20- Hate, hate, hate

9.7K 644 597
                                    

Yorumlarınız benim için önemli canlar❤️

12 Ağustos 2013

Ellerindeki kumlar akıp giderken onların parmaklarının arasından süzülüşünü izlemek genci mutlu ediyordu.

Avcunda kalan kum tanelerine baktı ve gülümsedi. O sırada arkasındaki arkadaşının varlığını fark etmişti elbette. "Babamlar yemeğe çağırıyorlar. Hadi gelsene. Hem de pirzola almışlar. Senin sevdiğin gibi."

Bu söylenenlere karşı hoşnutsuzlukla burun kıvırmıştı. "Kendileri yapsalar daha iyi olmaz mıydı? Her şeyi satın alabileceklerini düşünüyorlar..."

"Saçma düşünüyorsun sevdiğin bir şeyi almaları her şeyi satın alabileceklerini düşünmelerini neden düşünürsün ki sana, aish bana da saçmalattırdın. Gel yiyelim işte. Bizim için almışlar. Buna sevinmemiz gerekir, her şeyi bizim için yapıyorlar."

"Benim için uğraşılmasını isterdim, hazır almaktansa eskiden yaptığı gibi..." Diğerinin duyamayacağı bir ses tonuyla konuştuktan sonra "Tamam geliyorum." diyerek ayaklanmıştı. Ellerinin arasında hala kalan bir iki kum tanesine baktı şöyle bir, ardından ellerini birbirine çırptı.

O her zaman duygusal bir çocuk olmuştu, babasını severdi. Severdi sevmesine ancak babasının onun için uğraşmasını tercih etmesi gayet normaldi onun açısından. Babasıyla eskiden ilişkisi oldukça iyiydi. Babasıyla kumdan kale yapmayı bile o kadar özlemişti ki. Küçüklüğü babasıyla dolu dolu geçmişti.  Ancak babasının şu sıralar uğraştığı başka şeyler vardı.  Aslına bakılırsa arkadaşının babasıyla tanıştığıdan beri her şey değişmişti. Babasının sadece işiyle ilgilenmesi ve parayla her şeyi oğlunun önüne sermesi onu sinirlendiriyordu.

Bu yanlış tutum bir tek onun dikkatini çekiyor ve onu üzüyordu. İkisi de 17 yaşındalardı, küçük değillerdi. Diğerinin de bir şeyleri anlamasını istiyordu. Ancak bu pek mümkün olmayacak gibiydi.

Diğeri yanına gelip kolunu omzuna atınca gülümsediler. "Mutlu olmanı istiyorum. Bir şeyleri sorgulamak bir işe yaramıyor işte." Arkadaşı hiçbir şeyi takmadan vurdumduymaz davranan biriydi. Onun gibi olabilmeyi bazen istiyordu. Ama yapısı, davranışları her şeyleri farklıydı bu ikisinin. Ancak arkadaşlıkları samimi ve güzeldi.

"Babamlar da bizimle beraber yiyecekler mi?" Cevap olarak başını iki yana sallaması onu üzmeye yetmişti bile. "Yine iş konuşuyorlar değil mi?" Umutsuzlukla sormuştu. "Hadi ama bu seferki yapacakları işin onlar için önemli olacağını biliyorsun. Babanla daha çok vakit geçirmek istediğini biliyorum, ancak biraz daha zaman tanımalısın. Her şey güzel olacak bana güven." Ve o, o gün bu söylenenlere karşı gülümseyip onaylamıştı. O güvenmişti.

 

Güveninin boşa çıkacağını asla bilmeden.

 

.

Karşımdaki hemşire kafamdaki yaraya pansuman yaparken gergince bacaklarımı sallıyordum. Canım yanıyordu ve o sırada bile Jungkook'u düşünüyor olmama lanet etmiştim. Aptal Jungkook. Hemşire dikiş atarken bir an canım öyle bir yanmıştı ki ağzımdan çıkan çığlığımsı iniltiye engel olmamıştım. O sırada Yugyeom yanıma yaklaşıp elimi tutmuştu. Yan bir bakışla ona baktığımda ise bana şevkatli bir şekilde baktığını gördüm. Jungkook'un beni terk etmesinden ve Jimin tarafından yediğim kazıktan sonra, hiç değilse o yanımdaydı.
Ve ben bunu düşündükten sonra elimde olmadan gülümsemiştim.

Hemşire dikişi bitirdikten sonra derin bir nefesi içime çektikten sonra oturduğum sedyeden kalkmıştım. Yugyeom ise doktora baş ağrım olabileceği için ağrı kesici yazdırmakla meşguldü. Bunu düşünmesi ne yalan söyleyeyim beni mutlu etmişti.

Sexy Daddy | KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin