Arkadaşlar yorum yapın lütfen yorumlar düştü.
Yazardan
"Bay ve Bayan Thomas."
Bu cümle üzerine salondaki tüm gözler sarışın büyücüye döndü. Kucağında uyuyakalan minik Elizabeth vardı.
"Elizabeth." dedi Hermione ağlamaklı ses tonu ile. Draco'nun yanına geçip kızını kucağına aldı. Küçük cadı sarsıntıdan dolayı gözlerini araladı. Annesinin kucağında olduğunu anladığında,"Anne!" diye haykırdı ve annesine sıkıca sarıldı. Hermione Dean'ın yanına geçti.
Hermione kızını öpücüklere boğuyordu. "Neredeydin Elizabeth? Seni o kadar merak ettik ki!" dedi Hermione kızını bağrına yaslayıp. "Şey ben," diye başladı küçük cadı. Ama sonra "Denny!" diye bağırıp Dean'ın kucağına doğru sarktı. Dean onu kucağına aldığında Elizabeth küçük bacaklarını Dean'ın gövdesine doladı. Siyahi büyücünün gamzeleri derinleşti. Oda Elizabeth'e sarılmıştı.
Odadaki bakışlar Draco ve diğer üçü arasında gidip geliyordu. Salonun havasındaki gerginliği küçük Elizabeth ve Bay ve Bayan Granger dışındaki herkes hissediyordu.
Draco'nun etrafında görünmeyen şimşekler çakıyor ve Dean'e ölümcül bakışlar atıyordu. Eğer Draco bakışları ile birini öldürebilseydi. Dean çoktan ölmüş olurdu.
Siyahi büyücü Elizabeth'i sıkıca tutup diğer kolu ile Hermione'yi sarmaladı ve kendine doğru çekti. Üçü, Granger'ların gözünde mükemmel bir aile tablosuydu. Dean ve Hermione bugüne kadar hiç pot kırmamışlardı.
Draco sessizce üçünü izliyordu. Ama denizde fırtınadan önce sessiz olurdu değil mi?
Dean salondaki ölüm sessizliğini bozan ilk kişi oldu." Kızımızı nasıl buldun?" dedi ve koyu kahve renkli gözlerini Draco'nun mavinin koyu tonuna bürünen gözlerine sabitledi.
Siyahi büyücü çok büyük bir hata yaptığının farkında değildi. Kızımızı demişti, Draco'nun kızına. Hermione bu cümle üzerine alt dudağını dişledi. Ginny ve Luna "Hiyy." diye bir ses çıkardı. Harry ve Ron ise soğuk bakışlarla bir Dean'e bir Draco'ya bakıyordu.
Draco'nun yüzünde derin bir gülümseme oluştu. Ama sinirden olduğu bariz belliydi. Draco tam ağzını açacaktı ki kızı konuştu. Elini Dean'ın yanağına koyup kendisine dönmesini sağladı Elizabeth."Denny, şey. Kızma tamam mı? Ben senin yanına gelmek için giysilerimi değiştirip hemen çıktım. Ama şey, seni bulamadım. Çok korkmuştum ama beni Draco buldu." diyip gülümsedi. "Demek öyle küçük hanım." dedi Dean'de "Ama seni ne kadar merak ettiğimin farkında mısın? Herkes senin için çok endişelendi. Neden hemen geri gelmedin?" dedi siyahi büyücü bunu derken Draco'ya baktı.
"Çünkü beni Lunapark'a götürmesini istedim." diyiverdi.
"Tatlım seni bizde götürebilirdik-" dedi Hermione ama küçük cadı annesinin sözünü kesti." Evet biliyorum annecim ama sen çoğu şeye binmeme izin vermemiştin. Ama Draco beni senin izin vermediğin şeylere bindirdi. Kendi başıma atlıkarıncaya bindim. " diyip kıkırdadı ve kafasını Dean'ın boynuna gömdü.
Draco kızının bu haline gülümsedi. Salondaki hava birazda olsa yumuşamıştı. Küçük cadının aklına gelmemişti yakınlarının ne kadar endişeleneceği.
"Bir daha bana haber vermeden hiçbir yere gitmek yok. Tamam mı Elizabeth?" diye söyledi Hermione. Küçük cadı kafasını Dean'ın boyun girintisinden çıkardı. "Peki." dedi tatlı sesiyle. Draco'ya kaçamak bir bakış atıp gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione / PureBlood-Prince
FanficHermione x Draco Harry Hermione ve Ronald Hogwarts'ta altıncı yıllarına geçmişlerdi. Genç cadının kaderi Hogwarts bittikten sonra trajik bir şekilde değişti. Hayatına sonradan giren bir büyücü onu daha büyük bir karmaşanın ve acının içine sürükl...