Kış bitiyor. Zaman çok hızlı geçmedi. 5 yıldır beraber olduğumuz köpeğim Jüpiter'le beraber ilk kes bu kadar uzun süre evde oturduk sanırım. Insanlar Queens'ten Manhattan a central Parkı gezmek için geliyorlar biz ise evimizin penceremden izliyoruz. Jüpiter'le evde sıkılıyor, film izliyor ve uyuyoruz. Henry kaç kere çağırsada evden çıkmamak için biyerimi yırtıyorum.
Babam ay sonu olduğu için işten geç geliyor. Annem de denetimde olduğu için Hasta kalmasa bile mesaisinin sonuna kadar beklemek zorunda kalıyor.
☆★☆★☆★☆★☆★☆★☆★☆★☆★
Bu muhteşem pazar günü de bitiyor nihayet. Pazar gününün bitmesinden hep nefret ederim. Daha doğrusu ederdim. Ta ki öğrenci değişim programıyla okulumuza gelen o beyaz tenli, siyah saçlı, bir insanın olabileceği en saf yüzlü, trilyonlara dahi alamayacağınız kadar kaliteli ipekten bile daha pürüzsüz sesli, o kız.gozlerindeki siyahlığın etrafını saran kızıl halka kadar dikkat çeken teker teker, özenle yerine koyulmuş gibi duran saçlarının siyahlığı beni tam olarak "she's like a Rock'n Roll" moduna sokuyordu.
○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●
Sabah oldu. Nihayet sabah oldu. Yüzümde kocaman gülümsemeyle tam zamanında çalmaya başlayan 8. Senfoniyle beraber yataktan fırladım ve 18 yıldır yapmadığım bir şeyi yapıp babamdan önce tuvaleti kaptım.
Tıraş olmam lazımdı. Ama sonrasında sürmem gereken kolonyanın kokusunu sever miydi? Yoksa kirli sakal mi severdi. Bıyıkta bırakabilirdim. Yada uzun fualler?
"Vay canına ilk kes Jackson center bir kız için hazırlanıyor. " Henry banyonun kapısında dikilmiş bana bakıyordu. Yine göğüs kaslarını ortaya çıkaran v yaka Lee Cooper tişört ve ona göre daha açık renk olan pahalı pantolonunu giymişti.
Bizim evde ne işi vardı ki sabahın köründe?
" jaaackk! Dört ayaklı kardeşlerinize biraz laf dinlemeyi öğretin! " annemin bu bağırtısı herşeyi açıklıyordu sanırım. Henry bugün 4 yaşındaki köpeği rush ı bize bırakacaktı. Anneme söylemeyi unutmuştum. Jüpiter'le iyi anlatıyorlardı." terasın kapısını açar mısın anneee! "
Sürgülü kapının sesini duyduk ve bir süre sonra ayak sesleri kaybolmaya başladı." Umarım alt katta oturan mary teyzenin çiçeklerini bozmazlar" dedi Henry
"rahat ol bayan mary artık çiçeklerini sebzelerle değiştireceğini söyledi. "
Hay aksi! Saat 8.55...
Olabildiğince hızlı traş oldum. Dolaptan elime geçen ilk şeyi giyip botlarımın ipini bağladım ve merdivenlerden hızlıca inmeye başladık.
Bay Frank iyi bir öğretmendi ama zamansızlık ve sorumsuzluğa tahammülü yoktu.
Okula gidişimiz daha kısa sürsün diye Central park içinden geçmeye karar verdik. Hava soğuktu. Üşüme ye başladığımda montumu almadan çıktığımı farkettim. Kahvaltı da yapmamıştık. Çok açtık ve ilk teneffüsü bekleyemezdik. Sosisli bu durumda tek seçeneğimizdi. Ama sıra çok uzundu eğer beklersek kesinlikle geç kalırdık ve zaten zar zor B- aldığım kimya dersine geç kalmam hiç hoş olmazdı. Yemekhane de bugün yenilenme yapılıyordu bu yüzden erken yemek almak gibi bir şansımız da yoktu.
→→→→→→→→→→→→→→→→→→
Okuldayim. Bay frank le beraber derse girdik. "görünüşe göre matematiğiniz kimyanizdan daha kötü bay center"
Ne demek istemişti. Matematik en başarılı olduğum derslerden biriydi.
"özür dilerim efendim " ne dediğini anlamadığımı belirten bir yüz ifadesi yapmaya çalıştım." fualleriniz Bay center fualleriniz "bunu der demez içime bir utanç düşmüştü. Fuallerimin biri diğerinden kısaydı. Hemde çiftler çeyrek finalinin yapılacağı gün. Okulun yarısı ve büyük ihtimalle adını bilmediğim o güzel kızın beni izleyeceği gün böyle bir hata yapmamalıydım. 2 kere kontrol etmiştim. Geç kalmamak için çok mu hızlı tıraş olmuştum.
Işte. Sınav notlerimiz okunuyor. Nolur b olsun nolur b olsun... "Jackson center" adımı söyledikten sonra gözlüğünün üstünden bana bakması iyiye işaret miydi? "bir sosyopatın hızlı yükselişi. A-"
Ne. Ne dedi o. A- mi ? Aman tanrım aldigim en yüksek kimya notuydu. Masaların üstünde gezmemek için zor tutuyorum adeta kendimi.
nihayet zil çalıyor.400 kişilik yeni kortta yapılacak ilk maç için soyunma odasına gidiyorduk .bu maçı kazanmamiz lazımdı. Bu senede çiftler kupasını almak istiyorsak turnuvadaki ezeli rakillerimiz Markus ve Carl'ı bu maçta yenmemiz lazımdı. Marcus bitirici sağ elleri ve Carl da Marcus a bu fırsatı vermemizi sağlamak için attığı topspin lerle ünlüydü. Biz ise göze hoş görünen ve eğlence için oynadığımız oyunumuzla tanınırdık. Seyirciyi eglendiren ve bunu yaparken kendimizi daha çok eglendiren bir takımdık.
400 kişilik tribün tıklım tıklım doluydu. Soyunma odasında koç Benedict le beraber oyun taktiği üzerinde çalışıyorduk. Isınma oyununu teke tek yapmaya karar verdik. Karşılıklı kapılara yerleştik. Şov için hazırdık. Diğer takımlar aksine ısınmak için top çevirmek yerine akrobatik hareketler yaparak tam anlamıyla dans edercesine maç yapmayı tercih ederdik.
✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖
Isınma bitti. Para atışı ardından tarafımızda yerimizi aldık. Servis atışı onlardaydi.
Soyunma odasına gülerek dönen takım bizdik. Hiç vakit kaybetmeden üstümüzü biseylerle kurulayip öğle yemeği için şehrin dışında denebilecek kadar uzaktaki Pizza Hut a gitmek için metroya indik. Eğer yürüyen merdivenler olmasaydı inmemiz ne kadar sürerdi kim bilir. Maç o kadar yorucu olmuştu ki... Sarı çizginin gerisinde metroyu beklerken büfeden soğuk bişeyler almaya karar verdik. Soda. Işte budur. Soğuk, serinletici, harika!
"Tam zamanında " bu ses çok tanıdık gelmişti. Hemen sesin geldiği tarafa döndüm.
O kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizler
AcakGenç tenisçiler Jackson ve Henry Namı diğer "ikizler" bugüne kadar yaşadıkları en olağanüstü duyguları hissedecekler. New York sokaklarında yankılanan aşk ve dostluk romanı. İkizler... ♊