İntihar

16.5K 782 19
                                    

Otelin önüne bir taksi durunca;
"Senin için çağırdım. Hadi bin ve evine dön. Ben burada kalıp savaşacağım. Daha fazla suçlu durumuna düşmek istemiyorum." dedi. Gözlerime bakmıyordu.

"Ah aptal kafam! Sen bana o gün o sözleri sarfettikten sonra ben sana hala nasıl inanabildim..? Harbiden safım!"

"Hangi sözler?" dedi gerçekten de anlamamış bir ifadeyle.

"Senin bana baktığın gibi ben sana bakamıyorum... Bilmem hatırladın mı?"

Tekrar silah sesi geldiğinde;
"Hadi artık sen git." diye geçiştirdi.

Arkamı dönmüş vaziyette taksiye ilerlerken gözümden iki damla yaş süzüldü ve o an fark ettim ki bana geri dönse onunla yine olurdum. Çünkü bildiğin aptal aşıktım.
Ve birşey daha fark etmiştim ki hata bendeydi. Tamam yaptığı kırıcı bir konuşma olabilirdi ama onu suçlamıştım. O da habire onu suçlamamdan artık yorulmuştu.
Bu sefer işler çok karışmıştı. Eymen kararlı görünüyordu ama ben daha kararlıydım. O yüzüğü benden başka kimsenin parmağına taktırmazdım.

♤♤♤

Taksi şoförüne ücreti ödeyip arabadan indim ve kapıyı çaldım. Annem uyku sersemliğiyle kapıyı açıp;
"Senin anahtarın yok mu?" diye söylendi.
Cevap vermeyip içeri geçtim ve çantamı bir köşeye fırlatıp kendimi koltuğa bıraktım.

Meraklı gözlerle başımda dikilip beni izlediğini fark edince;
"Bok gibiydi." dedim sadece.

"Ağlayacak gibi duruyorsun ucube." dedi sinsi bir bakışla.

"Ağlarsam göbek atacakmış gibi duruyorsun cadı." dedim gözlerimi kısarak.

"Laf sokmayı bırak da hadi anlat. Ne oldu?"

"Umrunda olmayan şeyleri, umrundaymış gibi lanse etmeyi kes artık!" diye bağırdım.

"Sen benim hep umrumdaydın aptal!" diye bir itirafta bulundu.

"Benden kocamı alıncaya kadar... Şimdi anlat."

Konu artık geçmişe geçmişti ve ben şimdiyi unutmuştum.

"Babamı ben öldürmedim!"

"Emin misin ucube? Birbirimizi kandırmayalım."

"Allah belanı versin! Ben sana ne yaptım ya söylesene! Bana yıllardır çektirmeni sağlayacak ne yaptım?"

"Kocamı öldürdün. Sevdiğim adam senin yüzünden yok. Keşke, keşke..."

"Söylesene, keşke ne?"

"Keşke o gün onun yerine sen ölseydin."

Dudaklarım titrerken;
"Keşke beni hiç doğurmasaydın. Senin bana bu sözleri söyleyeceğini önceden öğrenebilseydim daha karnındayken intihar ederdim." diyebildim.

"Keşke etseydin!"

"Hala bir şansım var." dedim burnumdan soluyarak.

"Dene o zaman ucube!"
Gözleri lav saçarken her kelimesini vurgulayarak söylemişti.

Kapıyı çarpıp evi terk ettim. Ne çantamı ne de başka hiçbir şeyimi yanıma almamıştım. Ne düşünerek çıktığımı da bilmiyordum ki! Ama geri dönmemekte kararlıydım.

Kapının önüne oturdum ve az önce konuşulanları düşünmeye başladım. Bu kadar ağır bir konuşma olacağını tahmin edemezdim.

Şimdi nereye gidecektim? Gecenin bir vakti Seren ve Büşra'yı rahatsız etmek istemiyordum. Üstelik yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. En iyisi evin önündeki banka kıvrılıp yatmak, diye düşündüm. Hem hava da o kadar soğuk sayılmazdı. Oturduğum yerden ayağa kalkıp banka geçtim ve dizlerimi karnıma çekerek uzandım. Hayatımda ilk defa sokakta yatacaktım. Bu benim kendi kararımdı. Aklımda, annemle ilişkimizin geldiği son nokta vardı ki yavaş yavaş uykuya daldım.

DOLUNAY IŞIĞINDA BİR ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin