Operasyonda

23.4K 1.1K 24
                                    

Eymen;
"Biraz zor oldu ama anlaştık biz. Sorun yok. Bizimle geliyor." dedi.

Gözlerim hızlıca Eymen'inkileri buldu. O da bana cürretkarca bakıyordu.
Sanki 'tek hatanda yakarım!' diyordu. İki elimi onun görebileceği bir şekilde birleştirip ona minnettarlığımı gösteren bir hareket yaptım. O bunu pek de takmayarak önüne döndü.

Tanrı'm! Buradan gitmemem için resmen beni korumuştu.

Şimdi de sevdiğim erkekle operasyona gidecektim. Gerçekten de çok romantikti... O çatışırken ben onun ve diğer askerlerimizin yaralarına bakacaktım. Şu an mutluluğum gözlerimden okunuyordur eminim.

Araca bindiğimizde Asım komutan bana;
"Bu araçla helikopterlerin yanına gidiyoruz ve sonra oraya ulaştığımızda araç ve ulaşım yolu değiştirip havadan gideceğiz. Sen helikopterden inmeyeceksin. Güvenliğin için bu önemli. Biz yaralılarımız olursa helikoptere taşıyacağız ve sen müdehaleyi orada yapacaksın. Helikopterden inersen askeriyeye gidince yakarım çıranı! Anlaştık mı?" dedi.

Kafamı onaylama anlamında salladım. Daha önce hiç hissetmediğim bir duyguyu hissediyordum. Bunun adı kesinlikle adrenalindi. Evet, hayatımda o duygu hep eksikti. Tadamadığım bir duyguyu Eymen'in yanında yaşıyor olmam da kaderdi sanırım. Araç durduğunda Eymen kapıyı açtı. Askerler sırayla indi ve sonra Asım Komutan da indi. Tam inecektim ki Eymen bileğimden yakaladı.

"Dikkatli ol." diye uyardı Gülümseyerek kafamı salladım. Helikopter karşımızdaydı. Sırayla bindik. Eymen'in yanına oturdum. Havalanmaya başladığında dışarıya bakmaya çalıştım ama her yer karanlıktı. Derin bir nefes aldığımda Eymen sanki 'ben burdayım' dermiş gibi, varlığını hissettirmek istermiş gibi dizime yavaşça vurarak destek oldu. Onu seviyordum. Onun varlığını hiç unutmuyordum, hatırlatmasına gerek yoktu. Helikopter inişe geçtiğinde midem sanki havalanmış gibiydi. Yere yaklaştığımızda kapılar açıldı. Asım Komutan Eymen'e bir işaret çaktı ve helikopterden atladı. Eymen sağ tarafta oturan askerlerine inmelerini işaret etti. Onlar da atladı. Sonra sol taraftakilere kendini takip etmesini işaret etti. Sonra bana döndü ve sadece,
"Sakın!" dedi.
Tamam işte çıkmayacaktım buradan. Artık helikopter yere inmişti.

Eymen ve arkasındaki askerler de inince helikopterde pilot askerlerle baş başa kaldım. Onların yanına yaklaşıp;
"Merhaba." dedim. Onlar da selam verdiler.

"Neden buradayız?" diye sordum.

"Düşmanın burada olduğuna dair duyum aldık." dedi.

"Anladım." dediğimde başını bana çevirdi.

"Sen niye geldin ki? Burada olman çok tehlikeli. Başına birşey gelebilir." dedi.

"Benim başıma birşey gelmez. Hem inip çatışmaya gitmedim ki canım. Alt tarafı helikopterde yaralı olursa ilk müdehaleyi yapmak için bekliyorum." dedim.

"İyi de sen psikyatrist değil misin?" diye sorduğunda;

"Lütfen ama doktorum ben. Küçümsenecek bir durum değil. Her doktor ilk yardım eğitimi alır." diye savunmamı yaptım.

"Anladım" dedi ve önüne döndü.

"Birazdan biz de çıkarız. Tek başına korkar mısın?" diye sordu.
Korkar mıydım? Belki... ama bu beni pes ettirmezdi. Biraz korkudan ne çıkardı? Adrenalin duygusunu beslerdi ve daha dinç kılardı.

"Korkmam. Burada olduğuma göre buna cesaretim vardır."

Yanındaki yedek pilot arkadaşına işaret yaptı. O da kafasını sallayıp yan tarafındaki gizli bölmeden iki tane silah çıkardı. Birini pilota verdi. Diğerini de kendine aldı. Aynı anda indiler. Biri sol taraftan, diğeri sağ taraftan ilerlemeye başladı. Her yer karanlıktı, bir süre sonra kayboldular ve artık yalnızdım. Beklemekten başka çarem yoktu. Nasıl vakit geçer diye düşünüyordum ki helikopterin arkasından tıkırtılar geldi. Noluyordu?

DOLUNAY IŞIĞINDA BİR ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin