Multimedia= Güneş ve Elbisesi
Karşımda gördüğüm kişiyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı, ama bu nasıl olur?
Beni nasıl bulmuştu? Ben daha kendime gelememişken beni bilegimden tuttuğu gibi cafeden sürükleyerek çıkardı. Canımın acısıyla bağırdım oysa beni dinlemiyordu kimsenin olmadığı bu yerde kimsenin umrunda değildim...
Arabanın önüne geldiğimizde durdu siniri gözlerine yansımıştı, derin bir nefes alıp.
"Senin burada ne işin var Güneş.""Kolumu acıtıyorsun Gökalp."
"Ya bişey olsaydı hiç düşündünmü benim peşimde bir ton düşman var diye, burunun dikine gitmen yüzünden başına bir gün başına bele alacaksın."
"Ama ben."
"Aması yok.! Güneş açıklamanı duymak istemiyorum."
Daha fazla kendime engel olamayarak, dizimi karın boşluğuna geçirip boşta kalan elimle geri ittim tamam haklı olabilirdi ama canımı yakmaya hakkı yoktu. Eliyle karnını tutarken yine o bakışı attı çokta umrumdaydı "Ama canımı yakıyordun bay ukala" dedikten sonra arabaya binip emniyet kemerimi bağladım. Zafer kazanmış gülüşümü yüzüme yerleştirip arabaya binmesini bekledim, arabaya bindiğinde yandan bir bakış atıp çalıştırdı.
" Canım acıyor deseydin bırakırdım ne gerek var aksiyona." dedikten sonra göz kırptı kesinlikle bunu öldürmem lazımdı.
"Dedim duydun sanki.."
"Adam bildiğin ukalalıkta master yapmış hayır yani göz kırpmalar falan görende film çekiyoruz sanır salak ne olcak yani Allahı var yesilcam artistlerine taş çıkarıyordu bildiğiniz meteor.""Bişey mi dedin duyamadım meteormu.?"
Kahretsin son söylediğimi sesli düşünmüştüm şimdi çık işin içinden çıkabilirsen.
"Ya evet bu aralar haberlerde gökten meteor taşları yağacakmış."
"İlginç hiç duymadım."
"Tabi duymazsın çünkü sen ukalasın, ve bay ukala olanlar günümüz haberleri takip etmezler çünkü."
"Tamam, tamam ben müsait olduğumda bakarım sen az nefes al."
Daha fazla ne kadar saçmalardım bilmiyorum, yüzümün kızarıp ateş basmasıyla camı açtım, başımı camdan dışarı çıkartıp rüzgarın yüzümü okşamasına izin verdim lapa lapa yağan kar huzur veriyordu arada tenime değip su damlasına dönüşüyordu etrafta bir telaş vardı bir yerlere koşuşturan insanlar, kimi çocuğunun elini tutmuş yürüyor, kimi annesinin eteğini çekiştirerek ağlıyor istediği her neyse aldırmaya çalışıyordu, sarmaş dolaş sevgililer çoğu şanslı kızın elinde kocaman bir demet gül. Renk renk bezenmiş ışıklar çam ağaçları, gözlerimi kapatıp bu olağan manzara karşısında benim tenimi okşayan rüzgara bıraktım kendimi, tüm insanlardan soyutlamak istercesine.. Gökalpin beni içeriye çekip camı kapatmasıyla rüzgarla bağım kopmuş oldu her anımı itina ile bozuyordu zaten.
"İçeri gir hasta olacaksın."
"Sanane hasta olacaksam ben olucam sen değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN'EŞ DÖNÜMÜ (DÜZENLEMEDE)
Fantastikhep yada,hiç savaşmadan kazanılmazmış,hiç bir şey Aşk, Ölüm , Kaçmaya çalıştığın, Gerçekler, Gizem, Gerilim, tatlı bir heycan, Tarafını sen seç hangi taraftasın bu bildiğiniz kurgulardan değil bu tamamen farklı.