Nezaketen ödeme yapmak için kasaya yöneldim ama müdür Bernardo beni durdurdu. Beni odasına çağırdı. Diana'ya bir dakika geliyorum anlamında işaret yapıp müdür Bernardoyu takip ettim.
-Onları ödemen gerekmediğini biliyorsun delikanlı. Ama asıl sorum bu değil. Mağazada çalışması için bir görevliye daha ihtiyacımız var ve belki bu kişi o güzel kız olabilir. Bilirsin burası Amerika ve o, yani müşterinin dikkatini çekebilir.
-Bunu neden ona sormuyorsunuz bay Bernardo?
-Şey yani beraber olduğunuzu düşündüm ve belki sen bu görüşüme karşı çıkabilirsin diye önce sana danıştım.
-Teşekkür ederim ama biz birlikte değiliz yani henüz. Bu yüzden ona sorsanız daha iyi olur.
"peki ozaman ona soralım" dedi ve telefondan kasa görevlisini arayıp Diana'yı çağırttı.
Diana gelip karşımdaki koltuğa oturdu.
-Beni neden çağırdınız bay...
-Bernardo
-Beni neden çağırdınız bay Bernardo?
-Sana bir iş teklifinde bulunmak istiyorum. Tabii eğer kabul edersen.
-teşekkür ederim ama okulum var ve zaten buralı değilim.
-Okulu ve ödevlerini yapman için yeterli vaktin olacağına eminim kızım. Haftada 3 gün ve 1500$ maaş, sanırım bu öğrencilik hayatını daha kaliteli hale getirmende yardımcı olur ne dersin. Tabii eğer Bay Jackson kabul ederse çünkü babasının yokluğunda mağazanın yarısı onun sayılır.
Ahh hayır bunu neden söyledin ki! Diana bunu bilmiyordu. Bilerek buraya getirdiğimi düşünecek. :(
-Hayır, hayır tabii ki sorun yok.
Diana bana bakarak azıcık belli etmemeye çalışarak gülümsedi. 1500$ new York ta öğrenci olmak için yeterli değildi ama Diana nın kazandığı burs işin içine girince çok yeterli bir geliri oluyordu.
Kasadaki görevli Ürünleri paketleyip oraya bırakmıştı ve biz gelince bize doğru uzattı. Poşetlenmiş paketleri alarak mağazadan çıktık ve caddede yürümeye başladık.
-Söyle bakalım Jackson Center, benden sakladığın başka zenginliklerin var mı?
-Yatağımın altında domuz kumbaram var.
Dedim gülerek. Komik değildi ama o da gülmüştü. Bu hoşuma gidiyordu.
-Bunlar için gerçekten teşekkür ederim.
-Önemli değil gerçekten Diana.
-Peki sen ne giyeceksin?
Çok doğru bir soru ben ne giyeceğim? Kendime resmi kıyafetler almam lazım. Hiç sevmem aslında ama mecburen giymem lazımdı. Bay Bernardo'nun dediğine göre dünyanın en prestijli markasının mağazasının yarısı benimdi.
Bir takım elbiseye ve parlak sivri burunlu ayakkabıya ihtiyacım vardı ama nerden bulabilirdim ki hiç öyle şeyler almamıştım daha önce.
-Açıkçası bilmiyorum. Daha önce resmi kıyafet giymedim.
-Gel hadi sana da bişeyler alalım.
Diyerek kolumdan tuttu ve hızlı yürümeye başladık. Vitrininde simsiyah bir takım elbise olan Zegna diye bir mağaza vardı. İçeri girdik ve görevliden vitrindeki siyah takımın aynısını istedik. Bedenimi sordu ama tam emin değildim o yüzden tahmini bir takım getirdi. Kabine girdim ve Üstümü değiştim, gerçekten yakıştı sanırım diye içimden geçirdim doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizler
RandomGenç tenisçiler Jackson ve Henry Namı diğer "ikizler" bugüne kadar yaşadıkları en olağanüstü duyguları hissedecekler. New York sokaklarında yankılanan aşk ve dostluk romanı. İkizler... ♊