından dışarıya kaçmıştım. Saçlarının karıştırılmasından hiç hoşlanmazdı ve ben de ona, inadına hep bunu yapardım. İşte gerçek arkadaşlık böyle bir şeydi. İçerisinde şerefsizlik ve piçlik barındırmalıydı. Buradaki piçliği ve şerefsizliği yapanda ne hikmetse hep ben oluyordum.
Odama doğru giderken bir yandan da telefonuma gelen güzel mesajlara bakıyordum. Ardı ardına gelen mesajlar mutlu olmamı ve salak gibi gülümsememi sağlıyordu.
********************
Jeon: Taehyung'um.
Jeon: Seni özledim güzelim.
Jeon: Buluşunca bir güzel dudaklarını yiyeceğim.
Jeon: Ruj sürme tamam mı? Senin tadını istiyorum.
Jeon: Ayrıca kısa giyinmeni istemiyorum, bu konu hakkında konuşmuştuk seninle. Beni çıldırtmak için bu kadar kısa giyinme. Kendi sevdiğin gibi giyin.
Jeon: Jeon'dan Bay Kim'e sevgilerle, öpüyorum.
********************
Yazdığı şapşallıklara kocaman gülümserken ona hemencecik cevap verip odama girmiştim. Bir an önce onunla buluşmak istiyordum. Hoseok'tan daha heyecanlıydım çünkü aşık olduğum adamın yanına gidecektim, bundan daha güzel şey var mıydı? Yoktu.
"Ummm, bugün oppamıza uyarak kısa giyinmiyoruz, yoksa bizi on tur sikebilir. Bunu isteriz fakat ertesi günü de düşünmek lazım." kendi kendime konuşurken giyinme dolabımın önüne gelmiştim. Aklımda dün geceden kalma bir kombin vardı. Birazcık gösterişli olsa bile ben gösterişi severdim. Sevdiğim bir şeyi de korkusuzca giyerdim. Bu yüzden direkt olarak yerlerini ezbere bildiğim pullu kırmızı üstümü, kırmızı saten pantolonumu yatağın üstüne doğru bırakmıştım. Eminim ki Jeon da bunları beğenecekti, biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Night Stand
FanfictionTaehyung, motor yarışlarında tanıştığı Jeongguk'la bir gece geçirmek ister. Ama yaşadıkları şey bir geceden daha fazlasıdır. •+18 içerik. •Feminen Taehyung.