neuf

4.7K 195 82
                                    

"Ne yani yarın mı başlıyor?" diye üzüntüyle konuştum telefondan beni arayan okulun danışmanlığındaki Paul'a.

"Evet dersleriniz yarın başlıyor. Ders programınızı internet sitemizden bulabilirsiniz. İyi günler Bayan Parker." dedi ve hat sessizleşti.

Benim de iyi günler dememe fırsat bıraksaydı keşke. İnsanlık bile yaptırmıyorlardı. Sonra neden cehennemdeyim. Bunlar yüzünden, iyilik mi yaptırıyolar.

Niye bunun için bu kadar sinirlendin ki?

Ne biliyim ben! Sen de boş konuşuyorsun.

"Açım."

"Yemek ye."

"Hayır. Canım tatlı istiyor. Yok vazgeçtim cips. Yok o da değil patlamış mısır."

Shawn derin bir nefes aldı ve bana döndü.

"Tamam. Mutfakta hepsinden var git al ve ye."

"Pizza istiyorum."

"Sipariş et."

"Neden sen getirmiyorsun?"

"Çünkü ben pizzacı değilim."

"Olsun. Bana pizza getirir misin?"

"Getirirsem susacak mısın?"

"Yanii belki." dediğimde güldü ve baş belası diyip cüzdanını aldı. Evin hemen diğer sokağında yeni bir pizzacı açılmıştı ve bu yüzden telefonla sipariş etmemişti. Evden çıktığında yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve telefonumun rehberine girdim.
Charlie'yi aradım.

Gitti. Yola çık.

Tamam geliyorum.

1 dakika bile sürmeyen konuşmamızın ardından telefonu kenara koyup televizyona odaklanmaya çalıştım.

Bir 5 dakika sonra Shawn 2 çeşit pizza ile eve gelmişti.

"Oo 2 tane almışsın." dedim gülerek.

"Kendime aldım. Biri sana biri bana."

Cevap vermek yerine elinden pizzaları aldım ve masaya koyup çeşitlerinin ne olduklarına baktım.

Biri bol kaşarlı ve sucuklu diğeri ise karışıktı.

Ben bol kaşarlı ve sucuklu olanı alıp koltuğa geri oturduğumda Shawn arkamdan isyan ediyordu.

"Heaven onu kendime almıştım! Lanet olası bu şeyin içinde domates var."

Kahkaha attım ve "Aa domates, ben de pek sevmem. Üzgünüm Shawn onları ayıklamak zorundasın. Tabi başarabilirsen." dedim.

Elindeki pizzayla yanıma oturdu ve mutsuz mutsuz domatesleri tek tek çıkarmaya başladı. Ben olsam asla uğraşmazdım. Yeni sipariş etmek çok daha kolaydı.
Shawn kadar olmasada ben de domatesi hiç sevmezdim. Ama onun için o pizzayı yiyebilirdim zaten pizzanın içinde ağzıma tadı pek de gelmiyor.

"Tamam hadi ver." dediğimde kaşları sevinçle kalktı.

"Gerçekten mi? Sen mükemmelsin. Seni seviyorum." dediğinde aklıma olanlar geldiğinde yüzüm biraz düştü o da bunu fark ettiğinde özür dilermiş gibi bakmaya başladı.
Elimdeki pizzayı ona verdim ve onun elindekini aldım.

"Onu ayıkladım benim hakkım." dedi ve bir dilimini aldı.
Sadece güldüm.

Biz konuşmadan televizyon izleyerek pizza yerken kapı çaldı.

"Bu kim şimdi ya" diyerek kapıyı açmaya giden Shawn'ı izledim.

Kapıyı açtığındaki yüz ifadesini uzun süre unutacağımı sanmıyorum.
"Senin burada ne işin var?" diye sinirle karışık sordu Charlie'ye Shawn.

"Heaven için geldim." dediğinde Shawn'ın bakışları bana döndü.

"Ne?" dedim bana bakan gözlerine karşılık.

"Heaven gelemez hadi evine."

Shawn konuştuktan sonra kapıyı Charlie'nin yüzüne kapattı.

Bu hareketi ne kadar hoşuma gitsede tepki göstermem gerekiyordu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?" diye sinirlenmiş gibi taklit yaptım.

"Sana kurallarım var demiştim." dedi ve hiçbir şey olmamış gibi yanıma oturdu.

"Ben de bu kurallara uymayacağım diyorum o zaman." dedim ve odama çıkıp siyah pantolon ve bir tişört giyip aşağı indim.

Beni izleyen Shawn'a bakıp "Sana iyi eğlencelere." dedim ve telefonumu alıp evden çıktım.

Charlie geleceğimi bildiğinden orada bekliyordu.
"Sonunda!" dediğinde göz devirip arabasına bindim.

..

İlk gördüğümüz kafeye girdikten sonra birer kahve istedik ve şimdi oturuyorduk.
"Bu çocuk seni seviyor." dediğinde şaşırdım.

"Ne?"

"Seni seviyor diyorum. Yoksa bana böyle bir şey demezdi."

"Der. O der. O beni kardeşi, çocukluk arkadaşı olarak görüyor. İlerisi değil."

"Olacak. Siz olacaksınız. İnanıyorum."

Charlie beni seviyordu. Bunu kendisi geçen gün söyledi. Ama bunları neden söylüyordu?

Kahvemizi içtikten sonra ona bana yardımcı olduğu için teşekkür edip kendim yürüyerek gitmek istediğimi söyledim ve oradan ayrıldım.

Yürürken bir çok şey aklıma geliyordu ve ben bu durumdan hiç de hoşnut değilim. Belki aklıma gelenleri durdurur diye kulaklığımı taktım ve rastgele bir şarkı açtım.

Bu touch it'di hani şu dünyaca ünlü güzel bir kız Ariana Grande var ya onun.

How do I feel you on me when you're not on my skin?

Nasıl oluyor da sen tenimde değilken seni üzerimde hissediyorum?

Yok bu şarkının bana bu duygular içerisindeyken iyi geldiğini söyleyemezdim. Gördüğüm her şey, her his bana Shawn'ı anımsatıyordu.

Ben öylece yürürken bir anda yağmur bastırması ile hızlı yürüyerek 5 dakikada eve vardım.
Kafamı kapatacak bir şey olmadığından çok güzel ıslanmıştım.

Kapı ziline bastığımda kapı hemen açıldı. Karşımda saçları dağınık bir Shawn duruyordu ve kalbim bu görüntüyle atağa geçmişti.

İçimdeki onu öpme isteğini durdurmaya çalışırken içeri girdim ve ayakkabılarımı çıkardım. Ne ben ne de Shawn bir şey diyordu. O beni izliyordu. Her hareketimi.
Konuşma ihtiyacı duymuştum.
"Havada bir anda bozdu." dediğimde zorlukla evet cevabını verdi.

"Sana bir şey mi oldu?" diye sordum merakla. İyi gözükmüyordu.
"Bir şey o-olduğu yok." dedi ve zorlukla gülümsedi.
"Pekii" dedim ve yukarı çıkmak için hareket ettim.

Odama çıktığımda aynadan kendime baktım.
Lanet olsun tişörtüm ıslandığından dolayı her bir bölgem belli oluyordu.
Tişörtü çıkarıp yatağa attığım anda içeri bir anda Shawn girdi.

Bana baktı ve "Siktir daha fazla dayanamayacağım sanırım." dedi ve beni duvara yaslayıp öpmeye başladı.

××

Nasıl kestim ama eheheh

Yorum yaparsanız çok sevinirim yapmazsanızda canınız sağ olsun ama yapmanız tercihimdir ajsgyakbf

Umarım beğenirsiniz ;)

Housemate # Shawn Mendes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin