GURUR ve AŞK #1

Tanıtım 2

    Hikayeme başlama kararı aldıysan öncelikle wattpad de ki o ezilen, sessiz, erkek egemenliği altındaki sürekli itilip kakılan o pısırık kızları unut ve tabi o kaba erkekleri de ...

   Başlamaya hazırmısın?

   Okumaya hazırsan, okumaya başladığın tarihi buraya yazarak ilk adımını atıp devam et

Keyifli okumalar ;-)

    Toz pembe etekleri tülden olan elbisesinin eteğini tutarak kendi etrafında iki tur döndü.

Odasındaki pembe çerçeveli aynasından kendi görüntüsüne bakarken kıkırdadı küçük kız, kıkırtısını bastırmak için de küçük ellerini dudaklarına bastırdı. Annesinin saç kremleriyle saçlarını her gün yıkamış ve sonunda çalı gibi olan saçları yerine, ışıl ışıl yumuşacık siyah saçları aynada kendine göz kırpıyordu. İstemsizce gülmek, kahkahalar atmak , yerinde zıplamak istiyordu ama hiç birini yapmadı. Yaparsa elbisesini kırıştırır, saçlarının şeklini bozardı. Onun yerine uslu bir kız olup aynada kendisini izlemekle yetindi. Rüzgar' da onu görecekti. Hem de bir kız gibi pembeler içinde ve saçlarını salmış bir şekilde, kesinlikle bugün ona aşık olacaktı. Küçük ellerini bu sefer iki yandan arkaya ince şeritler halinde arkada tutturulmuş örgülerin üzerinde gezdirdi. Mutluluktan parlayan gözleriyle kendini son kez kontrol etti aynada, istediği gibi olmuştu her şey, istediği gibiydi.

    Bütün bir hafta boyunca mahallenin çocukları ile kavga etmemek için çabalamış en sonunda yüzünde yara izi olmadan bugüne gelebilmişti.
Tam anlamıyla doğum günü kızıydı yüzünde hiç yara izi yoktu. Yanakları oğlan çocuklarıyla kavga ederken nefes nefese kaldığı için değil, heyecandan ve mutluluktan hafif kızarmıştı.

    Tülden eteklerinin üzerindeki hayali tozları silkti tekrar. Evet tam anlamıyla doğum günü kızıydı. Şimdi sıra onu bekleyen arkadaşlarını daha fazla bekletmeden doğum günü için hazırlanmış salona inmekteydi.

    Kendine ettiği uslu kız telkinleri odasından çıkana kadardı. Merdivenlerden sekerek inerken hiç aklında yoktu uçup gitmişti, uslu olma yönündeki düşünceleri, merdivenleri inince kendisi için hazırlanan salona doğru yöneldi. Kapısından girdiği anda kendisi için süslenen salona şöyle bir göz gezdirdi. Her yer renk renk balonlarla istediğinden bile güzel süslenmişti. Tabi bu sırada etrafındaki arkadaşlarına gülümserken yürümeyi de ihmal etmediği için ucu kıvrık halıyı göremedi. Göremediği içinde ayağı takıldı ve dengesini kaybetti. Ayaklarına dolanan elbisesi de düşerken ona pek yardımcı olmadı tabi, ellerini bile kendine siper edemeden masanın üzerinde üzerinde altı tane mum yanan pastanın üzerine kapaklandı.

   Üfleyerek söndürmesi gereken mumları kafasıyla söndürmüştü.