29.Bölüm

4.1K 270 80
                                    

Şu ana kadar yazdığım en uzun bölümdür.

Selamın aleyküm.
İyi okumalar ♥

Aşk dedi derviş, Hep üç harftir;
Bazen 'can' olur bazen 'gam'
Bazen kocaman bir HİÇ!

Kötü bir anısın, güzel bir ihtimalken.

Rüzgar efil efil esiyor uçuşturuyordu herbir yanı.
Birkaç tutam saç gözlerini örtmüş görüş alanını bulanıklaştırmışdı.

Toprak herbiryana savruluyordu.
Çömeldi soğuk mermerin üzerine.
Ellerini mezarlık taşında gezdirdi uzunca.
Okşadı,okşadı.
Üşüyen elini aldırmadan.

Elleri daha da bi soğumuş kıpkırmızı olmuşdu.
Mermere oyulmuş isme dokundu.
Kısılan gözlerine dudakları kıvrılarak eşlik etti.
Acı tebessüm ile karşılık verdi karşısında duran mezara.
Ölü bedenin sahibine.
Bir zamanlar hayatının anlamına.

Şirinim dediği kadına.
Ne bir özlem vardı geride nede bir sevda.
Tek bıraktığı ondan bir can.
Ömer bırakılmışdı geriye.
Nefret ettiği kadın son darbeyi en acı şekilde sunmuşdu altın tepside.
Nefret ediyordu.
Canan'dan da oğlundan da.

Haklıydı zannımca.
Seven bırakıp gider miydi.
Üstelik suçu üzerine atıp da.
Canan'ın intihar etmesine sebebiyet veren Ferhat'dı herkesce.
Gözünden akıp giden tek damla yaş yanağından süzüldü.
Geçtiyi heryeri ısıtmışdı.
Depleşivermişdi iki dakika da duyguları.
Oysa nefretini,kinini kusacaktı.
Ömer'den nefret ettiğini haykıracak dı babası annesine.
Seven sevdiğine böylesi acı verir miydi?
Nefisdi asıl mesele.

Nefis ki esiri olmuş binlerce insanın düşmanı.

Telefonu çalar çalmaz bekler gibi açıverdi.

"Deminden beri bekliyorum birazdan gelecekler zaten. "

"Tamam bende şimdi geliyorum hazırla çocuğu. "

Ferhat son kez mezarlığa uzun uzadıya baktı.
Araladığı ağzı konuşamadan iç çekti.

Ardından;
"Özlemişsindir sen merak etme geleceğiz yanına. "

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Zeynep ^ ^

Durmuş arabada;
Uzun uzun baktığım adam dan ne ses ne hareket belirtisi vardı.
Şaşkın bi o kadar uykulu halim eşlik ediyordu yorgun bedenime.

Camın hunharca vurulmasıyla yerimde irkildim.
Araba camını kıracak kadar vuran kişi her kimse Allah razı olsun.

Arabanın camını indirdiğinde bir amca öfkeli haliyle bakıyordu Sıraç'a.
Kolunu içeriye burnumuzun dibine kadar sallaya sallaya konuşuyordu.

"Ula hanım doğurdu doğuracak bi halledemediniz meselenizi ilerle kardeşim ilerle. Hayde hayde!!"

Ha!?
Hoppala.
Gözlerimi bir gün sakin bir güne açıvereydim.

"Tamam amca tamam. Sıraç ne bakıyorsun devam etsene!!"

Sıraç, durmuş amca ile bakışıyordu.
Tövbe Bismillah.
Ben anladıysam bütün dünya anlamıştır.
Sana ne oluyor be adam.

Aynayı işaret ederek amcanın yüzüne telaşla baktı.

"İstersen biz bırakalım ağabey?"

Ha!?

"Yahu kardeşim kapama yolu get sen get!"

Heycanlı bi o kadar sinirli amcamız arkasını döndü.
Ve koşa koşa gitti.

Fena Çattık! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin