•20•

2.9K 160 133
                                    

Arkadaşlar multimedyayı izlemenizi tavsiye ederim :)

Yazardan

Dean camdan vuran güneş ışıkları sayesinde gözlerini yavaşça araladı. Doğrulmaya çalıştığında başına müthiş bir ağrı saplandı. Kafasını geri yastığa koyarken göğsünün üstünde uyuyan Elizabeth'i fark etti. Kafasını diğer yana çevirdiğinde omzunda uyuyan bir Hermione vardı. Dean zafere ulaşmış edasıyla gülümsedi. Dün Draco'nun geldiğini hatırladığında gülümsemesi soldu. Ama Hermione yanında ve hatta omzunda uyuduğuna göre daha bir şey bilmiyordu. Bunun için sevindi.

Genç adam kalkmak için kıpırdandığında Hermione gözlerini açtı. Kendini Dean'ın omuzunda uyduğunu fark ettiğinde "Şey affedersin." Dedi ve yatakta doğruldu. Dean hala yatarken ona cevap verdi."Sorun değil."

Dean çok yavaş hareketler ile Elizabeth'i yatağa bıraktı. Oda yataktan doğruldu. Hermione'ye bakıp gülümsedi ve elini genç cadının yanağına koyup baş parmağı ile okşadı. "Dean ben olanlar için özür dilerim."

"Özür dilemesi gereken biri varsa o Draco. Sen değilsin." diye gülümsemeye devam etti Dean. "Birden çıkıp geldi diye aramızdaki bağ bozulmayacak. Emin olabilirsin." Hermione de gülümsedi. Dean Hermione'nin yanağındaki elini genç kızın boynuna koydu ve kendine doğru asıldı. Saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Hermione."

"Efendim?" diye cevap verdi genç cadı. "Dün gece sana olan hareketlerimden dolayı özür dilerim." diyerek mahçupça başını eğdi Dean."Kendimi bi an tutamadım."

"Sorun değil." diyerek omuz silkti Hermione. Ama Dean içinden Hermione'ye dair daha fazla şey istiyordu. Ona aşık olmasına rağmen onca sene tutmuştu kendini. "Bugün Elizabeth'i alışveriş merkezine götürelim mi?" diyerek gülümsedi genç adam.

"Çok iyi olur."

*

"Hermione siz şurdaki mağazaya girin ben lavaboya gidip geliyorum." Dean cebinden cüzdanını çıkardı ve içinden mavi renkli bir kredi kartını Hermione'ye uzattı. "Pekala çabuk dön."

Hermione ve kızı H&M e girdiklerinde küçük Elizabeth etrafta koşuşturmaya başladı. "Anne, bana burdaki prenses elbisesini alalım mı? Ve birde şu tacı? Denny'de çok beğenicek eminim." Elizabeth koşturarak beğendiği elbisenin yanıma gitti. Hermione'de kızının yaşına uygun olanı aldı ve ikisi kabine ilerlediler.

"Bu sanırım biraz küçük geldi. Büyüyorsun." diyip kızına gülümsedi Hermione. "Yani Hogwarts'a gidebilecek miyim anne?" Küçük cadının gözleri ışıl ışıl parladı. Hermione kızının bu haline gülümsedi. "Ben büyüğünü alıp geliyorum sakın burdan bir yere ayrılma olur mu?"

"Tamam anneciğim."

Genç cadı kabinden çıkıp elbiseyi aldığı yere ilerledi. Kızının yaşına uygun elbiseyi aldıktan sonra diğer askıdaki etek çok hoşuma gitmişti. Kızının yaşına uygun olan eteği de aldıktan sonra kabinlere doğru yürüdü.

"Elizabeth, sana bir etekte getirdim." Hermione kabinin kapağını açtığında içerde Elizabeth'i göremedi. Bir an kalbi sıkıştı. Kabinden çıkıp mağazayı aradı. "Elizabeth nerdesin?"

Tam dört kere mağazayı turlamasına rağmen Elizabeth'i bulamadı. Etraftaki bir sürü kişiye sormasına rağmen kimse onun kızını görmemişti. Hermione'nin kalbi çok hızlı atıyordu. Kızı ortalıkta yoktu. Belkide kaçırıldı? Bu düşünce onun göz yaşlarının akmasına neden oldu. Her akan yaşını elinin tersi ile sildi. Dean'ı bulmalıydı, şu an tek ihtiyacı olan Dean idi.

Dramione / PureBlood-PrinceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin