Herkese merhaba bu bölümde olaylar biraz daha belli olmaya başlıyor.Umarım beğenirsiniz.Lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın ;)
Bavuluma gerekli olan son şeyleri de tıkıp fermuarını kapattım.Evet sonunda bitmişti yarın büyük gündü Antalya'ya gidiyorduk.Bugün erkenden yatmalı ve uykumu almalıydım.Bu yüzden dişlerimi fırçalayıp hemen yatağa girip uyumaya çalıştım.
Sabahın köründe gerzek alarmın,gerzek sesiyle uyandım.Yüzümü yıkayıp mutfağa indim.Babam elinde gazetesiyle kahvaltısını ediyordu "Günaydın." "Günaydım canım nasılsın?" "İyiyim yani fena değil." dedim ve kendime bir bardak kahve koydum.Canım kahvaltı etmek istemiyordu bende kahvemi içip odama çıktım.Saçlarımı maşayla dalga kattım ve biraz makyaj yaptım doğal gözüküyordum.Okuldaki boya paleti gibi kızlara benzemiyordum en azından.Kıyafetlerimi seçip giydim ve bavulumu zar zor çekeleyerek merdivenlerden inmeye başladım.
Okula geldiğimde milletin otobüslere bindiğini gördüm.Hazel'de ordaydı "Naber sarışın?" "İyi asıl sen nasılsın?" "Eh fena sayılmaz.Biniyor muyuz?" kafasını evet anlamında salladı ve bindik.Öylesine bir yere oturdum zaten yarım saat sonra havalimanına varacaktık.
Havalimanı baya soğuktu uçağında ondan farklı yanı yoktu.Biletime baktım ve ortalarda en sola oturdum yanıma da Hazel oturdu.Ada'yı tararken bir anda gözlerim onun kahverengi gözlerine takıldı.Yaklaşık iki-üç saniye öyle bakıştıktan sonra hostes malı bu güzel anı böldü ve "Kemerler lütfen bayan." diye cırladı.Ve sonra Ada'ya döndü.Ne?Resmen Ada'ya yavşıyordu.Tamam fiziği güzeldi ama sırf hostes olduğu için!Ada'ya yakınlaşıyordu ama Ada yüzüne bile bakmadı.Evet!Yapması gereken de buydu.İşte benim favorim! Neyse sanırım uyuyıcam.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra oteldeydik.Gerçekten hala kulaklarım tıkalıydı.Kendime gelememiştim ama Hazel çoktan havuz için hazırlanmya başlamıştı "Hazel lütfen en azından bir saatçik dinlenemez miyiz?Lütfeen!" "Hayıır!Uyuşukluk etme Yağmur.Hem belki Ada'da orda olur." dedi ve pis pis sırıttı."Napıyım ben Ada'yı?" "Onun ben bilmem siz bilirsiniz artık." derken suratına yastığı yemişti.Gerçekten Hazel'le gülüşmelerimiz çok hoştu ama öğle yemeğini kaçırmak istemiyordum sırf bunun için valizimi açtım ve mayolarımı çıkardım"Giyinip geliyorum."
Havuza gittik ama görünürde kimse yoktu.Bizde geri döndük ve kafeteryaya gittik.Biraz tıkınıp ordan sahile indik.
Sahilde bayağı oyalandık ve akşam barda parti olucaktı bizde hazırlanmak için otele ilerledik.
Hazel duşa girdi bende bavulumu karıştırmaya başladım.Botlarımı, şortumu ve salaş bi tshirt çıkardım.Hazel de duştan çıkmıştı.Bende kısa bir duş aldım ve giyindim.Biraz makyaj yaptım ve saçlarımı düzleştirdim."Biraz abartı olmadı mı?"dedi Hazel.Kafamı ona çevirdim ve "Hiçte bile.." "Aaa tabi Ada'nın dikkatini çekmek istiyosuuun." dedi ve güldü."Alakası bile yok (tamamen onunla ilgili) hem sende en az benim kadar süslendin." dedim ve el çantanmı alıp "Ben çıkıyorum." dedim.
Bara doğru ilerlerken bangır bangır müzik sesleri duymaya başlamıştım bile.İçeri girdiğimde karşıma kocaman bi alan içinde dans eden,yiyişen,gülen,içen ve çok daha fazlasının olduğu bi yer çıktı.Bizimkilerin olduğu masaya doğru ilerledim.Çoğu kişiyle merebalaştıktan sonra Ada'yı aramaya başladım görünüşe göre yoktu.Zaten olsa da onu göreceğimi pek sanmıyorum çünkü ışıklar yanıp sönüyordu ve gözlerimi kör etmek üzereydi.Bende sıkıntıdan yapıcak bişey bulamazken garsonun bana uzattığı içkiyi aldım.Herkes içiyodu sonuçta...-Ada'nın ağzından-
Bara girdim ve ortalığa bakınmya başladım.Bizimkilerin yanına ilerledim ve felaket derecede içmiş olan Yağmur'u gördüm.Sallanıp duruyordu dengesini sağlıyamadığı belliydi."Ne kadar içtin sen?!" anlamsız anlamsız gülüp parmaklarıyla bir yaptı.Bir bardak içmediğine emindim.Onu burdan çıkarmam lazımdı.Kucağıma aldım ve barın çıkış kapısına ilerledim.Kucağımda bile rahat durmuyodu "Bunlar baklavaların mı?Çok hoş.Ahaha" diyip karnıma dokunuyorduGerçekten sarhoştu anlaşılan.Otelin asansöründeyken de gülmeye devam etti."Yağmur Odanın anahtarını ver." dedim, çantasını karıştırıp anahtarı uzattı.Tek elimle kapıyı açıp içeri girdim.Hala kucağımdaydı.Onu yatağa bıraktım ve kapıyı kapatıp yanına geri döndüm.Botlarının fermuarını açtım ve ayağındn çıkardım.O sırada elimi tuttu ve şortunun düğmesine koydu.Yeniden gülmeye başlamıştı."Sarhoşsun Yağmur." dedim ve elimi çektim."Sarhoş falan değilim!Kanıtlayabilirim." dedi ve yataktan doğrulup yaklaştı.İyice yaklaştığında aramızda 1-2 santim kalmıştı.Burnum onunkine değmişti ama birden kafasını çevirip midesindeki bütün içkiyi kustu.Yani iğrenmiştim ama biraz sonra kendine gelecek olması iyi bir şey. Hiç yüzüme bile bakmadan lavoboya koştu.Danışmaya gidip odayı temizlemesi için birini çağırdım.Ama bu saatte hizmet vermiyorlarmış.Odaya geri döndüm ve Yağmur'u beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionGözlerim yine dolmuştu.Ne diyicek diye kendimi kemirirken bi anda dudaklarıma yapıştı.Ben soluk soluğa kalırken çekilip.Gıcık bir şekilde gülümsedi ve kulağıma "İmkansız" diye fısıldadı.