Simge'ye Özür.

5 4 3
                                    

Burak'ı yolcu eder etmez bende kanepeye geçtim olanların şokundaydım niye böyle şeyler başımıza geliyoduki anlamadım.

Saat o kadar geç değildi ama bedenedim baya yorulmuştu, ruhumda aynı şekilde.
Oranda Can yatıyordu ve ben onu kirli giysilerle yatırmıştım.
Uyanmışmıdır acaba diye odaya ilerledim.

Kapıyı açmamla tebessüm ettim.
Annemle Can  uyuya kalmıştı daha doğrusu annem Can'ın yanına girip uyumuştu.
Çok korkmuştu annemde bende biraz onun uzerine gimistiştim onunda pek bir suçu yoktu ama olan oldu daha.
Herşey düzeldi bunu düşünüp ileriye bakmak lazım.

Annemin  odası boştu bende odadan çıkıp annemin odasına uyumak için geçtim.
Yatağın büyüklüğü ve rahatlığıyla uykuya dalıverdim hemence.

Evdeki annemin çığlığıyla bi anda uyandım.
Nolduğunu anlayamadım ve yanımda yatan Can'ı fark ettim.
Bana sarılmış uyuyordu mışıl mışıl.
Demek gece yatak küçük gelince buraya gelmişti kuzum.
Onu uyandırmadan yanıma yatırdım ve annemin yanına gectim noluyordu böyle sabah sabah.
Annemi görmemle şaşırdım ağlıyordu yine.
Etrafa bakınırken "Noldu" dedim
anneme şaşkınlıkla.
O ise  beni duymadan evi arıyordu.
Onu elimle omuzlarından tutarak durdum ve sallayarak tan."Noldu anne neyi arıyorsun?" diye bağırdım.
"Sıla Can yanımda yatıyordu senin odanda sabah kalktım yok" diyerek zar zor konuştu .
"Anne sakin ol Can senin odanda benimle uyumuş yatak küçük gelince sığamamış gelmiş sakin ol sen" dedim ve tebessüm ettim.
Derince bir Ohhh çekti annem.
Ve Can'a bakmaya gitti.
Annem Can'ı ne çabuk bu kadar benimsemişti , sahiplenmiştir.
Bu iyi bir şey di tabi artık Can bizimleydi ve bu değişmeyecekti.
Artık izin vermezdim Aylın'in gelip Can'ı almasına.
Can artık benim kardeşimdi.

Yine okul saati yavaştan yaklaşıyordu.
Hazırlanmak lazımdı ama benim hiç hazırlanasım yoktu.

Neyse zar zor hazırlanıp okula gittim.
Başlayacaktı yine bütün aksilikler .

Kapıdan girmekle Eren'i gördüm.
Güne 1-0 önde başlamak gibiydi bu.
El yaparak bana doğru geliyordu.

Bende öylece donmuş onu bekliyordum.
Niye geliyordu ki şimdi boşu boşuna heyecanlandırıyordu beni.
Onu baştan aşağı izliyordum adeta mükemmelliğine dalmıştım.
"Günaydınn küçük " demesiyle kendime geldim.
"Hı     pardon! Günaydın" dedim kendime pek gelememiştim hala oda fark etti galiba tebessüm etti çünkü.
"Bakıyorumda küçük dememe kızmadın iyimisin sen?" dedi .
O bana yine küçük mü demişti.
Tabi çocuğu öyle öküz gibi süzersen ne dediğini de Anlamazdın tabi.
"Pardon sen bana yine küçük mü dedin? Yani nolmuş boyumuz kısaysa?" dedim. Savunma biçiminde.
Sanki kısalığım benim elimdemiydi ya.
"Evet demiştim ama belliki fark etmemiş sin küçük hanım" demesiyle güldü.
Bende somurtarak sınıfa doğru ilerlemeye başladım ama oda pesimden geliyordu .
"Sıla" diye bağırınca malum herkes duymuştu o sesi.
En sonunda sınıfın kapısında durdum.
"Efendim" dedim somurtarak.
"Oha sende hiç şakaya gelmiyorsun küçük ne bu hal ?" dedi.
Demesiyle de yine küçük dedu nedir benim bu çektiğim anlamadım ki.
"Bak hala küçük diyor ya ben gidiyorum " diye sınıfa doğru döndüm.
Dönmez olaydım.
Beni bi anda kolumdan çekmesiyle dudaklarımızın birleşmesine ramak kalmıştı.
Nefesini hissedebiliyordum.
Kalbim nasılda hızlı hızlı atıyordu.
Nolmuştu bana böyle ya?
O güzel anı bilin bakalim kimin sayesinde bozuldu?

Arkadan cırtlak bir ses "Eerreeennn canımmm" diye hönküren sesiyle bozuldu.
Bende direk koşarak sırama oturdum.

Baya heycanlanmıştım.
Kalbimin atışını düzeltemiyordum.
Kapıda Eren'in bana baktığını gördüm ondada benimki kadar olmasada telaş vardı belli oluyordu yüzünden.

Allah'tan hoca geldi de Eren görüş alanımdan çıktı.
Simgenin bakışları tuhaftı acaba görmüşmüydü ki bizi?
O halde insallah görmemiştir.
Gördüyse al başına belayı birde bununla ugraşacaktım.
Dersin bitmesiyle direk kantine geçtim.
Simge de arkamdan geliyordu belli .
Kantine gitmeden koridorda durdumki gelsin derdi neyse söylesin.
Gelmesiyle bir tokat geçirdi suratına onun şiddetiyle yere yapıştım.

Sağ tarafta Eren'i gordum ama umursamadım.
Bundan sonra olacaklardan ben sorumlu degildim.
"Seni Sürtük demek Eren hı?"dedi demesine de ben artık onu duymuyordum .
Yerden toparlanarak kalktım.
Ve ürkekçe dedimki "Simge gerçekten özür dilerim" diyip diz çöktüm elini uzatmasını istedim.
Öpeceğimi zannetti gerizekalı.

Bi menavra yaparak caprazlayarak ters dönderip yere yapıştırdım.
Bu sporu boşuna öğrenmemiştik herhalde.
Onu diz üstü cöktürecek vaziyette oturttum ellerini kavradım çapraz tutarak.
Ve
"Eğer bana birdaha bulaşırsan seni doğduğuna pişman ederim" diye fısıldadım kulağına.

Tekrar kulağına eğilerek "Birazdan ellerini bırakıcam ve hiçbir sorun çıkarmıycaksın tamam mı?" dedim oda gözyaşları süzülürken sadece kafasını salladı bende ellerini serbest bırakıp kantine doğru yürüdüm Eren'de peşimden  geliyordu.
"Küçük diyip hatamı ediyoruz bizede vurmayasın sakın." dedi gulerek.
"Yok be o çok kaşınıyordu uyartım sadece "dedim.
Ve bir kahve alıp kantinde bulunan masalardan birine oturdum.
"Yalnız baya iyiydin korktum diyebilirim ." dedi ve oda kahvesiyle masama oturdu.

YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM.
BÜTÜN HER TÜRLÜ İYİ KÖTÜ YORUMA AÇIĞIM.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÂÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin