"WONWOO"

300 23 1
                                    

Yere düşmem çok kısa sürdü. Çünkü Joon Seo beni çok alçaktan atmıştı. Ve bana hiçbirşey olmadı. Sadece bacağım kanıyordu. Neden böyle birşey yaptı. O sırada elimden biri tuttu beni kaldırdı ve hızlıca başka bir yere götürdü. O kadar hızlı gidiyorduk ki. Bacağıma bakmaktan beni kimin götürdüğünü bile anlamadım. Beni oradaki bir kafeye götürdü. Kafenin içinde çok fazla kişi yoktu. Kim olduğuna baktığımda o olduğunu gördüm.

- Ne oldu sinirlendin mi? Ölmedim diye.

Aniden çok fazla gülmeye başladı.

- Yoona ne oldu biliyor musun?

- Ne?

- Joon Seo'ya seni alçaktan atmasını ben söyledim.

Bu adam kesinlikle kafayı yemiş.

- Niye böyle birşey yaptın?

- Çünkü ölmeni değil öldüğünü düşünmeni istemiştim. Şimdi seni eve götüreceğim.

- Hayır.

- Götüreceğim.

- Hayır istemiyorum. Ne yapacaksın? Öldürecek misin?

- Yürü.

Beni zorla arabaya bindirdi. Eve götürdü. Evin içine girdik. Yine koltuğa oturdu.

- Yoona ne yapacağım biliyor musun?

- Umrumda değil.

- Seni öldürmeyeceğim.

- NE!?

- Bakıyorum öldürmeyeceğim için üzüldün. Çok garip

- Öldürmeyeceksen neden peşimde dolanıyorsun?

- Öldürmememin de bir nedeni var. Ayrıca öldürmeyeceğim dediysem şimdiden bahsediyorum. Sana yüzümü gösterirsem eğer ölümün çok yakın bunu anlarsın.

- Öldürmemenin sebebi ne?

- Eziyet etmek daha eğlenceli.

- Tamam şimdi git.

- Gidiyorum ama.. sende benimle geliyorsun.

- Olmaz.

- Seni kaçırmamı istiyorsun herhalde. Beni uğraştırma. Hadi gel.

- Yapma gerçekten yeter.

- Gelicek misin? Zor mu kullanayım?

- Beni rahat bırak artık.

- Peki gelme. Bende sana yaptıklarımın aynısını başka birine yaparım. Mesela.. Min Ji gibi birin..

- Tamam geliyorum.

Beni bir arabaya bindirdi. Bir konteynıra götürdü beni. Sonra elimi bağladı. Bağladıktan sonra da gitti. Konteynırda ışık yoktu ve küçüktü. Çok karanlıktı. En korktuğum şeylerden biri karanlıktır. O yüzden bir çocuk gibi ağlıyordum.

- ANNNEEE.

...

Ağlarken birden konteynırın kapısı açıldı. İçeri mumla girdi. Içerisi küçüktü ama bir masa ve 2 sandalye vardı. Birine beni bağlamıştı . Diğerine de kendisi oturdu. Mumu da masaya koydu.

- Yoona niye ağlıyorsun?... Ha dur tahmin edeyim. Karanlık.

Ağlamaya devam ediyordum. Birşey demedim.

- Yoona karanlıktan neden korkuyorsun?

- Sus.

- Bunu da biliyorum. Küçüklük anıların hiç bitmiyor Yoona. Yine sen küçükken babanın birini öldürdüğü gece. Adamın cesedini sakladıktan sonra eve döndünüz. Annen kafayı yedi. Baban zaten delirmiş. Sen tabi annene babanı polise söyleyeceğini söyledin. Baban tabii bunu duydu. Adamı öldürdüğü bıçağı sana doğru tuttu. Seni tehdit etti sonra da senin odandaki giysi dolabına seni kilitledi. Orası çok karanlıktı tabii. Tam olarak 2 gün oradan çıkmadın.

KATİL KİM? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin