Bu sefer bardaki herkes korkmaya baslamıstı,ben de dahil. Burak'ın sesindeki o çaresizlik,umutsuzluk ve öfke öylece kalmama sebep olmuştu. Burak konusmaya devam etti,sesindeki üzüntü gittikçe daha fazla artıyodu ve bu da sesinin titremesine neden oluyodu. "Evet ne söylesen haklısın ben de senin yerinde olsam idda lafını duydugumda aynı şeyleri yapardım. Ama uzatma be artık Deniz. Beni sensiz bırakma. Seni sevdiğimi biliyosun." Batuhan hala kolumdaydı. Ağlamak üzereydim,basımı öne eğdim,ağladıgımı görsün istemiyodum. Tekrar basımı kaldırdığımda gözyaşları icinde gülümsemeye calıstım. "Bilmiyorum,beni sevdigini bilmiyorum. Tek bildiğim şey sana en cok güvenmeye basladıgım zamanlarda beni yüz üstü bırakman" Batuhan kulağıma yavaşça eğilip fısıldayarak, "Gidelim istiyosan" dedi. O anda karanlık olan barın birden ışıkları açıldı. Tam arkamı dönmeye hazırlanıyodum ki Burak bana doğru ilerlemeye basladı ve bi anda sımsıkı sarıldı,kemiklerim kırılcak gibiydi. Bu,beni ne kadar özlediğinin kanıtıydı. "Burak,canımı acıtıyosun." Göz yaşları sırtımı ıslatmıştı. "Deniz,kalbimi acıtıyosun." diye cevap verdi. Onun sarılmasına karsılık verdim. Onu ne kadar özlediğimi o an anladım. Ne kadar cok sevdiğimi,kokusunu özlemistim,bana ağlayarak değil de mutlu bi şekilde bakan o yeşil gözlerini... Sonunda bırakabildik birbirimizi. "Gitmem lazım" dedim,rahatlamış bi ses tonum vardı. Tamam anlamında basını salladı. Yine Batuhan'ın arabasına bindik ve evin yolunu tuttuk. Batuhan bana meraklı gözlerle bakıyodu. "Onu gercekten seviyo musun hala?" İşte bu soru yeniden sessizleşmeme neden oldu. Kısa bi sessizlikten sonra "Galiba" dedim kısık bi sesle. Aslında cok fazla seviyodum,cok cok fazla. Ama bunu dile getiremedim. Batuhan baya yıkılmışa benziyodu,biraz alkol almıstı yani sarhoş sayılmazdı. Ama yine de arabayı Rüya kullanıyodu,içki içmemisti. "Anladım" dedi ve dışarıyı izlemeye basladı.
Eve geldiğimizde saat 01.00 gibiydi. Batuhan kapımızın önüne geldi ve ilk önce Rüya ile vedalaştı. Sıra bana geldiginde bana uzun bi süre baktı. Tam dudağımdan öpücekti ki yanağımı çevirdim ve "Sana da iyi geceler Batuhan" diyip gülümsedim. Arabasına binip gitti. Rüya bana gülerek bakıyodu. Ne bakıyon lan dermişcesine ben de ona baktım. "Her ne olursa olsun bütün her şeyi unutup,Burak'ı affetmek istiyosun demi?" Yanıma geldi ve kolunu omzuma attı "Tatlımmm ona aşıksınn çünküü" Kolunu omzumdan cektim. "Ya sacmalamaa aşık falan degiliim ben." Diyip inatlastım. Rüya ise sadece hı hı deyip gecistiriyodu. Cok fazla uykum vardı esnemekten gözümden yas geliyodu. Rüya'ya iyi geceler diyerek odama gittim ve pijamalarımı giydim. Hemen kendimi yatağa attım. Aslında barda hic bi sey yapamamıstık ama Burak'a sarıldıgım anı unutamıyodum. Bana bakışını,umutsuzlugunu... Ayh ayh ayh uyuyorum ben galiba uyudum uyuyoom...
Sabah erkenden telefonum caldı. Saate baktım,daha 06.00 ydı. Yuh lan kim arıyo bu saattee! Kesin annemdir diyip actım.
- (esneyerek) Alo anne sen misin yiağğ bu saatte aranır mıı insaf bee insafff!
- Ben Burak,uyandırdıgım icin özür dilerim.
What what what Burak mıığ! Ahanda sıctık.
- Evet aramak icin cok güzel bi zamanı bulmussun tebrik ederim. Ne diyceksin?
-Bugün boş musun?
-Evet,neden?
-Bak biliyorum kabul etmiceksin ama senle konusmak istiyorum, cok sevcegin bi aksiyon filmi cıkmıs,saat 1 gibi Deniz sinemasında bulusalım mı? Lütfen,bu benim son isteğim.
Ne diycektim ki simdi ben? Siktir git lan senle mi buluscam iddacı bok mu deseydim? Yok yok.. Aradan bi 2 dk gecmisti
-Olur,tamam
- (Sesinden sevindigi belli oluyodu) Tamam o zaman görüsürüz
-Görüsürüz
Diyip telefonu kapattım. Allahım izin almak icin bu saatte mi aranır hayvan. Acaba ne diycekti? Yine sandıgın gibi degil,özür dilerim falan filan derse kafasına davaylan vururdum. Tabi orda tava ne arar diye sorcaksınız,bilmiyom. Şimdi Rüya'yı kaldırsam agzıma sıcar. Neyse gidiyim kahvaltımı ediyim. Kalktım ve saçımı topuz yaptım. Cok fazla ac degildim ve üsendigim icin de kahvaltıyı hazırlamadım. Bi ekmeğe nutella sürdüm bi de süt içtim. Eee zaman nasıl gecicekti simdii? Televizyonda bi film buldum ve izlemeye basladım.
Rüya'nın "Kızım senin burda ne işin vaar hadi kaalk!" Diye bağırmasıyla irkildim. Film izlerken uyuya kalmışım. Olaamaaaaz vat dı faaak. Saat 12 olmuuuss. "Rüyaa Burak'la buluscaam 1 deee uff nasıl uyuya kalırım yaa" Rüya yanıma atladı. "Amaaan bekliyiversin bee hadi kaldır kıcını giyin. Bak cok yüz verme tamam mı?" "Tamam doksan veririm" diyip kıkırdamaya basladım. Evet evet iğrenc bi espriydi vurmayıın. Rüya beni tanımamazlıktan gelerek poposunu döndü. Ben hala gülüyodum. Of hadi Deniz çık yukarı ve giyiin. Üstüme askılı bi bluz altıma da yırtık kot şortumu giydim. Ayaklarıma da spor bi ayakkabı giydim. Mor ray-ban gözlüklerimi de takarak dısarı cıktım. Sinemaya geldigimde salonda kimse yoktu. Burak da dahil. Oturdum ve beklemeye basladım. 20 dk gecmisti ve hala kimse yoktu. Cok sinirlenmistim,zaten Buraktan da bu beklenirdi. Çantamı alıp çıkışa doğru sinirli bi şekilde yürümeye basladım. O sırada arkadan Burak'ın sesi geldi. Ama canlı değildi. Arkamı döndüm ve dönmemle şoka uğramam bir oldu. Burak beni sürpriz için götürdüğü yerde video cekmisti ve sinema perdesindeydi. Ortam karardı ve Burak'ın videosuyla baş başa kalmıstım. Bizim için aldığı karavanın içindeydi. "Bak burası bizim aşk yuvamız olucaktı meleğim. Hala da olabilir. Sana aşığım anlıyo musun? Biliyo musun? İyiki de o iddaya girmişim. Yoksa tanıyabilir miydim seni? O güzel,büyük mavi gözlerine bakabilir miydim sevgiyle? (Yerdeki çimenleri gösteriyor) Şu çimenler bile benim içim anlamlı. Çünkü sen yattın orda. Kendimden çok senin hislerini önemsiyorum. Beni azcık bile olsa seviyosan..." Video sonlandı ve Burak gercekten salona girdi,canlı canlı karsımda duruyodu,cümlesine devam etti ve iyice yanıma yaklaşarak "Beni affet istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Büyüsü
Teen FictionHiç bir aşk engelsiz veya acısız değildir. Aşk hem mutlu eder hem de acı çektirir. Bakalım birbirine delicesine aşık iki genç bu karmaşık yolda nelerle karşılaşacaklar?