Hermione x Draco
Harry Hermione ve Ronald Hogwarts'ta altıncı yıllarına geçmişlerdi. Genç cadının kaderi Hogwarts bittikten sonra trajik bir şekilde değişti.
Hayatına sonradan giren bir büyücü onu daha büyük bir karmaşanın ve acının içine sürükl...
Eğer uzun olursa part 3 gelebilir arkadaşlar :) Lütfen bol bol yorum atın :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yazardan
"Geç kaldın." dedi Dean sessizliği bozarak. Draco Hermione'ye uzattığı elini indirdi. Sarışın büyücünün dudakları titredi. Gözleri acımaya başladı. Draco kendini o kadar sıktı ki göz yaşının akmaması için, kaburgaları ağrıdı. Genç adam Hermione'ye baktı uzun bir süre. Hermione Draco'nun gözlerindeki hayal kırıklığını gördüğünde o kırıklar kalbine battı.
Hermione'nin sol yanağından bir damla yaş aşağı düştü. Draco arkasını döndüğünde. Hermione'nin ağzından hıçkırıklar çıktı ama genç cadı hemen ağzını kapattı. Göz yaşları elini ıslattı. Hermione böyle olacağını düşünmemişti. Draco giderken kalbi hissettiği büyük üzüntü ile ezildi.
Hermione onun gitmesine dayanamadı. "Draco!" diye seslendi arkasından. Elbisesinin eteğinden tutup Dracoya doğru koştu. Sarışın büyücü ona doğru döndü. Draco bir kaç adım attıktan sonra olduğu yere mıhlandı. Ginny, Luna ve Lavender'den küçük bir çığlık sesi duyuldu, onlar da elleri ile ağızlarını kapadı.
Hermione ne olduğunu anlayamadı. Genç cadı olduğu yerde durdu ve yavaşça arkasına döndü. Hermione'nin gözleri korkudan yerinden çıkacakmış gibi oldu. "Dean?" diyebildi.
Siyahi büyücü elindeki silahla bir kaç adım yaklaştı. Silahı tuttuğu eli titriyordu. "Böyle olacağını tahmin etmiştim." dedi Dean. "Ginny, Luna Elizabeth'i götürün, lütfen ." dedi Draco iki kıza bakarak. Ginny Elizabeth'i kucağına aldı hızlı adımlarla Luna ile birlikte salonun çıkışına ilerledi. Bütün salonu Elizabeth'in "Anne." diye ağlayışı doldurdu. Elizabeth ağladıkça Hermione'nin de ağlıyordu. Nihayet Ginny ve Luna salondan çıktı. Elizabeth'in sesi de gittikçe azaldı.
"Hermione buraya gel." Dean elindeki silahı oynatıp daha çok yerleşmesini sağladı eline. Hermione, Draco'ya doğru bir adım attığında Dean silahın sürgüsünü asıldı ve silahı Draco'ya doğrulttu. "Hermione, buraya gel." Dean bu sefer sesini yükseltti. Hermione korkarak Dean'e yaklaştı. "Bunu neden yapıyorsun." dedi Hermione hıçkırıklarının arasından.
"Sana yalvarırım Dean! Bunu yapma." diye bağırdı Hermione. Dean başını Hermione'ye çevirdi. Genç cadıya bir kaç saniye baktıktan sonra başını sağa ve sola salladı. "Hayır, hayatımı mahvetmesine izin vermeyeceğim." Dean dişlerini sıkarak konuşmaya devam etti. "O artık benim karım!" Diye bağırdı.
"Tamam senin karın!" diyerek karşılık verdi Draco. Hermione bu cümle üzerine Draco'ya döndü. "Buraya sadece içimdeki bir umut kırıntısına tutunarak geldim."Bu sefer sesi kısık çıkmıştı. Draco kendi ile verdiği savaşta yenik düştü. Yanaklarından süzülen yaşlar yere düştü. "Hermione'nin hala beni sevdiğini düşünerek geldim." dedi Draco. Bu cümle Hermione'nin canını yaktı. "Kızıma onca seneden sonra babalık yapabileceğimi düşünerek geldim. Ama evet geç kaldım."
