Kalp

279 33 18
                                    

Draco

Sebebini bilmesem de heyecanlıyım. Sanki öyle hissediyorum ki her an her şey olabilecek.

___

Draco fazlasıyla haklıydı her an her şey olabilirdi, ve olmuştu işte. Karşısındaki manzara ile dondu kaldı. Gözleri dolmuştu. Ama böyle yapmamalıydı. O bir Malfoy'du. Hemen gözlerini sildi. Ve sinirle Slytherin ortak salonuna indi. Her an herkese patlayabilirdi.

Şans ki Pansy gelmişti. Çok mutluydu. Gözlerinin içi gülüyordu. Ona hışımla bağırdı.

"GİT BURADAN."

Bir an Pansy'nin yüzü soldu.  Gözleri dolmaya başladı. Ona baktı ve ardından arkasını dönüp koşarak uzaklaştı.

Draco'nun siniri bir an bile inmiyordu. Yatakhaneye gitmeye karar verdi. Hiç kimseye gözükmeden yatağına girdi. Belli ki dışarıda rüzgar vardı. Göl dalgalıydı.

Gözlerini kapattı. Ve yalnızca düşündü. Mutlu olmayı düşündü. Ailesini düşündü ve Hermio...

Gözlerini aniden açtı. Neden onu düşünüyordu. O bulanıktan ibaret bir şey değil miydi.

"Bulanık..." kafasının içinde yankılandı. Bunu düşününce bile kalbi acımıştı. Ona söylediği her bir şeyde sanki kendini öldürmek istiyor, canı yanıyordu.

Mutluluk... Neydi bu mutluluk? Gözlerini tekrar kapadı. Kırmızı elbiseli bir kadın, yanındaki adam ile iki çocuğun peşinden koşturuyordu. Ne kadar da tatlıydılar.

Gözlerini açtı. Bulanmıştı. Tıpkı dört yıl öncesindeki gibiydi. O Hermione'yi düşünüyor, göz yaşları istemdiz süzülüyor ve Draco'nun canı yanıyordu.

Onu Krum ile öpüşürken görmek... Belki de en son istediği şeydi.

Hani baloda birbirlerine gülümsemişlerdi. Ellerini zevkle tutmuşlardı. Bunlar ...

Anlamsızdı. Ne bekliyordu ki? Elini tuttu dans etti diye onu seveceğini mi? Hem zaten o da sevmiyordu.
Sevmiyordu ki. Hatta nefret ediyordu. Evet evet, sadece nefretti onunkisi. Bunları düşünürken mavi buzları erimiş, artık denize dönmüş gözleri kapandı ve huzurlu bir uyku onu eline aldı...

Hermione

Victor ile çıkıyor, Ron'u seviyor, Draco'ya karşı belirsiz şeyler besliyordu. Ne kadar da garipti hayatı. Ne yapıyordu ki? Bu oyuncak mıydı?

Victor onu çok seviyordu. Bunu biliyordu. Ve bu da kendine güven hissini veriyordu.

Ron, onu delicesine kıskanıyor ve deli oluyordu. Bu çok hoşuna gidiyordu.

Draco... Peki ya Draco ne oluyordu? Nasıl girmişti ki araya? Baloda ona gülümsemişti. Elini tutmuş, dans boyunca ona bakmıştı.

Sonra kafasını salladı iki yana. Neler düşünüyordu. Yalnızca dans etmişlerdi. Ona güldü diye aşık olduğunu da nereden çıkarıyordu. Hem o da sevmiyordu. Nefret ediyordu.

Nefret...

Bunu düşünürken parşömen yığınının üstünde uykuya daldı.

_____

Ikisi de ne kadar güzel yslan söylüyorlardı. Birbirlerine hiç bir zaman itiraf edemeyeceklerdi. Daha kendilerine itiraf edemezken nasıl yapacaklardı ki???

Ama atladıkları bir şey vardı. "Kalpleri beyinlerinden çok çok daha hızlıydı..."

_______

"Lanet olsun Pansy, çok abartıyorsun. Sinirlidim sadece."

"Ko-nuş-mu-yo-rum. Hatalısın."

"Off iyi tamam hadi. Gel barışalım."

"Özür dile."

"Abartma istersen."

"Sen bilirsin. Hıh."

"Of hadi. özürdilrim."

"Anlayamadım??"

"Al işte özür dilerim. Oldu mu?"

"Evet oldu."

Pansy Draco'ya boynundan sarıldı. Aynı şekilde Draco da onun belinden sarıldı.

____

Kütüphaneye mutlu bir şekilde giden Hermione, elindeki sekiz kitabı yer düşürdü. Koşmaya başladı.

Yere düşen kitap sesi ile Draco ve Pansy ayrıldılar.  Draco hızla Hermione'nin peşinden gitti. Hermione bozuk kızlar tuvaletine kaçıyordu.

Draco tereddüt etse de tam girişinde Hermione'yi kolundan yakaladı. Ve kendine çekti.

Yıldızabasalım🌟🌟🌟

zor hayat(dramione)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin