"Gölge mi? Ne o kötü adamcılık mı oynuyorsunuz?"
"Daha önce önce çok fazla kötü adam görmüş gibi konuşuyorsunuz!"
^
"G-Gölge! Napıyorsun sen?" Selin fısıldayarak konuşuyordu ancak bunun dahi adamda bıraktığı etkiyi bilmiyordu. Genç adamın parmakla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ROBİN Mİ HOOD?
İstanbul'un çıkışındaki bu eski depoda, yere yakın tenekeden yapılma küçük masanın etafına koydukları iskembelerin üzerine oturan dört adam bu geceki sevkiyat için topladıkları parayı sayıyorlardı. İçlerindeki karanlık yan yüzlerine vurmuş, deponun sağ tarafında bulunan konteynırdan gelen fısıltı halindeki sesleri duymamazlıktan geliyorlardı. İçlerinden ikisi para saymaya devam ederken diğer ikisi kendi aralarında konuşuyorlardı.
"Rıza Bey aradı mı seni?" Esmer, hafif göbekli olan konuştu.
"En son 3 gün önce arayıp ağzıma sıçtı şerefsiz!" Sesi sertti, soruyu soran adam uyardı onu.
"Ştt oğlum sakin ol, yerin kulağı var!"
"Ağabey ne yapayım? Adam tutturdu kızı bulacaksınız diye! Bir haftadır bakmadığım yer kalmadı, bir kızı bulamadık!" Kızı ellerinden kaçırdıklarına hala inanamıyorlardı. Birinin yardımı olmadan asla ellerinden kaçıramazlardı, üstelik birileri yardım etmişse bile çoktan polis kapılarına dayanırdı. O zaman neredeydi bu kız? Onlar kendi aralarında münakaşa etmeye devam ederken deponun kapısı büyük bir gürültü ile açılmış içeriye polis üniformalı Cüneyt, Mete ve Feridun girmişti! Arka fonda ise Fufu'nun hopörlerden dışa yaydığı siren sesi duyuluyordu.
"Kaldırın ellerinizi, polis!" diye yüksek sesle ilerideki adamlara seslendiğinde Cüneyt her biri büyük bir şaşkınlık ile yerlerinden fırlamış ve ellerini kaldırmıştı. Ellerindeki boş silahlar ile adamların yanına adımlayan Feridun ve Mete hala şaşkınca duran adamları bir tarafa toplamaya başladı.
"Sağa geçin! Hadi, oyalanma!"
"Komiserim neler oluyor?" Az önce paran sayanlardan biriydi konuşan.
"Bilmem sen söyle, neler oluyor? Şu konteynırların içinde ne var?"
"Ki-kimyasal! Metal boya falan!" Mete ve Feridun onların tam önündeyken Cüneyt konteynıra doğru yürüyordu. Kapısını hemen açması gerekiyordu. Feridun sinirle konuştu ellerini yukarıda tutan adamlara.
