Gökhan bana sarılmış sakinlesmem için elinden geleni yapıyordu. Bense sakinlesmek yerine daha çok ağlıyordum. Icimde çok şey birikmiş olsa gerek her damla da biraz daha rahatlıyordum. Sahi ben neden ağlıyordum ki ? Oğuza 2 senedir ne kadar büyük bir aşk duysam da içimde şu an sadece nefret vardı. Nen aldatilacak ne yapmıştım ? Bu kadar kötü biris miydim ? Çirkin miydim ? Ben galiba sorunu biliyorum. O kaşarın aksine ona hiçbir zaman istediğini vermemiştim. Hiç pişman değilim. Eğer bir erkek sizi sadece seks öğesi olarak görüyorsa konuşulacak pek fazla bir şey yoktur. Biz sevilmek ve sevmek için varız. Sizin ihtiyaçlarınızı gidermek için değil. Zaten zamanı geldiğinde her şey olmuyor mu ? Anladık ihtiyaçlarınız var ama o ihtiyaç kadınları sadece "am" olarak görmeniz çok saçma. Bu ihtiyaçsa hepimiz insaniz bizim neden bu ihtiyacımız yok. Siz her çiçekten bal alıp sonra da temiz bir çiçek arıyorsunuz. Bu da ne kadar aptal varlıklar olduğunuzu ortaya çıkarıyor. Seks için aldatmak bir ilişkiyi bitirmek o kişinin beyninin sadece oraya çalıştığını kanıtlar. Oğuz sana gelince antropoza gir inşallah!
Kaç saat ağladım bilmiyorum. Kalktığımda hava kararmak üzereydi. Lacostem beyazken akan rimellerim yüzünden siyah lekeleri bürünmüştü. Güzelim okul eteğimse yerde durmaktan kirlenmiş ve burusmustu. Gökhan ben ağlarken sadece sarılmak ve saçımı öpmekten başka bir şey yapmamıştı. Kafamı kaldırdığımı görünce
"Hani umursamıyordun?"
"Gökhan.."
"Stt sus lütfen aklına getirme. Ben belki gülersin diye söyledim. Özür dilerim o picle sevgili oluşunu izlemek yerine sana hislerimi dökebilseydim eğer suan bu halde olmazdın. Ben çok özür dilerim Açelya."
Şimdi ağlama sırası onda mıydı? Hayır lütfen onu üzgün görmek bile içimi parçalıyordu.
1 dakika o az önce ne demişti???
"Gökhan? Sende başından beri beni mi seviyordun ?"
"Evet ama siktigimin egosu yüzünden cesaret edip soyleyemedim. Bugün ayrıldığınızı duyunca bir cesaret seninle konuşmak istedim."
Nasıl yani? Icimde hep bir yerlerde olan bu ask birden alevlenmeye başladı. O yeşil gözlerinden hüzün akiyordu. Beni gerçekten seviyor muydu? "Sen dalga geçmiyorsun dimi? Yani nasıl öyle davranabildin hiç yokmuşum gibi ben sana bu kadar aşıkken sen nasıl olurda bir ipucu bile vermezsin?"
"Acelya. Beni biliyordun uzun ilişkilerin adamı değildim ben seni üzmekten korktum hatta sana aşık olduğumu ilk başlarda kendime bile itiraf edemedim. Sonra o picle çıktığını duyunca dank etti bu salak kafama. Unut onu Açelya söz ben seni çok mutlu edeceğim."
Birgün de bu kadarı ağrıdı benim için. Nasıl güvenebilirdim onca şeyden sonra? Ama o hüznüm uçup gitmişti sanki. Tek derdim gökhan olmuştu. Belki de en doğrusu buydu.
"Bunları yarın konuşsak? Cidden suan iyi değilim."
Sonunda ayağı kalkıp benide kaldırmayı akıl etmişti. Ama yürüyemiyordum dizlerim o kadar acıyordu ki. Gökhan fark etmiş olsa gerek ne olduğunu anlamadan kendimi onun kucağında buldum.
"Gökhan ne yapıyorsun belini inciteceksin."
"Ben gayet rahatım cadı."
Cadı mı? Bu lakap hiçte fena sayılmazdi. Ilerideki taksi durağına gittik ne kadar ben giderim desemde beni bırakmadı eve geldikten sonra getirdiği gibi yine kucağında eve çıkarttı çok güzel bir duygu olduğu kesin. 2 senelik platonik aşkım şimdi gerçekten bana aşıktı.
"Iceri gelsene kahve iceriz?"
"Rahatsız olma sen hem dinlen."
"Hadi ama bak evi soğutuyorsun."
dediğimde güldü. Gamzeleri o kadar güzeldi ki. ikimizde okul kıyafetleri ile duruyorduk. Birden halimize bakıp gülmeye başladım.
"Hadi ilk yardım çantasını getir."
"Neden?"
"Sen dizlerini ve ellerini görmüyor olabilirsin ama mikrop kaparsa seni o zaman görürüm ben hadi şimdi yerini söyle."
Sırıtıp yerini söyledim. Ayağa da kaldırmıyordu beni. Yavaşça pansuman yaptı. Acıdığını anlayınca küçük çocukmusum gibi üfleyerek geçirmeye çalışıyordu.
"Ben çok acıktım. Pizza söyleyelim mi?"
"Evde malzeme var mı?"
"Dışarıdan yemeye devam edersen sisko bir ayıcık olursun hanımefendi"
"Gıcık ne olacak. Dolapta bir şeyler olmasi lazim"
kalkıp mutfağa gitti. Sanırım bugün en ihtiyacım olan şey oydu. Odama geçip geceligimi giydim. Dizlerime kadar kalpli beyaz tatlı bir şeydi. Beni böyle görünce dalga konusu olmuştum tabi.
Gökhan bir anda gelip beni kucağına alınca şaşırıp küçük bir çığlık attim. Bu yemekleri o yapmış olamazdı değil mi hemde su an ?
"Gökhan ne yaptın sen!?"
"Noldu yanlış bişey mi yaptım noldu?"
"Yok hayır mükemmel görünüyor."
Gülümseyip beni sandalyeme oturttu. Sahi Beril neredeydi?
"Hadi yemeğini ye!"
Corbamdan birkaç kaşık alıp bıraktım ve patates ve köfteme geçtim nasıl bu kadar lezzetli yapabiliyordu. Biz Berille beceremedigimizden hep dışarıdan söyledik. Yemekler harika olmuştu. Teşekkür ettikten sonra beni yatağıma yatırdı.
"Hadi uyu bakalım saat geç oldu bende sen uyuyunca evime geçeceğim."
Ağzımdan sadece:
"Gökhan.. Teşekkür ederim. Iyi geceler.
diyebildim oda sırıtıp yanağıma iyi geceler öpücüğü vererek karşıda ki koltukta beni izlemeye koyuldu.
Yarım saat geçmişti sanırım. Uyumuş numarasi yapıyordum. Yanıma yaklaşıp:
"Seni çok seviyorum iyi geceler cadı"
deyip evden çıktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağımlı (Düzenlenecek)
ChickLitAslında aynı kaderi paylaşıyoruz tek farkımız ya biraz önce ya da biraz sonra. Tek yapmamız gereken sabredip kadere bırakmak.