...Fransa'dayım. Artık ne sevdiğim adam, ne de beni seven adam buradaydı. Yıllarca yalnızlık çekeceğime emindim. Ama bu benim hedefine engel olamazdı. Önümde kesinlikle başarabileceğime inandığım bir hedefim vardı. Her ne kadar 1 2 adım geri olsamda. Kendimi çalışmaya odaklamalıydım. Ama nereden başlayacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tabiki de öncelikle teyzeme danıştım. Bana önerdiği şey okula yazdırmaktı. Ama neredeyse 4 5 ay konudan gerideydim. Arayı eşşek gibi ders çalışarak kapatabileceğime inanıyorum. Yarın ilk işimiz teyzemin de dediği gibi sıradan bir liseye beni yazdırmaya gittik. Aklımızda olmayan bir sorun ortaya çıktı. Ben fransızca bilmiyordum. Bu yüzden internetten Fransa da Kore okulu aramaya koyulduk. Bulmamız zor oldu ama sonunda bana uygun bir lise bulduk. Liseye gittik ve tüm kayıtları hallettik. Büyük ihtimal yarın başlamam gerekiyordu. Kitaplarımı okuldan, üniformamı ise bir mağazadan aldıktan sonra eve döndükeve girdiğimiz gibi kitapları elime alıp incelemeye başladım. Hatta okuyup çalıştım bile. Benim için her bir dakika çok değerliydi. Bir dakikamı boşa harcarsam bile benim içi büyük bir kayıp idi. Ama aklımın ucunda Jimin var. Ayrıca her dakika onu düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Hedefime ulaşırsam ona da kavuşacağıma eminim...
Sabahın köründe, kulağımın dibinde zır zır alarm çalmaya başladı. Hızla kalkıp hazırlanmaya başladım. Saçımı falan yaptıktan sonra askılıktaki üniformamı alıp giydim. Hiç olmasa da hafif makyaj yaptım. Sonuçta benim ilk günüm. Acaba neler olacak.
Fazla geç kalmadan kahvaltımı yapıp evin önüne gelen okul servisine bindim. Herkesin gözü üstümde ve bana gülümsüyorlardı. Neyse ki çoğu Koreli...
Okula vardık. Vakit geçmede sınıfa yerleştim. Tüm kızlar başımda toplanmıştı bile.
-"Hey.! Hoşgeldin."
+"Merhaba. Hoş buldum. "
Dedikten sonra neredeyse bütün herkesle tanıştım. Korktuğum gibi değillerdi. Hepsi beni sıcakkanlı bir şekilde karşıladı. Ama benim tercihim şuan arkadaş markadaşla uğraşmak olmayacaktı. Her tenefüs önümdeki açığı kapatacaktım. Galiba bütün koca yıl böyle geçecekti. Üniversiteyi de burda okuyacaktım. Burada doktor olup yüksel lisansı Kore de yapmayı planlıyordum. Çünkü ömrüm çürüyene kadar Fransa'da kalamam ya...
Bu 8 yıl sadece çalışmakla geçti. Hiçbir eğlenceli aktivitem olduğunu hatırlamıyorum. Ama yalnızca 3-4 kere Jiminle telefonla konuşabildik. Sonra bir daha beni arayıp sormadı bile. Ben aramaya çalıştım fakat telefonları sürekli meşguldü. Bende artık umudu kestim. Bazı geceler ağlardım. Bazı geceler çok hırslanıp en iyisini yapardım ve sonunda başardım! Cidden başardım.!
21 yaşına geldim! Tıp fakültesini büyük bir başarıyla bitirdim. Öğretmenlerim hep beni deha olarak gördü. Beni eskide olan umutsuz vakayı. Ben hiç bir zaman bu kadar yüksek notlar almazdım tembel tenekenin önünde gideniydim. Ama herşey büyük bir azimle çalışıldığında başarılabiliyor. Ben de buna büyük bir kanıt olmuşumdur umarım. Becerilerin ve zekam şuan daha fazla idi. Biraz daha zorlasam hatta zorlamadan bile genel cerrah olabilrdim. Normal insanlar +24 yaşlarında doktor olurken ben hiç ara vermeden 21 yaşında doktor oldum. Şimdi ise Kore'ye gidiyorum...
Acaba onu yeniden görebilecek miyim? Ya da ünlü olmuştur beni unutmuş mudur? Hiçbir şeyi aklım almıyor. Şuana kadar yapacağım dediğim herşeyi gerçekleştirdim buna rağmen onu unutamadım. O da beni unutmamıştır. Umarım..
Bu bölüm biraz diğer bölüme başlangıç bölümü gibi oldu. Onun için biraz kısa kestim Okurken keyif alın ve düşüncelerinizi yorum olarak yazmayı unutmayın ballarım sizi seviyorum.😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Vaka - Park Jimin ✔
FanfictionAşk bana göre mi? Sence aşık olabilecek miyim? Peki ya aşık olduğum adama kavuşabilecek miyim? Ahh endişelenme, umutlanma! Sen sadece "Umutsuz Vaka" sın. Bunu kimse değiştiremiyecek, derken karşıma onun çıkması benim için bir dönüm noktası olacak...