Seninle Geçirdiğim Son Gün

1.4K 108 21
                                    

+"İyi o zaman kalk şuan yatarak zamanımız gidiyor." diyerek gülümsedim. Jimin hazırlanmak için galiba kaldığı yurda gitti. Bende neredeyse hazırdım. Fazla süslenmedin. Hatta hiç. Doğal ve günlük görünüyordum.
Kapı çaldı. Gelen Jimin olabilirdi. Heyecanla kapıyı açtım. Gözlerime inanamıyordum. Neden Jimin takım elbiseli?
+"Yaa. Neden takım elbise giydin?"
-"Dedim ya birlikte vakit geçireceğiz. Sana zarar gelmemesi için senin koruman gibi seni koruyacam. Bence sende bi üstüne benim yanıma yakışacak bir şeyler giy. Kızlar asılmasın."
Öldürü bir bakış attım.
+"Bunca zaman sevgilin olmamış. Ne kızından bahsediyorsun hem."
-"Niye sen varsın. "
+"1 günlük..."
-"huh?"
+"Kıyafet giymeye gidiyorum diyorum. İstersen geç içeri bekle uzun sürebilir."
-"Emredersiniz hanımefendi! "
Yüzüne gülümseyerek odama gittim. Acaba ne giysem? Sabahın köründe bide. Her neyse spor bir elbise giymem yeterli bence. Valizimden hemen siyah bir elbise çıkardım. Biraz miniydi ama fazla göze batmıyordu. Yani sadece boğazlı mini siyah bit elbise. Ayakkabı olarak beyaz bir spor ayakkabı giydim. Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp çok az bir makyaj yaptıktan sonra Jimin'in yanına geçtim. Telefonla oynamaktan bana bile bakmıyordu.
+"Öhöm öhm."
Yavaşça kafasını kaldırtıktan sonra bakakaldı.
-"Wuaah bak sen şu umutsuz vakaya'
+"Fazla süslenmedim abartma."
-"Saçmalama bence şuanki görevim sana bakan erkekleri kontrol etmek olucak."
Utancımdan ellerimi sırtımın arkasına koyuyor ve ayağımın ucu ile yere ritmik bir şekilde vuruyordum.
Jimin ayağa kalktı.
-"E hadi gidelim." diyerek kolunu işaret etti. Bu demek oluyor ki koluna girmem lazım. Hafifçe yanına yaklaşarak koluna girdim ve arabaya doğru yol aldık.
+"Peki nereye gidiyoruz?"
-"İlk önce kahvaltı yapmamız gerek. Çünkü ben çok açım eminim sende açsındır. Bu yüzden piknik yapıyoruz."
Uzun zamandır piknik yapıyordum. En son annem ve babamla gitmiştim. Şuan o adamın ismini bile duymak istemiyorum. Aglamamak için kendimi zor tutuyordum. Ağlamama nedenim yıkılmamak.
-"Neden daldın."
+"Hiiiç. Hadi gidelim."
Piknik yerine vardık. Alan çok güzeldi. Bir yandan kuşların sesleri, hafif rüzgarın sesi, ve ağaçlardan dökülen yaprakların sesleri çok huzur vericiydi.
+"Peki hani piknik malzemeleri!"
Jimin arabaya doğru yürüyerek bagajdan bir piknik sepeti çıkardı.
-"Aşığız ama mal değiliz." diyerek gülümseme attı. Kıyafetlerimiz hiç piknik havasında değildi ama yine de idare edecektik.
Ortamı hazırladıktan sonra kahvaltının başına kurulduk. Oturduğum gibi yemeğe başladım ki beni utandıran şey ben dıkınırken Jimin' in beni izlemesiydi. Ağzında yemeklerle yüzüne baka kaldım. Birden öksürmeye başlayınca su uzattı. Yavaşça içtim.
+"Neye bakıyorsun öyle. Hiç mi yemek yiyen kız görmedin."
Alaycı bir şekilde;
-"Gördüm ama kıtlıktan çıkmış gibi yiyenini görmedim."
+"Yaaaa!"
... Piknik bittikten sonra etrafı toplayıp arabaya bindik.
+"Eee bundan sonra nereye gidiyoruz."
-"O da artık süpriz."
+"Ama ya-"
-"Şşşş."
Yolda giderken Jimin' e bir soru sordum.
+"Sende diğer ünlüler gibi saçını renkten renge boyayacak mısın?"
-"Çıkış yaptıktan sonra galiba."
+"Ne zaman çıkış yaparsınız peki."
-"Ben zaten gruba yeni gelen en son üyeyim. Uzun sürmez belki sen döndüğünde dünyaca ünlü oluruz."
+"Umarım ama sen nasıl izin aldın."
-"Zor değildi sadece geceleri eşşek gibi çalıştım. Sırf bugün seninle olmak için."
+"Iğhımm."
... Sonunda gelmiştik getirdiği yer lunaparktı. Hayatımda hiç lunaparka gitmemiştim. Çoğunlukla erkek gibi davrandığım için şirin şeyler pek kulağıma hoş gelmezdi. Ama bugün doya doya eğleneceğim.
-"Bugün akşama kadar buradayız."
+"Vaoov zaten baya büyük hepsini denemem uzun zaman alıcak."
Kapıya doğru giderken birden eli tuttu. Duraksadım. Benim elim onun sımsıkı tuttuğu eline karşın bayağı gevşekti. Kendine bir güven geldi ve elini bende sımsıkı tuttum. Derin bir oh çektim ve maceraya hazırdım.
-"Ne tür alet seversin atlı karınca falan mı?"
+"Ne! Benimle dalga mı geçiyorsun? Ben korkusuz bir insanın istersen en korkuncuna binelim."
Yan yan gülerek;
-"Bana uyar." dedi.
Alete bindiğimizde bile elimi sımsıkı tutuyordu.
+"Noldu. Neden elimi korkak küçük bir çocuğun annesinin elini tutarmış gibi tutuyorsun?"
-"Yok canım daha neler."
Çalışmaya başladığında hem koltuğa dayalı hem de elimi sımsıkı tutuyordu. Korktuğu yüzünden okunuyordu. Başladığı an yanımda çocuk gibi bağırıyordu. Ben ise sakin bir şekilde bitmesini bekliyordum. Bittiğinde;
+"Kulağım patladı hahahah. Çok korkusuzmuşsun."
-"Yok aslında ö-"
+"Ben gördüğümü gördüm Jimin kasma."
Dedim ve göz kırptım. Yüzü kıpkızarıktı. Hızlıca nefes alıyor ve sert bir şekilde yutkunuyordu. Sakin bir yere gidip oturduk. Dinlenmesini beklerken arkadaki dondurmacıdan 2 tane dondurma aldım.
+"İyi misin bari.'
-"İyiyim iyiyim. Ama karizma kalmadı."
Kahkaya boğuldum. Ve kolumdaki saatten saate baktım. Uçağın kalkmasına 3 saat kalmıştı.
+"Jimin benim gitmeme az kaldı."
-"Tm o zaman kalkalım."
Sessiz bir şekilde arabaya doğru gittik.
-"İyi olacak mısın?"
+"Jimin. Beni düşünmene gerek yok. Muhtemelen ben döndüğümde beni unut-"
derken alnımdan öpmesi lafımı kesti.
-"Hayatıma giren ilk ve son kızsın.."
...
Eve gelmiştik. Ve bundan sonra ayrılıyoruz. Onu uzun bir süre göremicem...
-"Seni havaalanına da ben bırakcam."
+"Aslında gerek yoktu."
-"İtiraz kabul etmiyorum. "
+"Peki."
Bütün önemli önemsiz eşyalarımı aldım. Evde bana dair bir şey bile kalmadı. Zaten döndüğümde cidden doktor olursam evi baştan yaratacağım. Yoksa çok sıkıcı.
Valizleri beraber arabanın bagajına koyduk. Arabaya bindim ve gitmeye başladık. Yol boyu ağzımı bıçak açmadı. Tek yaptığım şey camdan dışarıyı seyretmekti. Havaalanına geldiğimizde uçağın kalkmasına sadece 25 dk vardı. Bütün işlemleri yaptıktan sonra geriye kalan şey sadece onunla vedalaşmak olacaktı. Ne diyeceğimi bilmediğimden sadece ağzımdan "Seni Seviyorum." kelimesi çıktı. Uzun bir sessizliğin arasından bu sefer ona ben yaklaştım ve son kez onu öptüm...
+"Hoşçakal Jimin. Seni özleyeceğim.!!"


Umutsuz Vaka - Park Jimin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin