Olduğum yerde dona kaldım. Şok olmustum. Burak'ın böyle bi sey yapıcağını hic düsünmemistim. Basımı öne eğdim,kekeleyerek "B-bak Burak b-ben b-bilmiyorum" parmaklarımla oynuyodum,saçım önüme gelmişti. İlk tanıstıgımız günki gibi çenemi tutarak ona bakmamı sağladı. "İstediğin kadar düşünebilirsin,burdayım." Aniden ona sarılma isteği duydum. O kadar yakındık kii! Sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim. Sırtımda bi ıslaklık hissediyodum. "Burak.. Ağlama." dememe ragmen benimde aglamaklı bi ses tonum vardı. O ağlayınca ben de aglardım,o gülünce ben de gülerdim.. Bu hep böyleydi. Ondan ayrıldıgımda ikimizde göz yasları icindeydik. Burak göz yaslarımı sildi ve öne gelen sacımı kulağımın arkasına aldı. "Şşş sana ağlamak yakısmıyo sümüklü." Nedense bu komiğime gitmisti. Hafifçe gülümsedim. "Sen de ağlama" dedim kısık bi sesle. Burnunu cekti ve gözlerini ovusturdu,gülümseyerek bana bakıyodu. "Ben ağlamıyorum kiii! Sadece.. Seni cok özledim." Ben de anlamında basımı salladım. "En cok ta salaklığını" dedi gülerek. Ben de gülmeye basladım ve hafifçe omzuna vurdum. "Yani benim misin simdi?" Boş boş baktım. "Yok ananın" diyip güldüm. Evet bu taş varlığı affetmiştim ve sevgilimdi tekrardan. SEVGİLİM. Sevgiliğiğim. Sevgili sevgili sevgili. Tamam sustum. Yalnızlık iyi gelmedi galiba bana. "Seninim. Ayrıca yaptığın şey çok hoştu." diyip Burak'ın koluna girdim. Dudağımın kenarına kücük bi öpücük kondurdu. "Şuan benden mutlusu yoookkk!!" Diyip beni kucağına aldı. Ayaklarımı boş yere sallarken aynı zamanda gülüyodum. "Manyak" Göz ucuyla bana baktı. "Seni asıl getirmek istedigim yer burası degildi" Meraklı gözlerle o kusursuz yüzüne baktım. "Nereseydiiiii??" Kıkırdadı ve sessiz ol işareti yaptı. Hala kucağındaydım. "Bebegim yorulmadın mııı??" Yanaklarımı şişirdim. "Hadi ama nerde kaldıkk?" Beni yere indirdi. Evet,sahile kadar beni taşımıştı. O kadar kası boşuna yapmadı ya taşısın tabi öküz. Karsımda kocaman bi şey vardı ama üstü bi örtüyle kapatılmıştı. "Bu ne?" Dedim heyecanla. Elimi tutarak beni o kapalı şeyin önüne getirdi. "Aç bakalım prenses" dedi elimi bırakarak. Açtığım anla ikinci şoku yaşamam bir oldu. İnanmıyorum,bu cocuk sürprizlerle doluydu! Karsımda ikimizin el ele tutuşmuş kartondan yapılmış heykelleri vardı. Burak'a döndüm tam bi şey söylicekken,ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "1. Ayımız kutlu olsun asi kız." İnanmıyoruumm bugün 1. Ayımızdı. Allahım ne odunum. Tabi kısa bi ayrılık sürecinde onu unutmaya calısmıstım. Hatırlamadığımı belli etmek istemiyodum. Salak salak gülümseyerek, "Ehe eheheh t-tabi ya. H-heykel cok güzel. Ayrıcaa konusmayalı baya yontulmuşsun oduncuğum." dedim gülerek. "Ee ben bu heykeli nereme sokcam?" Evet konuyu degistirmekte üstüme yok. "Arabaya koyarız hayatım,dert etme." Sevgilimin bi jipi olduğunu unutmuştum,tabi ya.
Sahilde öylesine yürüyoduk,Burak elini belime koymuştu,ben de başımı omzuna. Birden durdu ve beni karşısına aldı. Korkmustum. "Bisey mi oldu?" . "Yoo" dedi omuz silkerek,gayet rahattı. "Sadece sana hep bakmak istiyorum." dedi ellerini yanağıma koyarak,iyice yaklaşmıştık birbirimize. Burunlarımız birbirine değdiğinde nefesini hissedebiliyodum. Tam gözlerimi kapatmış,öpüsmeye hazırlanmıstım ki Burak'ın telefonu caldı. Duymamazlıktan gelerek kaldıgı yerden devam etmeye kalkıstı. "Telefonun calıyoo baksana" dedim ondan uzaklasarak. Sesli söylememişti ama ağız hareketlerinden küfür ettigini anlıyabiliyodum. Cebinden telefonunu cıkardı ve açtı.
-Alo? Kimsiniz?
-Beni tanımadın mı Burak?
-Aysel Hanım?
-Hala deseydin daha iyi olurdu ama her neyse. İstersen Amerika'ya gelip yanımızda yaşayabilcegini biliyosun diymi? Hem burda zengin bi yaşam sürersin?
-Hayatınız sadece para. Para para para. Ama bu hayatta paradan daha önemli şeyler de var. Mesela sevgi.. Bana anne sevgisini verebilir misiniz?
Kısa bi sessizlik oldu.
-Ah tatlımm,paran olmasaydı bi hiçtinnn!
DIT DIT DIT DIT..
Burak telefonu halasının yüzüne kapatmıstı. Telefon hoporlörde olduğu için ben de rahatlıkla duymuştum. Burak'ın gözleri dolmuştu,annesi aklına gelmisti. "Heyy hey hey hayatım yapma tamam,halanı siktir et o kadın ne dediğini biliyo mu sanki?" Diyerek sıkıca sarıldım. "Ben annem ve babamı hayal meyal hatırlıyorum yani.. Cok kücüktüm onlar öldüklerinde. O trafik kazasında ben de arabadaydım. Keske ben de ölseydim,keske." Ona sinirli bi sekilde baktım. "Şşş öyle şeyler deme. Bu zamana kadar tek başına ayakta durabildin. Şimdi ben varım,benle birlikte hayata tutunmak zorundasın,tamam mı?" Bu sefer o bana sıkıca sarıldı,kemiklerimi kırcaktı nerdeyse. Yüzünü omzuma gömdüğü için sesi boğuk geliyodu. "Sen varsan ben de varım. Yaşama sebebimsin." dedi,gittikçe daha sıkı sarılıyodu. Sanki,bıraksa kaçıp gidermişim gibi... "1. Ayımızda seni üzdüğüm için özür dilerim" dedi. Sarılmayı bırakmıştı ama ellerimi hala tutuyodu. "Senleyken ben hiç üzülmem ki!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Büyüsü
Dla nastolatkówHiç bir aşk engelsiz veya acısız değildir. Aşk hem mutlu eder hem de acı çektirir. Bakalım birbirine delicesine aşık iki genç bu karmaşık yolda nelerle karşılaşacaklar?