Eda: Jungkook! Shin! Hadi geliin kahvaltı hazır. Geç kalıcaz okula.
Merdivenlerden hazır bi şekilde inen Shin'i gördüm.
Eda'nın giydiği de bu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eda: Ooo. Günaydın. Shin: Günaydın :)
Shin bizim Jungkook ile aramızda olanlardan haberdardı. Duyduğunda biraz üzülmüş olsa da bunu belli ettirmemeye çalışmıştı. Daha sonrasında Jungkook ile çok iyi anlaşmaya başladılar.
Bir kaç gündür de üçümüz aynı evde kalıyorduk. Açıkçası şu sıralar Jungkook ile biraz daha fazla vakit geçirmek istiyordum.
Eda: Jungkook uyanmadı mı? Shin: Ona da mı ben bakıyım? Hatta dur dur yanına gidip yanağına da bi öpücük kondurayım tam olsun. :D Eda: Aman aman kalsın. İki dakka da güzel fantaziler kurdun kendine. Shin: Evet. Şimdi yukarı çık ve bunu Jungkook'un üstünde uygula. :D Eda: Bak. Bak. Bak. Seni var ya döverim çocuk. Ablanım ben senin aramızda 1 ay var zaaa. Shin: Tamam abla sustum.
O gülerken kafasına hafifçe vurup yukarı çıktım.
Kapıyı yavaş yavaş açtım. Jungkook'un yanına gittim. Mışıl mışıl uyuyordu. Uyanması için onu dürttüm. Ama uyandı mı hayır.
Aşağı indim. Dolaptan biraz soğuk su alıp bardağa doldurdum. Shin de bana anlamamış gözleriyle bakışlar atıyordu.
Eda: Farklı fanteziler deniycem. ;)
Ben merdivenleri çıkarken Shin'in gülüşünü duyabiliyordum. Odaya girdiğimde. Kesinlikle bardağa çok az doldurduğum suyu Jungkook'un yüzüne boşalttım.
Jungkook: Aaaaah!?
Ben onun bu haline gülerken birden kolumdan tutup beni yatağa çekti.
Eda: Kalk üstümden. Jungkook: Bana kalkmam için bi neden söyle. Eda: Bono kolkmom oçon bo nodon soylo. Jungkook: Hıhı tabi anlıyorum.. Eda: Tamam. Eğer üstümden kalkmassaaan.. Jungkook: Kalkmas....
Sözünü kesip onu öpmüştüm. İlk defa onu öpen taraf bendim. Şundan emindim. Son olmıycaktı.
Jungkook: Seni seviyorum baş belam. Eda: Bende seni seviyorum ukalam.
Alnıma bi öpücük kondurup sonunda üstümden kalkmıştı.
Eda: Hadi giyin ve kahvaltıya gel. Jungkook: Tamam bitanem.
.......
Okula gelmiştik. Jungkook'un kolu omzumdaydı. Herkes bize bakıyordu. Utanmıştım. Sonra aklıma birden Jungkook ile bütün okulun öndünde bağırıştığımız anlar gelmişti. Hafif gülmüştüm. O zamanki ben olsam bi gün Jungkook ile bu hale gelebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
Sınıfa girdiğimizde Dae ve Tae'yi kahakaha atarken görmüştük.
Jungkook: Sevgilim biz Tae'yle kantindeyiz. Eda: Tamam Kook~
Biz de biraz Dae ile sohbet dedikodu derken zil çaldı. Tae ve Jungkook da gelmişti. Yerlerimize geçtik ve öğretmenin gelmesiyle ders işlemeye başladık. Ama bi türlü kafamı derse veremiyordum. Aishh.
Öğretmen: Değil mi Eda? Eda: Ha? Şeyy.. E-evet..
........
Bir günün daha sonuna gelmiştik. Jungkook'un elini tutmuş okuldan çıkıyorduk. Tae, Dae ve Shin de yanımızdaydı.
Eda: Kook~? Jungkook: Efendim sevgilim. Eda: Bugün birlikte bi şeyler yapalım mı? Jungkook: Çok isterdim ama işlerim var tatlım. Belki daha sonra. Eda: Aah.. Öyle mi? P-peki. Zaten hava çok güzel. Bayadır birlikte vakit geçirmiyoruz. Neden dışarı çıkalım ki zaten? Başka zamana artık ^^
*╭∩╮(︶︿︶)╭∩╮ WTF!? * Ah iç ses bende senle aynı fikirdeyim. *Biliyorum çünkü senin iç sesinim.* Sen ne kadar tatlısın ya eşek suratlı maymun şey seni. *Övdün mü sövdün mü belli değil tşk* Ne demek her zaman cınım.
Shin ile eve gelmiştik. Dae ve Tae'ye bir şeyler yapmayı teklif etmiştim ama işleri varmış. Shin de yorgunum diye tutturdu. Sanki anlaşmışlar mübarek.
Trip atar bi şekilde odama çıkmıştım. Ay insan arkamdan bi bağırırdı dimi? Resmen kendi kendime tripleniyorumm. Atıyorum geri geliyo bu ne ya sanki bumerang oynuyoruz.
*Ve bu espiriden sonra iç ses ölür.* Öl. *Pki.* Ölme şaka yaptım. *......* Laan cevap ver. Öldün mü? *Bilmem öldüm mü?* Galiba evet. *Tm.*
Akşam olmuştu. Bu saate kadar dizi izlemiştim.
Eda: Oha ya akşama kadar odamdan çıkmadım. Ne aradılar ne sordular. Acaba Jungkook napıyo?
Eda: He kanka? Dae: Kanka hadi üstünü giyin de dışarı çıkalım. Eda: Tamamdır. Konum atarsın.
Acaba ne giyseeem diye dolabımın karşısına geçtim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonunda giyindiğimde odamdan çıktım. Evin sessizliğine bakılırsa Shin dışarı çıkmıştı.
Bende dışarı çıkıp bi taksiye bindim. Dae'nin bana attığı konumu açtım ve taksiciye gösterdim. Yaklaşık 20 dakika sonra varmıştık.
Taksiciye parasını verip indikten sonra. Karşımda gördüğüm yer çok hoşuma gitmişti.
Güzel bi restauranttı. Yerlerdeki gül ve mumlarla daha da güzeldi. Ayrıca kimsecikler de yoktu. Hemen yerdeki gülleri ve mumları takip ettim.
Üstünde mumlar olan güzel bi masanın olduğu yere geldiğimde arkamda birinin olduğunu hissettim ve arkamı döndüm.
Eda: Ju-jungkook?
Gülümseyerek bana doğru gelmeye başladı. Tam önüme gelince durdu. Tek dizinin üstüne çöktü ve cebinden çıkardığı kırmızı kutuyu açtı. İçinden kocaman bi taşı olan yüzük çıktı.
Jungkook: Benimle evlen yoksa ben seninle evlenirim?
Selam canlarım. ❤
Aslında bu bölüm final olacaktı ama bi kaç bölüm daha uzatıyım dedim. 💝