6- Police or not

29.7K 1.7K 1K
                                    


Hiç yorum yapmıyorsunuz :(

×

Jimin ile beraber taşlık yolda yürürken önüme çıkan birkaç tane taşı tekmeliyordum. Jimin ise telefonuyla uğraşıyordu. Yoğun bir okul günü nihayet bitmiş, bizde evimize gidiyorduk. Jungkook bugün okulun önünde yoktu. İşime gelmişti, bugün Seokjin hyungu ziyaret edecektim zaten.


İçimdeki şeytan bana göz kırpınca elimle ne sert ne de yavaş bir şekilde Jimin'in kafasına bir tane yapıştırdım. Bilirsiniz, şu Jungkook meselesi yüzünden ona epey sinirliydim ve bir nevi intikamımı almaktı amacım. Sokak ortasında ciyaklayarak kafasını hızla bana çevirdiğinde omuz silktim.

"Biraz benimle ilgilen." Arkasına sığındığım bahanem buydu, fazla geçersiz olduğunu elbette ki biliyordum, sadece o an aklıma bir şey gelmemişti.

"Şerefsizsin Taehyung, kendi dünyana dalıp giden ve beni takmayan sensin, şimdi söylediğine bak!" Hiddetle bana karşı çıktığında dudaklarımı büzüştürdüm. "Benim derdim başımdan aşkın zaten, bir de senin yaptığına bak. Azıcık sevgi istedim sadece, hıh!" Onu takmayıp önden yürümeye başladım.

"Jungkook istediğin sevgiyi memnuniyetle verir sana!" Arkamdan sesini duyurabilmek için bağırdığında vücudumu arkaya çevirmeden orta parmağımı ona doğru yönelttim. Bu ona yeterli bir cevap olmuştu.

Birkaç dakika sonra tekrardan yanımdaydı. "Hey, nereye gidiyorsun?"

Ellerimi cebime sokup cevapladım. "Komşu ziyareti." Bunu söylerken sırıtıyordum.

"Şu Seokjin denen herif mi?"

Bir anda yürümeyi bırakarak Jimin'e döndüm ve boyumu onun kısa boyuyla eşitlemek için eğildim. Şu an dışarıdan onu öpmek üzere gibi duruyordum.

"Boyundan büyük konuşma Jiminnie."


"Yah!" Omzuma vurmaya başlayınca koşturarak ondan kaçtım çünkü Jimin'in boyuyla dalga geçerseniz onun gazabından kurtulmanız hayli zor oluyordu.

"Bunların intikamını alacağım Kim Taehyung, şimdi kaç bakalım!"


***

"Tahmin edeyim o yakışıklı çocuk hakkında konuşmaya geldin."


İçtiğim su boğazıma kaçıp aynı anda üstüme de dökülünce öksürmeye başlamıştım.


Hızla yanıma gelen Jin hyung sırtımı patpatlayıp boğulma evremi en aza indirgemeye çalıştı. Üzerimdeki gömlek fazlasıyla ıslanmıştı ve ben öksürmeye devam ederken Jin hyung gömleğimi bir çırpıda çıkardı. Ondan utanmıyordum çünkü birbirimizi tanıyalı uzun bir süre olmuştu ve inanın birbirimizin ne hallerini görmüştük.


"Yakışıklı çocuk mu?" Öksürük krizinden çıkıp hayretle konuştum.

Yanıma oturup bacak bacak üstüne attığında hareketlerini tedirginlikle izliyordum.


"Geçen geceki halinizi görmedim desem yalan olur. Sevgili gibi değildiniz ama sevgili gibisiniz de. Ay çok saçmaladım, sen anlat haydi! Kim o çocuk, okuldan mı? Nasıl tanıştınız?"

Okuldan? Hah, benden 7 yaş büyük o diye bağırmak üzereydim. Aslında 7 yaş büyük olmasına rağmen benimle aynı yaşta gibi göründüğü kısmına katılıyordum ve bu koyuyordu.


Son bir kez daha öksürdüm ve dudaklarımı yalayarak Jin hyung'a döndüm.



"Aptalca bir şey hyung, ve aramızda hiçbir şey..." Neden sustum bilmiyorum, sadece sanki dilim varmadı söylemeye.


Sexy Daddy | KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin