11- Shame

31.4K 1.4K 1K
                                    

25k olmuşuz beni ne kadar mutlu ettiğinizi bilemezsiniz canlarım, sizleri çok seviyorum😢💝

*

Utanç.

Nefes aldığım her dakika başı tüm vücudumu ele geçiren, organlarım arasında sinsice dolaşan ve yüzümün kızarmasını sağlayan illet buydu.

Biliyordum, Jungkook'la aramda olan bu yakınlaşmadan kimse haberdar değildi fakat garip bir şekilde sanki herkesin haberi varmışcasına utanmama engel olamıyordum.

Hani, bu yaptığımız biraz yanlıştı ya, işte ondan dolayı ehehe.

Güzel hissettirdiğini kesinlikle inkar etmiyordum, hayatımda böyle bir anı daha önce hiç yaşamadığım için bir ilkti ve çok güzeldi. Öpücüklerini, işinde harika olan o dudakları bir saniye bile aklımdan çıkmıyordu. Unutamayacağım bir andı işte. Bu olanları kestirip atmak işime yarıyordu.

Okul çantamı düzelterek okula yürümeye devam ettim. Jimin'in alaycı suratıyla karşılaşmaktan korkuyordum en çok da. Ama Jungkook'un Jimin'e söyleyeceğini de sanmıyordum. Ne o öyle bakireliğini sevgilisine vermiş kızlar gibi heyecanla Jimin'e anlatacak değildi.

Yani, sanırım.

İşte bütün yol bu karışık düşünceler silsilesiyle geçmişti.

Okulun bahçesinden içeri adımımı attığım sırada önüme bakmıyorken birine çarptım.

Karşımda geçen gün çarpıştığım Yugyeom'u görünce güldüm. "Dejavu."

Ensesini kaşırken o da gülüyordu. "Bu sefer sen çarptın." İkimizde gülerken kulağımın dibinde düdük sesi işittim.

"Zilin çaldığını duymayacak kadar sağır mısınız veletler?! Siz ikinizin bahçede ne işi var, doğru sınıflara!"

Min Yoongi spor kıyafetleri içerisinde düdüğünü tutarken ters ters bize bakıyordu. "Kime diyorum ben?"

"Ah, evet gidiyoruz efendim." Ben hâlâ Min Yoongi'ye bakmaya devam ederken Yugyeom konuşmuş ve beni bileğimden tutarak içeri doğru götürmüştü.

"Afedersin ama salak mısın? Niye mal mal bakıyorsun adama?" Omuzlarımı silktim. Bu sorunun cevabını bende bilmiyordum.

"Daha geçen gün 'sunbae, sunbae' diye peşimde dolanıyordun." dedim az önceki konuşmasına atıfta bulunarak. Bu sefer omuzlarını silken Yugyeom'du.

"Sınıfın hangisi?" derken önümüzdeki ilk sınıfların kapılarını işaret ettim. En sondaki A sınıfını işaret edince hımladım. "Demek başarılısın."

Okulda sınıflar başarıya göre derecelenirdi. Yugyeom A sınıfında olduğuna göre bu okula gerçekten yüksek bir başarıyla gelmiş olmalıydı çünkü Tanrı aşkına ben bile ders çalışıp inekleyen biri olduğum halde B'deydim. "Ne sandın," dedi gülerek. "Şimdi izin verirsen sınıfıma gideceğim."

Elimle önümü işaret ettim. "İzin senindir."

Sırıtarak sınıfına girmeden önce göz kırpmıştı.

Bu çocuktaki değişim...

Beni cidden şaşırtmıştı.

Orada daha fazla dikilmeden sınıfıma gittim.

*

Jimin sırasında oturmuş bir şeyler çiziyordu. Üstelik kağıdın üstüne öyle bir kapanmıştı ki hiçbir şey gözükmüyordu. Ona seslenip dursam da beni takmaması sinir bozucuydu.

Sexy Daddy | KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin