KRALİÇENİN TOKASI
"Ferhunde! Yahu beklesene beni de, Ferhunde? Hoop! Kime diyorum!"
Genç kız bir hışımla arkasını döndü ve tam o anda kendisine doğru koşarak gelen gençle burun buruna gelerek çarpıştılar.
"Yavaş gel lan!" Mete, Ferhunde'nin içindeki erkek fatmayı ortaya çıkardığını idrak ettiğinde burnunu tutarak bir adım geri gitti.
"Sende bekle bizde yavaş olalım! Arkandan atlı mı kovalıyor Fufu?"
Ferhunde Mete hariç her yerde gözlerini dolşatırıyordu, dün gecenin anıları hala çok tazeyken genç adamın yüzüne bakamıyordu. İlk kez utanç duygusu tüm vücudunu kaplamıştı. Mete genç kızda bir gariplik olduğu anladığında hızla iki elinden birini alnında diğerini yanağında dolaştırdı.
"Ferhunde iyi misin? Kıpkırmızı oldun!" Fufu o an şaşkın bir şekilde Mete'ye bakıyordu,adamın elleri tenini yakarken dün geceyi anımsamamış gibi davranması onu üzmüştü. Ne bekliyordu ki Mete ne yaptığını bilemeyecek kadar sarhoş değil miydi? Şimdi neden onu öptüğünü unuttuğu için şaşırıyordu. Ahmaklık etmişti. Hızla geri çekildi.
"Yok,yok bir şey hava biraz sıcak ondan şey olmuştur, şey şey etmiştir. Boşver saçmalıyorum!" Geriye doğru döndüğünde Mete kızın arkasından bir büyük adımda vücuduna yaklaştı ve elini kızın omuzuna atarak yürümeye başladılar. Ferhunde onu geri itemiyordu, öpücüğün etkisini hala yaşıyorken bu gücü kendine bulamıyordu. Mete ise bıyık altından gülüyordu.
"Ferhunde?"
"Hı-hı!" Ona Ferhunde diye hitap etmesine artık kızmıyordu genç kız. Mete iyice keyiflenerek muzip bir şekilde konuştu.
"Utanma!" Genç kız adamın gözlerine baktığında orada gördüğü parıltılara bir anlam yüklememek için zor turuyordu kendini.
"Ne için utanmayacak mışım?" Genç adam omuzundaki elini biraz daha sertleştirerek kızı kendine doğru çekmiş ve dudağına çok hızlı bir şekilde öpücük kondurmuştu. Ferhune'nin yer ayağından kayıyor gibi olmuş tüm vücudu titremeye balmıştı. Oluyordu işte, yıllardır sevdasını gizlice tutuğu adam onu sevmeye çalışıyordu. Şu an bir söz duymak istemiyordu, tek istediği Mete'nin varlığını hissetmekti. Elleri hiç vakit kaybetmeden genç adamın boynunu bulmuş ve sıkıca sarılmıştı ona. Dakikalarca o şekilde kaldıklarında ikili bundan daha özel an'ı hiç bir zaman yaşamadıklarının farkına varmışlardı. Mete'nin elleri sıkıca kızın belini sararken kaburgalarına sokmak ve orada saklamak istiyordu onu, hep onun yanında olsun, nefesi nefesine karışsın. Hislerinin derinliğinden korktu adam kim bilir kaç zamandır bunları hissediyor ve onlara bir isim koymaya çekiniyordu farkında değildi. Fufu burnunu adamın boynuna gömüp son kez kokusunu içine çektiğinde yinede bırakmadı Mete onu. Bu saatten sonrada asla bırakmayacaktı.İkili sonraki zaman diliminde otele geldiğinde Mete artık işe koyulma vaktinin geldiğini anlamıştı, zira Mehmet Rıza'ya her hangi bir bilgi veremezse görevinden olacaktı. Bu da onun için utanç kaynağı olan bir durumdu.
"Ferhunde benim biraz işlerim, sen beni burada beklesen daha sonra akşam birlikte baş başa yemeğe çıksak olur mu?" Ferhunde o an yemekten çok Mete'nin ne işi olduğunu düşünmeye çalışıyordu, Cüneyt ile ilgiliyse genç adamı uyarmalıydı.
"Cüneytin peşine düşeceksen oradan sana iş çıkmaz,sabah Selin'in ağzını aradım biraz, sadece tatil için gelmiş buraya kadar." Mete gülümsedi, Ferhunde'ye maalef bu konuda güvenemezdi çünkü Cingöz ve ekibine gönülden bağlıydı genç kız. O yüzden yalan söylemek zorundaydı. Genç kıza yaklaştı ve elleri onun omuzlarını buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE | SelCün
Fiksi Penggemar"Gölge mi? Ne o kötü adamcılık mı oynuyorsunuz?" "Daha önce önce çok fazla kötü adam görmüş gibi konuşuyorsunuz!" ^ "G-Gölge! Napıyorsun sen?" Selin fısıldayarak konuşuyordu ancak bunun dahi adamda bıraktığı etkiyi bilmiyordu. Genç adamın parmakla...