16-Abs and Belly

21.1K 1K 990
                                    

Tüm bu olanlar beni öyle korkutmuştu ki teselliye ihtiyacı olan en yakın arkadaşım Jimin'e teselli bile veremiyordum.

O kişi her kimse resmen sağ gösterip sol vurmuştu.

72 saatin sonunda Jimin'in babası Seul karakolunun önünde hırpalanmış ve bayılmış bir şekilde bulunmuştu. Bunu yapan kişinin onu buraya bıraktığına emindik. Güvenlik kameralarından baksak da plaka veya arabanın markası tam olarak belli değildi, söylesenize polisler ne işe yarıyordu?

Jimin babası bulunana kadarki süre zarfında mahvolmuştu. Annesi ondan da beterdi. Hoseok ise ifadesizleşmişti. Korku hepimizin damarlarında kol geziyordu ve elimizden bir şey gelmediği için kendimizi paralıyorduk.

Jimin'in babası benim de olmayan babam gibiydi ve bir şey olması ihtimali kalbimin sıkışmasına sebep olmuştu. Jungkook olmasa, çok beter bir halde olacağıma emindim.

Bay Park gayet iyiydi sadece dövüldüğü için yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar vardı fakat bununla kurtulduğu için şükrediyorduk. Jimin'in babasını gördüğü andaki sevincini hatırlıyorum da, hayatımda hiçbir manzara beni bu kadar mutlu etmemişti.

Şimdi ise Jimin'lerin evinde annem, Bayan Park ve Jimin olmak üzere oturuyorduk. Jungkook ve Hoseok Bay Park'ın pansumanları için hastaneye gitmişlerdi. Annemle Bayan Park türlü şeylerden konuşurken koltukta bacaklarımı kendime çekerek oturmuş yeri inceliyordum. Annem sürekli yanımızda olduğu için Jungkook'la doğru düzgün konuşamıyordum bile.

Bir haftadır yanımda olmasına rağmen birbirimize yabancı gibi davranıyorduk ve bu sinir bozucuydu. Şartların bu şekilde olmasından nefret ediyordum.

Jimin önceki günlerin aksine daha iyiydi ve kendini toparlamıştı. En ufak şeyden bile etkilen biri olduğu için psikolojik sağlığından endişe ediyordum. Fakat şuanlık bir sorun yokmuş gibi duruyordu.

Evlerimize polis koruması verilmişti fakat ne kadar işe yarar bilemiyordum çünkü adam profesyonel gibi bir şeydi. Karakolun önüne kaçırdığı ve dövdüğü adamı bırakıp kaçacak kadar da cesur.

Çalan zille beraber Jimin koşarak kapıyı açmıştı. Babasının kollarından tutarak destek olan Hoseok ve Jungkook onu içeri getirdiler.

Herkes bu konu hakkında bir şeyler sormaya başlamıştı.
Jimin babasının yanında oturmuş elini sımsıkı tutuyordu. O hep babasına bağlı bir çocuk olmuştu zaten. Küçüklüğümüzden beri birçok kişinin aksine yere düşse annesinin adını değil babasının isimini haykırarak ağlardı.

Bay Park yanındaki Jimin'e gülümsedikten sonra polislere söylediklerini bir kere de bizlere anlattı. "Her zamanki gibi şirketten çıkmıştım, eve gelecektim fakat birden maskeli bir adam gördüm. Ne olduğunu anlamadan bayıltmıştı beni. Sonrasında uyandığım zaman yüne yüzünde maske olan bir adam tarafından dövüldüğümü hatırlıyorum ve gerisi yok. Hatırlayabildiklerim bunlardan ibaret."

Düşünüyordum fakat mantıklı bir açıklama bulamıyordum. Kafamda dönen şeylere bir kılıf uyduramıyordum.

Düşüncelerimde boğulmuşken üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı yana çevirdim. Jungkook beni inceliyordu. Birkaç saniye sonra kafasıyla içeriyi işaret etti.

Anlatmaya çalıştığı şeyi anladığımda kafamla onayladım.

Annemler Bay Park ile konuşmaya daldıklarından ötürü önce Jungkook'un sonra benim odadan çıktığımı fark etmediler.

Jungkook'un nereye gittiğine bakarken lavaboya girdiğini gördüm. Peşinden girerken birden kapıyı kapatmış ve beni kapıya yaslamıştı.

Kalp atışlarım hızlanmaya başlarken elleri belime doğru hareket ediyordu. Tişörtümün içine giren eller titrememe sebep olurken dudaklarını kulağıma yanaştırmıştı.
"Seni özledim."

Sexy Daddy | KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin