Sırf annemin verdiği söz için okula düzenli bir şekilde gitmeye başladım...
***1 YIL SONRA***
Artık 16 yaşıma bastım. Hala onu unutmadım. Gözleri ve gülüşü adeta beynime kazınmıştı..
Büyük bir sevinçle bilgisayarın karşısına oturdum. Fakat hangi şirkete başvuracağımı karar veremedim... BigHit şirketinin daha yeni yeni stajyerler aldığını öğrendim ve şansımı orada denemeyi tercih ettim. Resmi sitesine girip başvurumu yaptım. Sadece yapmam gereken şey seçmelerin ne zaman olacağını beklemek... Bilgisayarı kapatıp kedimin yanına gittim. Sanki ondan kalan tek şey o kediymiş gibi. Gidiyorum ve sadece onunla sohbet ediyorum. 'Acaba karşılaşabilecek miyiz?' diye...
***BÜYÜK GÜN***
Seçmelerin tarihi belli olmuştu. Yani yarın.. O kadar heyecanlıyım ki anlatamam. Acaba orada mı? Acaba cidden onunla beraber mi çalışacağız? Ahh kafamda deli sorular.. Bütün gün ses denemesi yaptım. Tonlarca şarkı söyleyip sesimi kaydettim ve dinledim. Bence hazırım. Ama detone olmaktan korkuyorum.
.. Sabah erkenden kalktım. Saçlarımı yıkadım kuruladım ve aynı şekilde saçımı topladım. Süslenmeme ne gerek var ki. Alt tarafı seçme, görücü usulü evlenmiyorum ya. Hafif bir kahvaltı yaptım. Sabah sabah sesim daha açılmamışken ses çalışmaları yaptım. Kalbim hızlıca atıyordu. Bir yandan da umutsuzdum... Uyuyan annemi öpüp dışarı çıktım. Daha zaman vardı ama yavaş yavaş yürümeyi tercih ettim nedense. Mevsim sonbahar. Her ağaçtan sarı, turuncu yapraklar, zemine sanki, sanat eseri gibi dökülüyordu. Yürürken kuru yapraklardan çıkan sesler, rüzgarın yüzüme hafif hafif çarpması beni rahatlatıyordu. Fakat artık otobüse binme vakti geldi. Durakta oturup otobüsü bekledim. Sürekli sağıma ve soluma bakıp duruyordum. Hani olur da birden çıkıverir diye. İçimde özlem duygusu vardı. Ama nedense Jimin bana umutsuz vaka olduğumu unutturdu. Ona aşık olduğumdan beri öz güvenim, cesaretim birden ortaya çıkmıştı..
Onu düşünürken birden otobüsün korna çaldığını duydum ve hızlıca kalkıp otobüse bindim. Az kalmıştı. Yaklaştıkça elim ayağım titriyordu...
Otobüsten indim ve BigHit binasının önüne kadar yürüdüm. Önüne geldiğimde saçlarımı ve kıyafetimi düzeltmeye başladım. Büyük bir öz güvenle içeri girdim. Galiba sıra sıra bizi çağırıyorlardı. Bir yere oturup bekledim. Sürekli montumun püskülü ile oynuyordum ve birden Yu Jin denildiğini duydum. Yerimden kalkıp seçme odasına girdim. Öncelikle heyecanımı yenmek için benimle biraz konuştular. Sonrasında ''Başlayabilirsiniz'' dediklerini hatırlıyorum. Çünkü kendimi şarkı söylerken kaybettim. Emindim. Kendime güveniyordum da. Umarım seçmeleri kazanırım... Şarkımı bitirdikten sonra birden alkış sesleri yükseldi. Utancımdan ayağımı bir oraya bir buraya sallıyordum. ''Teşekkür ederim.'' diyerek odadan çıktım. Kapının önünde derin bir nefes alıp verdim ve artık sadece seçmelerin açıklanmasını beklemek kaldı..
***1 ay sonra***
e-mail adresime şirketten mesaj gelmişti. Birden heyecanlandım. Gelen e-mail i açtım ve birden çığlık attım;
+''OHAA ANNEE OHAA CİDDEN GEÇMİŞİMM AAAAAĞAA!!''
-'' Dur kız ne bağırıyon evin içinde hahah. Ben zaten inanıyordum minik kızımaa.''
Birden anneme koştum ve ona sarılarak öpücüklere boğdum.
+''İyi ki varsın Annee!! Acaba babam duyunca ne yapıcak. Ahh beni yoğun bir hayat bekliyor..''
deyip yatağın üstüne atladım. İlk işim ise hazırlanıp şirkete gitmek oldu. Yine aynı yolda yürüyordum adeta oynuyordum. Ağaçlardan dökülen yaprakların altında dönüyordum.... Sonrasında düzgünce yürümeye başladım fakat önümdeki kocaman taşı fark etmedim ve kendimi yerde buldum. Yere yüz üstü çakıldım, canım yandı ama mutluluğumu asla değiştiremeyecek bir acıydı. Dizlerimin üstüne çöktüm. Yolda neyse ki kimse yoktu. Öyle sanıyordum. Taa ki koşar adımlarla bana doğru yürüyen bir adamın omzuma
''İyi misin?'' diyerek dokunmasına dek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Vaka - Park Jimin ✔
FanficAşk bana göre mi? Sence aşık olabilecek miyim? Peki ya aşık olduğum adama kavuşabilecek miyim? Ahh endişelenme, umutlanma! Sen sadece "Umutsuz Vaka" sın. Bunu kimse değiştiremiyecek, derken karşıma onun çıkması benim için bir dönüm noktası olacak...