Medya: Evet bugünkü ödevimiz "nasıl yastık olunur"araştırınız. Shskshsksj
Shin'in söylediği şeyi idrak ettikten sonra gözlerimi sonuna kadar açmış ona bakıyordum.
Eda: Ne!? Na-nasıl!? Napıcaz!?
Shin: Bilmiyorum..Öğretmen konuşmaya başladığında servisteki uğultu kesilmiş herkes pür dikkat onu dinliyordu..
Öğretmen: Çocuklar sakin olun. Çevrede yardım edecek kimse olmadığından dolayı bir kaç görevliyi aradık. Maalesef en erken 3 saat içerisinde burada olurlarmış.
Herkes oflayıp pufluyordu. Bende dahildim. Ama Jungkook bey bağırarak güzelim isyanımızı böldü. Her şeye burnunu sok zaten. Rahat rahat isyan bile başlatamıyoruz yha..
Jungkook: En erken mi!? Aishh.. Değerli vaktimi burada geçiremem ben!
Öğretmen: Yol orda. Kimseyi zorla tutmuyoruz Jeon Jungkook.
Bunun üzerine Jungkook sinirli bir şekilde telefonunu çıkarıp birini aradı. Dikkatimi tamamen ona vermiş izliyordum.. Sinirliyken bile yakışık.. ya-yani ukalaydı..
*Ne ukalası bas baya yakışıklı işte. Hatta taş gibi mübarek* (iç ses imanlı onun gibi olun hdksdhhskss) Ne diyon la sen? Yavşama döverim hee. *Gerçekler bunlar bebek ağağağağağa.* Peki.. Anlıyorum..
Jungkook: Alo baba? Bir kaç küçük sorun oldu. Atacağım konuma arabamı gönderir misin? Bekliyorum..
Yaklaşık bi 15-20 dakika sonra bir adam Jungkook'un arabasını getirmişti.
Adam: Arabanızı getirdim efendim.
Jungkook: Tamam. Imm.. Sen de mecbur burda kalıyosun.Jungkook arabaya bindiğinde Yoora sülüğü de hemen yanına bindi. Aishh.. Ukala gidicek. İnsan bi Eda sen de gel falan derdi.. Hadi beni geçtim Tae..
İç konuşmamın sözünü kesen Jungkook;
Jungkook: Tae,Eda,Dae hadi gelin illa çağırmam mı gerek?
Ahh. Yanılmışım. İlk defa yanıldığıma bu kadar çok sevindim kkkk.
Tam arabaya biniyordum ki bi an durdum.Yoora: Zaten gelmeni istemiyorum. Bir de davetiye falan mı bekliyorsun?
Eda: Ben sana bayılıyodum zaten yalak kene! (euehueheu)
Tae: Durun kavga etmeyin! Aslında...
Eda-Yoora: Aslında ne!?
Tae: Aslında siz kardeşsiniz.
Dae: Bu zekan beni aşıyor lütfen başlamadan bitsin.
Tae: Ha?
Dae: Yok bişey.
Eda: Ay bi durun. Shin de gelicek.
Jungkook: Olmaz.
Eda: O zaman bende gelmem.
Jungkook: Tamam sen bilirsin.Dedi. Arabayı biraz ilerletti. Daha sonra durdu ve;
Jungkook: Fikrimi değiştirmeden önce binin şu arabaya.
Bende Shin'in kolundan tuttuğum gibi gidip birlikte arabaya bindik. Beni orada bırakmıycağını biliyodum..
.....
Tamı tamına 3 saattir gidiyoruz ama hâla daha boş yollardayız. Etrafta ne bi kimse var ne de başka bir şey..
Eda: Kaybolduk değil mi!?
Jungkook: Hayır.
Yoora: Benim sevgilim asla kaybolmaz.
Eda: Susar mısın yoksa ağzına kürekle vurmamı mı istersin!? Bas baya kaybolduk işte!!
Jungkook: Aishh. Yolu biliyosan söyle o zaman.
Eda: Hee evet benimde zaten beynimin bi köşesinde Google amca var. Harita falan hep ezberimde...
Tae: Neden "amca"?
Dae: He sen de bu saçma cümleden bi tek buraya mı takıldın?
Eda: Hava da karardı napsak ki?
Jungkook: İşte!! Bakın sol tarafta bi ev var. Oraya gidebiliriz. Sabah da yola devam ederiz..
Yoora: Evet aşkım.. Evet evet evet..
Jungkook: Ihh.. 😒
Eda: Ayy.. Sanki evlenme teklifi kabul ediyo.
Shin: Kesin artık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası (Jungkook)
Fanfiction"Her zaman yanımda olmanı, beni sevmeni istiyorum. Seni kaybetmekten korkmak için seni kazanmak istiyorum. Seni çok seviyorum."