20.BÖLÜM (YENİ YIL)

82 23 143
                                    

Multimedia= Güneş ve Elbisesi

Karşımda gördüğüm kişiyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı, ama bu nasıl  olur?
Beni nasıl bulmuştu? Ben daha kendime  gelememişken  beni  bilegimden  tuttuğu gibi cafeden sürükleyerek çıkardı. Canımın  acısıyla bağırdım oysa beni dinlemiyordu kimsenin olmadığı bu yerde kimsenin umrunda değildim...
Arabanın  önüne geldiğimizde durdu siniri  gözlerine yansımıştı, derin bir nefes  alıp.
"Senin burada ne işin var Güneş."

"Kolumu acıtıyorsun Gökalp."

"Ya bişey  olsaydı hiç düşündünmü  benim peşimde  bir ton düşman var diye, burunun  dikine gitmen yüzünden  başına bir  gün başına bele alacaksın."

"Ama ben."

"Aması yok.! Güneş  açıklamanı duymak istemiyorum."

Daha  fazla  kendime engel olamayarak, dizimi  karın boşluğuna geçirip boşta kalan elimle geri ittim tamam  haklı olabilirdi  ama canımı yakmaya hakkı yoktu. Eliyle  karnını  tutarken  yine o bakışı attı çokta  umrumdaydı  "Ama  canımı yakıyordun bay ukala"  dedikten sonra  arabaya binip emniyet  kemerimi  bağladım. Zafer  kazanmış gülüşümü  yüzüme yerleştirip  arabaya binmesini  bekledim, arabaya bindiğinde  yandan bir bakış  atıp çalıştırdı.

" Canım  acıyor  deseydin bırakırdım  ne gerek var  aksiyona." dedikten  sonra  göz kırptı kesinlikle  bunu öldürmem lazımdı.

"Dedim  duydun sanki.."
"Adam bildiğin  ukalalıkta  master  yapmış  hayır yani göz  kırpmalar  falan görende film çekiyoruz  sanır salak ne olcak yani Allahı  var yesilcam artistlerine  taş çıkarıyordu  bildiğiniz  meteor."

"Bişey mi  dedin duyamadım meteormu.?"

Kahretsin son söylediğimi  sesli düşünmüştüm şimdi  çık işin içinden  çıkabilirsen.

"Ya evet bu aralar  haberlerde  gökten  meteor taşları  yağacakmış."

"İlginç  hiç duymadım."

"Tabi duymazsın  çünkü sen ukalasın, ve bay ukala olanlar  günümüz  haberleri  takip etmezler çünkü."

"Tamam, tamam  ben müsait  olduğumda  bakarım sen az nefes al."

Daha fazla ne kadar  saçmalardım bilmiyorum, yüzümün kızarıp  ateş basmasıyla camı açtım, başımı camdan dışarı çıkartıp  rüzgarın  yüzümü okşamasına izin verdim  lapa  lapa  yağan  kar huzur veriyordu  arada  tenime değip  su damlasına  dönüşüyordu etrafta  bir  telaş vardı bir yerlere  koşuşturan insanlar, kimi çocuğunun  elini tutmuş yürüyor, kimi  annesinin  eteğini  çekiştirerek  ağlıyor istediği  her neyse  aldırmaya çalışıyordu, sarmaş dolaş  sevgililer  çoğu şanslı  kızın elinde kocaman  bir  demet gül. Renk renk  bezenmiş  ışıklar çam ağaçları, gözlerimi  kapatıp bu olağan manzara karşısında  benim tenimi okşayan  rüzgara bıraktım kendimi, tüm insanlardan  soyutlamak istercesine.. Gökalpin  beni içeriye  çekip  camı kapatmasıyla rüzgarla  bağım  kopmuş  oldu her anımı  itina  ile  bozuyordu zaten.

"İçeri gir hasta olacaksın."

"Sanane hasta  olacaksam ben olucam  sen değil."

GÜN'EŞ DÖNÜMÜ (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin