8.G.E

106 66 111
                                    


Multimedia=Güneş

-ilk önce evlerimize gidip, bir kaç parça birşey almak istiyorum.

-Gerek yok, her şey orda var.

-Hayır, yok kolyem yok orda onu almam lazım.

-Ama bu çok,tehlikeli,

-Olsun, uzun sürmez zaten hemen alıp yola çıkarız.

-Pekala.

Ardından,evime doğru sürmeye başladı o kadar hızlı sürüyorduki, 1 saatte varacağımız yere yarım saatten az bir süreyle gelmiştik. Arabadan indim seri adımlarla evime doğru,yürümeye başladım hemen arkamdan, Gökalpde geliyordu kapıya ulaştığımda açıp açmamakta kararsız kaldım, sanki kapıyı açtığımda Babam herzamanki neşeli haliyle beni karşılayıp sarılacaktı, hala öldüğünü kabullenemiyordum,

Hayat çok acı, boğazıma acı bir yumruk oturmuştu yavaşça kapıyı açtım içeri girdim, girmemle Babamla olan anılarımız gözlerimiz önüne geldi çok değil bir hafta önce son günümüz olduğunu bilseydim, eğer yanında hiç ayrılmaz sımsıkı sarılırdım.

İçimde,sessiz fırtınalar koparken duyduğum sesle irkildim.her anı bozmak zorundamıydı,

-Çabuk, ol gitmemiz gerekiyor.

-Offf, tamam her anı bozuyorsun zaten.

Ardından, hızlıca odama çıktım sırt çantamı alıp içine gerekli olabilecek bir kaç eşya koydum, komidinin çekmecesini açıp kolyemi boynuma taktım, nedenini bilmiyorum ama bu kolyede garip bir şey vardı beni sakinlestiriyordu, Babam vermişti bana ne zaman  canım sıkkın olursa onu hissetmemi söylemişti, o zamanlar  ne demek istediğini anlamıyordum, gerçi halada öyle nedensiz gitmesini anlayamıyordum,

Yanağımdan, kaç saattir tuttuğum bir damla yaş süzüldü,

-Hala,hazırlanmadınmı.

Sesini duymamla, hemen arkamı dönüp elimle gözümü sildim. Sesimi toparlayarak.

-Hazırım,gidelim.

Tam odadan çıkacakken  Babamla olan fotoğrafımız, gözüme çarptı hızlıca alıp sırt çantama koydum, hızlı adımlarla ikimizde evden çıkmıştık, arabada yerimi alırken, Buse soran gözlerle iyimisin, diye baktı kafamla onaylandıktan sonra camdan dışarı bakmaya başladım,

Çalan şarkıyla bastırmaya, çalıştığım duygular tekrar gün yüzüne çıkmıştı, ağlamak istiyordum bağıra bağıra ağlamak istiyordum.

Hayat ne garip,
Bugün var olanlar
Yarın yok.

Oturdum bir deniz kıyısına.
Mavilerin içinde kayboldum,
Gelip,geçenlere baktım.
Kimde ne kadar kalmışım

Öğrendimki,kimsede
Kalmamış hiç bir şey
Gözlerde,sözler gibi
Yalanmış

Hayat, denen bu tiyatroda.
Herşey,oyundan ibaretmiş,
Ben bu oyunda kaybolmuşum.
Yok olmuş hayallerim
Nerde o çocuksu gülüşlerim

Nerde,o masum saf hayallerim
Hiç bir yerde.

Kirlettiler,masum hayallerimi, yok oluslardayım, yavaş yavaş kayboluyorum sanki,birden bire nasıl,  değişirdi insanın hayatı, nasıl böyle alt üst olurdu,

"Yardım et Allahım bu çıkmazdan kurtar beni"

Düşüncelerin,arasında kaybolmuştum
Busenin elimi tutup destek olması beni düştüğüm bu karamsarlıktan,
çekip almıştı, ne kadar sürdüğünü bilmiyorum ama havalanina gelmiştik.Ama ben uçaktan korkardım.

-Uçaklamı, gitcez neden otobüsle gitmiyoruz ya düşerse.

-Uçaktan mı  korkuyorsun. İnanmam

Bunu diyen tabikide Bay ukalaydı, tabikide korkumu belli etmeycektim, o kozu onların eline vermektense uçaktan atlardım.

-Ben mi uçaktan korkmakmı saçmalama ben hiç birşeyden korkmam.

-Pekala, önden buyurun hanfendi.

Ne zaman aldığını, bilmedigim biletleri bize uzattı, Busenin koltuk sayısına baktığımda Kaanla ikisi yan yana oturacaktı, bende ahh hayır ya onunla yan yana oturmak istemiyorum. Kaanla konuşup koltuklarımızı, değiştirdik hiç değilse Busenin yanında korkum belki hafiflerdi. Tabi şu hostes bozuntusu olmasaydı.

-Üzgünüm,hanfendi prosedür gereği koltukları değiştirmek yasak,lütfen yerinize gecermisiniz.

-Lütfoooooon mis hih haspam.

Gökalpin yanına geçtiğim de bana pis pis sırıttığını gördüm gıcık herif nolcak kesin zevk alıyordu.

-Merak etme,küçük sırın aramızda kalcak. Diyip güldü.

Ama ben bunu öldürürüm. Hiç cevap vermeden önüme döndüm ne kadar saat geçti,bilmiyorum tek bildiğim uçak harekete geçtiğinde, gözlerimi sımsıkı kapatmak ve ne zaman tırnaklarımı geçirdiğimi anlamadığım Gökalpin kolu.

-Kolumu,artık alabilir miyim?

Ne kadar kaptırmışsam kedimi ne dediğini anlamadım.

-Efendim,ne oldu uçakmı, düştü öldükmü yoksa.

-Tamam,sakin ol uçak falan düşmedi geldik artık kolumu pencelerinin arasından alabilir miyim.

-Pardon özür dilerim.

Uçaktan inmiştik sonunda ve benden hiç beklenmedik bir hareket yaptım, hepsi şaşkınlıkla beni izliyordu.

-Ben geldim, Azerbaycan acılarımla geldim İntikam için geldim..


8.Bolum Sonu

GÜN'EŞ DÖNÜMÜ (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin