Tam bu düşüncelere bir cevap araken ağlamaktan halsiz düştüğüm için kendimi uykunun kollarına bıraktım.
1 HAFTA SONRA
Gözümü açtığımda öğlenin kızdırıcı güneşi odamı esiri altına almıştı , üstümdeki halsizliği atıp göz kapaklarımdaki yorgunluğu hafifletmek için banyoya gidip duş aldım .
Tamamen bugün okula gitmem gerektiği aklımdan çıkmıştı. Bir haftadır okula gitmiyordum. Annemin de bu olanların üstüne okul baskısı beni bir hayli yormuştu. Apar topar hızlıca üstümü giyinip saçımı özensizce bağlayıp aşşağıya indim. Annemin yanağına kondurduğum öpücükten sonra , Annem hala olanların etkisini üzerinden atlatamamış ruh gibi bana bakan solgun gözleriyle beni tastikliyordu.
Evden çıktım fakat okula gidesim hiç yoktu.
Bana huzur veren yere, sığınağıma gitmek istiyordum. AMA OKUL!!!
Okulun kapısından içeri girdim.Sınıfa doğru ilerlerken Büşra'yı gördüm.
Bana bir sitemle;
"Sen bir haftadır neredesin ?Okulu iyice boşladın ,derslerden geri kaldın ol......"
O öylece söylenmeye devam ediyordu ama benim onun dediklerine kulak asacak hiç halim yoktu.
"İşte öyle gerekti." Diyip geçiştirdim.
Sınıf'ın kapısından içeri girdiğim an tüm gözler üzerime dikildi ve hemen ardından Simge o lanet olası çenesini açtı.
"KAÇAK bakıyorum da çok çabuk pes ettin"
Diyip hemen ardından bir kahkaha tufanına tutuldu ,ardından bütün sınıf.
Simge'nin dediklerinin ardından sadece manalı bakışlar atarak geçip sırama oturdum.
Hoca derse girdiği anda gözleri bende takılı kaldı.Bakışlarının ardından sorularını bana yöneltmeye başaladı.
"Sıla bir haftadır neredeydin kızım? Konulardan geri kaldın " Hemen ardından Zeynep lafa atılarak "Hoca'm sanırım Sıla'nın babası ölmüş"
Dediği an hayatın gerçekleri tekrar yüzüme sert bir şekilde çarptı.Ve gözyaşlarım mahkümlüğünü bozdu.Sınıf'ın sessizliği hıçkırıklarımı ortaya çıkartıyordu.herkes hayretle beni izliyordu.
Sınıftan çıkmak için hızlı adımlarla kapıya ilerliyordum ki sonrası yok...
Gözlerimi açtığımda Eren'i karşımda görünce irkildim.Direk kalkmaya çalıştığım sırada Rehberlik öğretmeni yanımda belirdi ve beni yatırmaya çalıştı.
Direnmedim kendimi yatağa bıraktım.
Serum bittikten sonra Rehberlik öğretmeni ve Eren beni yavaş bir şekilde arabaya bindirdiler ve yola çıktık.Dediklerine ve yaptıklarına karşı çıkmadan bir kukla misali beni nereye çekerlerse gidiyordum.
Arabanın durmasıyla eve geldiğimizi anladım ve beni arabadan indirip kapıya doğru yönlendirdiler ve ben bir anda durakaldım...
Kapının önünde o kadın vardı.
Eren beni ilerletmeye çalışıyordu ama ben aksine direniyordum.
Kurumuş dudaklarımı ıslatıp "Ne işin var senin burda" Dedim ve hızla üstüne doğru yürümeye başladım.
Eren ve öğretmenim beni tutmaya çalışıyordu ama nafileydi.Bütün olanlar gözümün önünde canlandı.Kadına baktığım her an babamın bizimle mutluluğu değilde onlarla mutluluğu tercih etmesi aklıma geliyordu ve daha çok öfkem artıyordu.
Yanındaki çocuğu fark etmedim ve kadının üstüne yürüyüp kolundan sıkıca tutup tehditler savuruyordum.
"Seni bir daha burda görmiyeceğim yoksa seni öldürürüm. ANLADIN MI? "
Diye sonunda sertçe vurguladım. Bi anda küçük çocuğun gözlerindeki o korkuyu ve masumiyeti görmemle kalakaldım.Ona sarılmak için yaklaştığımda çocuk korkak bir bakışla benden kaçıp annesinin arkasına saklandı.
O an kendimden utandım çocuğun yanında annesine tehditler savurup bağırdım.
Çocuğun ağlama sesi beni daha da bir etkiledi.
Direk oradan uzaklaşıp kayalıklara gittim.Oranın huzuru siyah'ın gökkuşağına katılması gibi bir şeydi.
Havayı içime çekmeye çalıştıkça daha bir nefesim kesiliyordu.Sanki boğazıma birşey oturmuştu belkide Pişmanlığım.
Zamanın benden aldıklarını hiçbirşey gidermiyordu aksine bozuk bir kaset gibi aynı acıları tekrar tekrar tadıyordum.Bu acıların bir ilacı yokmuydu ?
Kafamı kayalığa yasladığım anda omuzumda bir el hissettim ve bir anda irkilip ayağa kalktım.
"Senin burada ne işin var ? Bi an olsun yalnız kalamıcak mıyım ben ,derdimi kendi içimde yaşayamıcak mıyım?" Dedim bir sitemle.Ve Eren;
"Sakin ol bunlarda geçecek" Diyip bana sarılmaya çalıştı.Onu direk kendimden itip içimdekileri bağıra bağıra söylemek istedim.
"Ya yeter uzak durun benden.İyiyim ben gelmeyin, yapmayın " Derken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
"Dayanamıyorum Eren "Diyip ona sarıldım ve kendimi tutmadan hıçkıra hıçkıra ağlıyodum. O ise başımı okşıyıp bana teselli veriyordu.
"Geçicek bunlar sana bunun sözünü verebilirim.Yapma böyle çektiğin acının ızdırabın bir tarifi yok biliyorum ama geçicek" Demesiyle kayalığın önüne oturarak başımı gögsüne yasladı.
Sadece manzaraya bakıyordum beni içine çekiyordu. Sinirim yatışmıştı.Ve Eren'in kollarında yorgunluğun tesiri ile rahatlamıştım.Ama acım hala aynıydı.Babam hala yanımda değil di .Her sabah artık onu göremiyecektim ,öpemiyecektim,sarılamayacaktım. Bilmiyorum bunları anlatamaya butun sözcukler kifayetsiz kalır.En acısıda neymiş biliyor musun?
Babam birtek benim babam değilmiş benden başka birininde başını da okşuyormuş.Hiç tanımadğım ama kan bağı olan birini.Vee
Annemi aldatması o melek gibi kadını ihanet etmesi.Ona çok sinirliyim ama özlemim bunu yatıştırıyor.
ÇOK ÖZLEDİM BE BABA GEL TAMAM HERŞEYİ TELAFİ EDİCEĞİZ SEN YETERKİ GEL BABAM ÇOK ÖZLEDİM NE KÖTÜYMÜŞ SENSİZ ,BABASIZ OLMAK , VARLIĞIN YETER SEN GEL HAYATTA OLDUĞUNU BİLEYİM YETER BANA BABAM GEL GÖZÜNÜ SEVDİĞİM GELLL....KALDIRAMIYORUM SENSİZLİĞİ.
-SILA KARDEŞİNİ KABULLENİCEK Mİ?
-ERENLE ARALARINDAKİ YAKINLAŞMA DEVAM EDİCEK Mİ?
-SILA OLANLARLA BAŞA NASIL ÇIKICAK?
GENÇLER BÖLÜM'ÜN GELMESİ BAYA UZUN SÜRDÜ KUSURA BAKMAYIN. YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM HER TÜRLÜ YORUMA AÇIĞIM. BİR DAHAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂÇAK
JugendliteraturTutkulu bir aşk'in başlangici!! Her ne olursa olsun Aşk'ınızın peşini bırakmayın Aşk sizin başınıza gelebilecek en güzel şaheserdir...