AŞKIN YASAK HALİ

BÖLÜM 6

===ASYA===

'Hoş geldiniz. Bu akşam siparişlerinizle ben ilgileneceğim.'

Karşımdaki kır saçlı adam yavaşça beni inceleyen bakışlarla süzüyordu. Önce gözlerime sonra dudaklarıma bakmış yavaş yavaş bakışlarını aşağıya doğru kaydırdı. Daha sonra yüzünde pis bir gülümseme belirdi. Ve ben bu gülümsemeden hiç ama hiç hoşlanmadım. Bugünün bir an önce bitmesini diledim.

Bu adam genç kızlara olan düşkünlüğü ile biliniyordu. Ama sevgili kızına masum babayı oynuyordu. Ne iğrenç! Bu gecenin bitmesini istememe rağmen onunla ilgili bilgi toplanmam ve gerçeği öğrenmem gerekiyordu. İç sesim 'Görev başlasın' dedi. Masanın başında dikilerek tüm gece ona hizmet etmeye başladım.

**

Gece artık bitmek üzereyken karşımdaki adam sarhoş olmuştu bile. Bana yaptığı ufak tefek el tacizlerine de göz yummak zorunda kaldım.

'Son kadehi doldur bakalım.'

'Peki efendim.'

'Bu gece benimle otele gelmek ister misin?'

Böyle bir daveti beklemiyordum. Ne arsız bir adam. Kendi kızı ile aynı yaşlarda olmama rağmen bunu bana söylerken hiç rahatsızlık duymadı. Ne cevap vermem gerektiğini kestiremiyordum. Evet mi? demeliydim yoksa hayır mı? Karasızdım.

'Şaka yaptım. Korkmana gerek yok.'

İşte bu daha da can sıkıcıydı. Kedinin fare ile oynaması gibi oynamıştı benimle.

'Özür dilerim.'

'Ah! Özre gerek yok. Bu geceki hizmetin iyiydi. Al bu da hizmetinin karşılığı.'

Cebinden bir tomar dolusu para çıkarıp elime sıkıştırdı. Ayakta zor duruyordu. Korumaları destek olmak için yanındaydı. Tökezlemesiyle korumaları hemen kollarından tuttu.

'Çekin ellerinizi üstümden. Sarhoş değilim ben.'

Uyarısıyla birlikte korumalar hemen onu serbest bıraktı. Nihayetinde kapıdan çıkarak arabasına bindi. Sonunda uzun geçen bu gece bitmişti. Üzerimdeki üniformayı kendi kıyafetlerimle değiştirdim.

'Gitme zamanı geldi.'

Sesim yorgun çıkmıştı. İşim bitince yine aklım Lucca'ya gitti. Kimdi? Ve neden onunla ilgili bilgi toplamam istenmişti? Bunların sebebini nedense bilmek istiyordum. İlk kez bana verilen görevi sorguladım. İspanya'ya geldiğimden beri annemle ilgili en ufak bir ipucu bulamamıştım. Gerçekten annem İspanya da mıydı? Babama gelen bir telefon sebebiyle buraya gelmiştim. Oysa şimdi sadece kim olduğunu bilmediğim bir adamın emirlerini yerine getiriyordum.

Çantamdan çıkardığım kulaklığımı telefonuma taktım ve dinlemekten hiç bıkmadığım o şarkıyı açtım. Biraz rahatlamış hissettim belki bir parça da mutluydum. Yüzüme nereden geldiği belli olmayan bir tebessüm yerleşti. Ellerim cebimde yürüyorken birden durdum. Başımı gökyüzüne doğru çevirdim. Esen rüzgârın saçlarımı dağıtmasına ve yüzümü yalayıp geçmesine izin verdim. Biraz bu şekilde sessizliği ve rüzgârı dinledim. Huzur böyle bir şey olmalıydı.

Alnıma düşen yağmur tanesiyle gözlerimi açtım. Tam karşısında beni izleyen Lucca'yı gördüm. Bu çocuk her yerden karşıma çıkmayı nasıl başarıyordu. Donuk bakışlarım karşımda duran Lucca'nın gözlerine dikerek öylece baktım.

'Ne?'

'Hiç.'

'Neden öyle bakıyorsun?'

'Seni hep geceleri görüyorum.'