MULTİMEDİA = SERPİL YILDIRIMMerakla arabadan inecek kişiyi bekliyordum. Bir yanım kaçıp gitmek isterken diğer yanım yüzleşmem gerektiğini söylüyordu.
Fazla uzun sürmeden arabadan orta yaşlarda sarışın bir bayan indi. Yüzünde çok tatlı bir gülümseme vardı. Gözlerindeki mavilik insanı kendine çekiyordu, sarı saçlarını arkadan fazlada sık olmayacak şekilde bağlamıştı mavi gözleri gökyüzünü hatırlatıyordu. Yanıma gelip içtenlikle elini uzattı.
"Merhaba ben Serpil sende Güneş olmalısın."
Adımı bilmesine şaşırmıştım, yinede nezaket amacıyla uzattığı eli geri çevirmedim.
"Merhaba adımı nerden biliyorsunuz.?""Burası yeri değil tatlım istersen müsait bir yere geçip konuşalım."
Bi bakıma haklıydı Rüzgarın az önce burada bulunduğunu göz önünde bulundurarak kabul ettim. Arabaya geçtiğimizde, ikimizde tek kelime dahi etmedik ben ifadesiz dururken o yine tatlı gülümsemesini yüzüne yerleştirmişti. Sessiz geçen yolculuğun ardından bir cafe'nin önünde durduk hadi in dercesine bir bakış attı bana, usulca indim. Cafe olmasına rağmen etrafta bir... iki... bilemedin üç dükkan vardı. Sessizliği tüyler ürpertici olsada Serpilin yüzünde'ki gülümseme tüm kaygılarımı alıp götürüyordu. İçeri girdiğimizde cam kenarı olan masaya oturduk, buranında dışarıdan farklı bir tarafı yoktu tek tük dolu masalar ve güler yüzlü bir garson, karşımda oturan kadına dönüp.
"Sencede fazla sessiz değilmi burası.?"
"Evet burası Serkanın en sevdiği yerdi."
"Anlamadım Babamı tanıyor musunuz.?"
"Evet bu yüzden seni bulmak için yola çıktım."
"Kafam karıştı bilmece gibi konuşmayı bırakırmısınız hiç bir şey anlamıyorum."
"Ahhh! Kusura bakma tatlım herşeyi anlatacağım, ama öncelikle bir şey içermisin yada açsan yemek söyleyeyim."
"Bir kahve alayım ben o zaman."
Eliyle garsona işaret etti, bir iki dakika içinde gelen garsona siparişleri verdi. Siparişlerimiz gelene kadar sustu bende dışarı izledim anlam veremediğim bir şekilde yüzümü inceliyordu, bir an için ne olduğunu sormak istesemde bozuntuya vermedim içten gülüşü ona karşı gelmeme engel oluyordu. Siparişlerimiz geldiği zaman kahvemden bir yudum aldım. Tadı bambaşkaydı daha önce içtiklerime benzemiyordu. Usulca fincanı yerine bıraktım bakışlarımı gözlerine sapitledim.
"Sizi dinliyorum siparişlerimizde geldiğine göre anlatmaya başlasanız iyi olur."
"Nerden başlanır bilmiyorum."
"Babamı nerden tanıdığınızdan başlayabilirsiniz mesela."
"Serkan o çok iyi bir adamdı, gerek işi gerek ailesine olan ilgisi tam anlamıyla mükemmeldi kusursuzdu. Neyi ne zaman yapacağını çok iyi bilirdi Annen yani Seda gittiğinde bile pes etmedi herşeyini sana adadı seni korumak en büyük gayesi olmuştu. Senin bu olaylara karışmanı bile istemiyordu ev taşıması sürekli başka şehirlere gitmeniz hepsi senin içindi ama kaderden kaçamadı ve seni buldular."
"Peki! Seda o nasıl bu kadar değişti. Yani beni geçmişime gönderdiğinde daha sıcaktı, şimdi buz gibi ."
"Güç hırsı.. bitmek tükenmek bilmeyen bir hırsla doldu öyle ki bu onu zamanla değişime uğrattı. Kendinden başka kimseyi düşünmez oldu seni bile umursamadı tek amacı senin onun yanında olup gücüne güç katmandı."
"Anlıyorum.! Peki Babam onunla nasıl tanışıyorsunuz beni bulmanızda ki amaç ney.?"
"Serkan o istedi eğer bir gün ona bir şey olursa seni korumamı, sen okulda olduğun zamanlarda gelirdim bir kaç fikir alışverişi yapardık her cümlesi seninle ilgiliydi birşey olduğu zaman ne yapıp edip seni korumamı isterdi vasiyet gibi hatta bir keresinde, yemin bile ettirmişti."
Aklıma soru işaretleri yer edinmişti. Doğru söyleyip söylemediğini bile bilmiyordum. Soğumaya yüz tutmuş kahveme baktım... herşey bir fincan kahve gibiydi sana sıcak servis yapılırdı ama hayat onu soğuturdu... duygularımında bir farkı yoktu bir kaç hafta önce hayatım sıcak ve güzelken şimdi, soğumuş bir kahveden farkı yoktu. Öyle tatsız tuzsuz birşeydi işte. Serpilin bana seslenip kolumu okşamasıyla kendime geldim kafamda ki soru işaretlerini anlamış olacak ki tekrar lafa girdi.
"Bak tatlım seni çok iyi anlıyorum, yaşadıkların kolay şeyler değil hiçbirimiz için kolay değil inan buna yeri geldiğinde düşeceğiz ve yanımızda kimse olmayacak o zaman öğreneceğiz kendi yaralarımızın kendimiz sarması gerektiğini."
Şefkatle bakıyordu gözlerimin içine acıma yoktu. Sadece saf şefkat Sedada göremediğim bir pırıltıytı o an için.
"Peki size nasıl güveneceğim sonuçta kendi öz annem bile düşmanımken nerden biliyim onlardan olmadığınızı. ?""Evet bunun için Serkan'ın bana verdiği flash bellek var sanırım bugünlerin geleceğini biliyordu senin için ufak bir video hazırlamış."
Çantasını biraz karıştırdıktan sonra; eline aldığı flash belleği bana uzattı, ardından bir kartvizitin üzerinde büyük harflerle SERPİL YILDIRIM hemen altında telefon numarası. İkisinide elime alıp cebime koydum güvenliği açısından bir kere daha kontrol ettim. Düşmesini isteyeceğim son şeydi.
"Siz izledinizmi videoyu peki.,""Ahhh! Hayır senden başkasının açmasını istemiyordu. Hem bu senin özelin sonuçta."
"Anladım, teşekkür ederim o zaman ."
"Sana verdiğim kartta telefon numaram yazıyor saat fark etmez istediğin zaman arayabilirsin, birde seninle görüştüğümüzü kimseye söyleme."
"Tamam."
"Şimdi müsaadenle lavaboya gitmem lazım, hemen dönerim."
Başımla onaylandıktan sonra masadan kalkıp lavaboya gitti tüm bu olanları düşünürken, diyorum aklım sadece Babamın çektiği videodaydı her an için beni düşünmüştü. Planlamış gibide çekip gitmişti gözlerime dolan göz yaşları akmak için yer edinmeye çalışıyordu. Tam o sırada başıma dikilen gölge yıkmak istediğim tabuları yeniden etten bir duvar gibi örmüştü. Garsonun geldiğini tahmin ederek.
"Teşekkür ederim. Başka bir şey istemiyorum.""Senin burada ne işin var.!!!"
Merhaba canlarım benim biliyorum bu aralar çok boşladım kitapları ama gerçekten çok yoğundum ve sizi bu kadar bekletmek istemezdim ama üzülmeyin çünkü artık geri döndüm 😄😄😄😄😄 hepinizi çok seviyorum ama en çok beni sevin 😂😂😂😂 Son olarak fragman yada karakterlere sorular gelsin mi siz canlarımın fikirleri çok önemli çünkü sağlıcakla kalın 😍😍😍😍😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN'EŞ DÖNÜMÜ (DÜZENLEMEDE)
Fantasiahep yada,hiç savaşmadan kazanılmazmış,hiç bir şey Aşk, Ölüm , Kaçmaya çalıştığın, Gerçekler, Gizem, Gerilim, tatlı bir heycan, Tarafını sen seç hangi taraftasın bu bildiğiniz kurgulardan değil bu tamamen farklı.