Şiddetli bi baş ağrısıyla gözlerimi açtım. Burası neresi bilmiyodum. Pahalı avizeler,şamdanlar,masa ve koltuklar vardı. Her şey çok yabancıydı ve soğuk bi havası vardı. Aa durun size anlatmadım. En baştan başlıyım.
Gece saat 02.33 civarlarındaydı ve ben Burak'ın beni bırakıp gitmesini düşünmekten uyuyamamıstım,yatakta kıvranıp duruyodum. O sırada bi tıkırtı duydum. Burak sandım ve "Burak sessiz ol uyumaya calısıyorum." diye söylendim. Ama bana doğru yaklaşan varlık Burak değildi fakat ona cok benzeyen biriydi. İyi de eve nasıl girmisti? Onu hala cözemedim. Her neyse. Sonrasını hatırlamıyorum,şimdiye dönelimm!
Ayağa kalktım ve ilk düsündügüm sey kapıyı acıp burdan siktir olup gitmekti. Nasıl bi oyunun icindeydim ben böyle! Kapıyı acmaya calıstım ama kilitliydi. Lanet olsuuunn!!
"Oo kücük hanım merabaa uyanmışız bakıyorumm!" diyerek bana doğru yaklasan dün geceki kisiye döndüm ve ona nefretle bakmaya başladım. "Sen kimsin ya sapık mısın!!! Niye getirdin beni buraya? Nasıl geldim? Evime nasıl girdinnnn??!!" Diyerek vurmaya başladım. "Hey hey hey sakin ol bakalım." diyerek bi eliyle iki kolumu da kavradı. Cok güclüydü.
VE DE TATLI. COK TATLIDI. METEOR.
Ahahah seyy saka saka. Burak'ı aldatmıyorum tabiki eheheh. Tekrar ciddiyetimi koruyarak, "Kimsin dedim?!!!" diye bağırdım. Cok sakin görünüyodu,sanki hic bisey olmamıs gibi elini uzatarak "Selam ben Burak'ın kardeşi Gökalp" dedi. Ney? Höyt?! What?! Ha? Ho? İyi de benim niye bundan haberim yoktu? Burak bana hic kardesinden bahsetmemisti. Daha dogrusu kardesi oldugunu bile söylememisti. Kesin yalan söylüyodu.
Gülmeye basladım. "Ahahahah sen Burak'ın kardeşi olamazsınn" dedim kahkahalarımın arasında. Sinirlerim bozulmustu. Yanıma iyice yaklastı ve "Evet ben Burak'ın kardesiyim canım" diyerek kulağıma fısıldadı. İnanmam ki lan. Hani kimlik? Where is KİMLİKKK? "Kimliğini göster" dedim büyük bi inatla. Bu inadımdan bıkmış olucak ki "Ahh Burak sana nasıl dayanmıs anlamıyorumm!" Diyerek cebinden kimliğini cıkarıp bana gösterdi. Aha valla da kardesiydi lan.
GÖKALP KARAHAN
"İyi de niye beni böyle salak bi sekilde kacırdın?" Diye sordum kimligini umursamadan. Soru sormaya devam ettim. "Ayrıca evimi nerden biliyosun ve nasıl girdin?" Derin bi iç çekerek gülümsedi. "Ehh orası da ustalık isi diyelim güzelim. He ayrıca seni neden buraya getirdiğimi söyliyim..." Yüzündeki gülümsenin yerini ciddi ve öfkeli bi tavır aldı ve konusmaya devam etti. "Kardeşimi bana geri ver. Senin yüzünden ailesi ile konusmuyo bile. Tek hayatı sen oldun. Bi orospu uğruna sattı bizi o kardesim olucak hain. Eğer sen olmasaydın halamların yanına gelirdi ve mutlu bi sekilde yasardık."
Ben de sert bi sekilde konusarak, "Öncelikle sen bana orospu diyemezsin ki tanıdığım kadarıyla hayatımda gördügüm en erkek orospusu sensin. Burak ailesiyle konusmak istese konusurdu demek ki sizde bi sorun var bunu düsünmedin mi hiç? O halan olucak sürtük karı gibi senin de gözünü para bürümüş. Emin ol babanın kemikleri sızlıyodur. Sen paradan baska gözü görmeyen aşağılık bi her..." Dememe kalmadan sert bi tokat darbesiyle irkildim.
AHA ŞİMDİ SİKTİM SENİ GÖT KAFALI!
"Gerçekleri duymak hoşuma gitmiyo bakıyorum kücük bey." Diyerek cinsel organına sert bi yumruk attım. Evet kadınlar erkeklere gücsüzdür ama erkeklerin en hassas yerini bulursanız en güclüsü siz olursunuz. OOO YEE MAAANNNN!! Acı icinde kıvranarak "Pis fahişe!" Diye bağırmaya basladı. Burdan cıkmak zorundaydım. Pencereden asagı baktım. Tahminen 3. Katta falandık. Atlasam ölürdüm. Yok olmaz. Daha çok gencim.
Tam arkamı dönmüstüm ki Gökalp'in yüzüyle karsı karsıya geldim. Onu sert bi sekilde iterek tekrar yere düsmesini sagladım. Kafasını masaya carptı ve bayıldı. Yanına gidip nabzına baktıgımda yasıyo oldugunu farkettim ve sevinmeyle üzülme karışımı bisey yasadım. Ölse umrumda olmazdı ama bu yaşta hapiste cürüyemezdimm!! OH NONONO BİÇIZ.
O sırada telefonumun yanımda olmadığını farkettim. Çantamda olmalıydı. Ooff bu pic kurusu nereye koymus olabilirdi cantamı? İlk olarak yatak odasına gittim. Aha. İste güzel çantam. Cok zekiyim hemen buldum vuhuu. Suan sarkı söyleyesim vardı ama ne yeri ne de zamanıydı. Telefonuma baktıgımda 173 cevapsız cagrı ve 100 mesaj oldugunu gördüm. YUH LAN. Burak burak burak annem annem Rüya Rüya Rüya Batuhan Batuhan. Batuhan ne alaka lan. Neyse. Zaten cevapsız cagrı ve mesajların yarısı Buraktandı.
Simdi arıyıp zaman kaybedemezdim. Önce şu lanet anahtarı bulmam lazımdı. Nereye koymus olabilirdiii?? Aha kesin minderin altına falan koymustur. Burakla kardesler sonucta aynı kafa lan. Burak malı da hep koltuk minderinin altına koyar ne alakaysa. Her neyse salondaki tüm koltuk minderlerinin altına baktım yoktu. Siktir yaa!!
Tam umudumu kaybetmis ölmeyi bekliyodum ki bi koltuğu atladıgımı farkettim. Aha vallaha da buldum. Billa da buldum. Huhuhuu çikita muzz muz muzz çikita muuuzz..! Çantamı aldım ve anahtarı kaptıgım gibi dogru kapıya kostum. Cok fazla zaman kaybetmistim. Tam kapıyı acmaya calısıyodum ki Gökalp ayılmaya basladı ve ayağa kalktı. Korkuyodum ve ellerim çok fazla titriyodu. Sonunda açmayı başardım ve dışarı cıktım. Hızla koşmaya basladım arkamdan da Gökalp koşuyodu. Beni yakalamaya calısıyodu. Ayyy aynı filmlerdeki gibiiğ. Filme ceksem para kazanırım lan. Neyse kendine gel Deniz. Öhöm öhöm. Sonunda bahçeye cıkabilmistim hemen bi taksiye bindim. Tabi olom. Yanlıs duymadınız TAKSİ. Zenginiz biz.
Evin önüne geldigimde Burak'ın hala evde olmasını diledim. Benim evi terk ettiğimi sanıyodu. Yanılıyodu. Onun beni bırakıp Amerika'ya gitmiycegini biliyodum. 10 kez art arda zile bastım. Üstüne yetmezmis gibi bi de yumrukladım. "Hadi hadii Burakk lütfenn!!" Ağlamaya baslamıstım. Ve sonunda kapı acıldı. Evet iste Burak karsımdaydı. Beni gördügünde sok oldu ve gözlerini kapatıp tekrar actı. Gerçektim. Hayal degildi. Nutku tutulmustu. Bana sımsıkı sarıldı ve kokumu icine cekti. "Niye evi terkettin bebegim?" diye sordu. Aglamak üzereydi. Cok gücsüzdüm. "Terketmedim." dedim cılız bi sesle. "Kardesin kacırdı." Günün yorgunluguyla yere diz cöktüm.
Arkadan bi ses geldi.
"Selam abicim (!) "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Büyüsü
Teen FictionHiç bir aşk engelsiz veya acısız değildir. Aşk hem mutlu eder hem de acı çektirir. Bakalım birbirine delicesine aşık iki genç bu karmaşık yolda nelerle karşılaşacaklar?