•12•

4.8K 241 59
                                    

Bana dediği şeyle ise durdum.

Jungkook: Eda. Ben...

Jungkook'un sözünü kesen Yoora;

Yoora: Hemen benden özür dile pislik!!

Söylediği şeyle güldüm. Sonra ciddi bir ifadeyle arkamı dönüp yanlarına yaklaştım. İlk Jungkook'a sonra da Yoora'ya baktım.

Eda: Az önce seni itip yere düşürdüğüm ve sonrasında üstüne atlamaya çalıştığım için.. pişman değilim.

Dediğim şeyle surat ifadesi saçma bi görüntü almıştı. Güzel bi cevap vermiş olmalıyım ki Jungkook bile sırıtmıştı.
Yoora tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki Jungkook elimden tutmuş evden çıkmıştık. Yoora arkamızdan baka kalmıştı.
Evin yakınındaki parka gelmiştik.

Eda: Ne-neden elimi şey edip buraya getirdin??
Jungkook: Ney edip? 😏
Eda: Ş-şey..
Jungkook: Ney?

Ben utanmış bi şekilde konuştukça daha da üstüme geliyordu. Ayağım da taşa takılcak zamanı bulmuştu zaten.

*Ee ne güzel Jungkook seni tutar işte.*

İç sese cevap bile veremeden kendimi yerde bulmuştum. Jungkook da dudaklarını birbirine bastırmış gülmemek için kendini sıkıyordu.

*Bak bu olmadı. Ama nedeeeğğğn* 
Bak iç ses buna Jungkook farkı diyoruz. Öküzlük dersi falan alıyo galiba..

Eda: Aishh.. Neden gülüyosun yaa!?
Jungkook: Komik.
Eda: Öyle mi!?
Jungkook: Evet.
Eda: Öyle mi?
Jungkook: Evet dedim ya :D
Eda: Peki.

Dedikten sonra dudağına iki saniyelik bi öpücük kondurdum. Gülmeyi bırakmıştı. Artık şaşkındı. Bu sefer de ben gülüyordum.

Jungkook: Sen.. Ahh.. Komik mi!?
Eda: Evet :D
Jungkook: Bi daha beni aniden öpme.
Eda: Ne-neden?
Jungkook: He öpmek istiyosun yani..
Eda: Ha? Ha-hayır!  Imm.. Şey.. B-ben gidiyim artık. Hem sen de Yoora'yı bekletme artık evinde ne yapıyosa?

Yoora'dan bahsetmemle suratının düşmesi bir olmuştu.

Eda: Bi sorun mu var?
Jungkook: Hayır. A-aslında evet.
Eda: Pekii.. Söylemek ister misin?
Jungkook: Yoora ve ben. Aslında şey..

Ve yine Jungkook'un sözünü kesen Yoora balina gibi ortaya atlar..

Yoora: Evet. Aslında ben Jungkook' un yeni kız arkadaşıyım. Artık seni onun yanında görmek istemiyorum. Şimdi ben sayıyorum kaybolman için üç saniyen var.  1....2....

Hayır. Ağlamıycaktım. Lanet olsun. Hayır pislik göz yaşı akma.. Aishh..
Gözümden bi damla yaş akmıştı bile. Jungkook'a baktım. Daha sonra Yoora'ya döndüm.

Eda: Be-ben. Üzgünüm. Bilmiyodum.

Diyip yürümeye başladım. Yavaş yavaş yürüyordum. Arkamı döndüğümde de Jungkook'u  Yoora'yı öperken görmüştüm.
Ya da Yoora Jungkook'u öpüyodu.
Aishh!! Ne diyom ya ben. İyice saçmaladım.

Eve gittim. Annem evde yoktu. Kesin Shin'in babasıyla buluşmuştur. 2 gün sonra gidicek. Benle ilgilense bi yerleri eksilirdi zaten..

Odama çıktım. Pijamalarımı giydim. Yatağımın üstünde oturdum.
Boş boş etrafa bakıyordum. Çalan telefonumun sesi ile irkildim.
Arayan "Yakışıklı Jungkook"...

Eda: Ahh.. Cidden..

Aramayı meşgule attım. Yakışıklı Jungkook ne ya. Ayh. Bak yine sinirlendim.

Telefon tekrar çaldığında sinirle telefonu açtım.

Eda: Ne var?!
Dae: Sakin la.. Benim Dae.
Eda: Hee.. Baştan desene.. Noldu kankaağ.
Dae: Yarın geziye geliyosun dimii?
Eda: ığığığığ..
Dae: Çok anladım. Tşk.
Eda: Ya işte ığığığı..
Dae: Peki. Hadi ben kapatıyorum.

Baş Belası (Jungkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin