7- injury

27.8K 1.5K 1.5K
                                    

Jungkook'un evi kesinlikle zenginlik kokuyordu. Her insanın yaşamak isteyeceği türden bir evdi. Düşünüyordum da Jungkook bu kadar zenginken Jimin ve Hoseok neden hep benden geçiniyorlardı? Evet evet, bildiniz çünkü pezevenklerdi.

"Her şeyi anlat yoksa çok kötü olacak Taehyung." Kendini zor tutarak konuşan Jungkook'a kafamı iki yana salladım. "Sana açıklama yapmak zorunda değilim." Arkama yaslanıp rahat bir şekilde konuştuğumda Jungkook iyice delirmişti. Önünde duran orta sehpanın üstündekileri bir çırpıda yere serdi. Kırılan eşyaların sesleri yankılandığında ürpermiştim.

"Anlat dedim! Kim o adam?! O haliniz neydi?!"

O bir anda ayağa kalktığında gözlerimi devirerek bende kalktım. "Seni ilgilendirmez. Benim hayatım hakkında hiçbir şeye karışamazsın sen!" Jin hyung ile konuşmam az çok işe yaramış gibi duruyordu, en azından ona karşı gelebiliyordum. Onun gibi karşılık vermeme şaşırmadan yanıma gelip kolumu sıktı.


Lanet olsun ki kapıya çarptığım ve iyice acısını göstermeye başlayan kolumu sıkmıştı ve ben acıdan çığlık atmama engel olamadım.


"T-Taehyung?" Kolumu kendime çekip yere çöktüm ve gözlerimi sımsıkı kapadım.


Jungkook'un evine geldiğimizde çok sıkıştığımı söyleyerek kızgın havasını az da olsa dağıtmıştım. Lavaboya girip cebimdeki telefonumdan hemen Jin hyungu aradım.


"Taehyung! Tanrım o kadar endişelendim ki!"


"Hyung sakin ol, ben iyiyim. Fakat birazdan iyi olabilir miyim bilmiyorum. Çok kızgın, çok ama çok fazla kızgın."


Jin hyungun düşünce mıırıltılarını duydum birkaç saniye. "Hyung çabuk ol! Lavaboya gireceğimi söyledim ve o her an gelebilir."


"Taehyung, beni dikkatli dinle. Eğer ki vücudunda bir yara olursa, polis ile beraber o adamdan çok daha kolay kurtulursun. Bir yara, herhangi bir morluk, sana şiddet gösterdiğine dair bir iz."


"H-Hyung, o hapse girer mi?"


"Eğer bir kanıtımız olmazsa hapse gireceğimi sanmam. Zengin bir şey olduğu çok belli. Onun gibiler rüşvetle böyle şeyleri halledebilirler. Elimizde delil olmasını istememin sebebi de bu. En azından ciddiye alınırız."


"Ben, anladım ama-"


"Taehyung!" Ve Jungkook'un sesini duyduğum an telefonu kapatmıştım.


"Taehyung iyi misin?" Aklıma gelenlerle gözümü açtığımda bileğimin biraz yukarısı mosmor olmuş ve şişmişti.


"S-Sen yaptın!" Göz yaşları içinde bağırdım ve kolumu tutmaya devam ettim. Aslında kolumu kapıya çarptığım için bu denli kötü olmuştu. Onun suçu olmamasına rağmen bunu yapmak zorundaydım çünkü bu iş çok uzamıştı ve ben stressiz eski hayatıma geri dönmek istiyordum.


"Bekle, hemen buz getiriyorum." Telaşla kalkıp içeri gittiğinde olanlar beni yormaktan başka işe yaramıyordu.


Tanrım, en son ne zaman ağlamıştım ben? Yedi yaşında falan mı?


Aklıma dank eden şeyle yavaşça ayağa kalktım. Eğer buz koyarsa şişlik inerdi. Ve morluk ise yavaş yavaş kaybolurdu.


"Buz falan istemiyorum!" diye bağırdım içeri doğru. "Lanet olsun, eve gitmek istiyorum! Annemi görmek istiyorum, evime götür beni!" Ağlaya ağlaya bağırıp laflar savurmak hiç benlik olmasa da zorundaydım bir kere.


Sexy Daddy | KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin