6

69 13 2
                                    

Sabah kalktığımda kendimi çok iyi hissediyordum. Akşam erken yatmanın verdiği rahatlık olsa gerek idi. Kızlara baktığımda uyuyorlardı. Gece 01.00 gibi bir ara uyandığımda kızlar hala uyanıktı. Demek ki bu yüzden uyuyorlardı. Aklıma gelen şeytani bir fikir ile yavaş yavaş kızlara yaklaştım ve birden üzerlerine atladım ve onlara gülmeye ve de bağırmaya başladım.
Benim yerimde normal bir insan olsa kızları gıdıklardı fakat ben onlara deli gibi vuruyordum. Eminim ki şu an canları çok yanıyor olmalıydı. Kızlar bana yapma diye itiraz etseler de ben pes etmiyordum. Israrla onlara vuruyordum. Vurmaya da devam ediyordum ki bir anda nasıl olduysa onlar bana vurmaya başlamıştı. Ama gerçekten canım yanıyordu. Elleri gerçekten çok ağırdı. Biraz önce onlara bir kişinin yaptığını onlar bir kişiye yapıyordu.

Koşarak kapıyı açıp dışarı kaçtım. Kızlar bana gel işareti yapıyorlardı. Ama ben gitmiyordum. Koridorda fazla insan yoktu. O yüzden daha rahattım ve yere oturup beklemeye başladım. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Eminim ki rezil olduğumuzu düşünüyorlardı. Haklılardı da aslında çünkü her yerde kameralar vardı ve bizim şu halimizi izliyorlardı. Bir an gelen utanç duygusuyla kalktım ve koşarak odaya girecektim ki Emine "anca girersin"dedi ve kapıyı suratıma kapatmıştı. Emine'nin bu hareketi bende şok etkisi yaratmıştı. Şu an pijamalarımla kapıda kalmıştım. Deliler gibi kapıya vurmaya başladım.

"Eğer kapıyı açmazsanız komşuları toplarım. Komşu derken oteldeki diğer insanları . Hadi ya açın şu kapıyı. Bakın şimdi bağıracağım. Açmıyormusunuz. Tamam bağırıyorum."

Beklememe rağmen kapıyı açmadılar sanırım söylediklerimi pek takmamışlardı. Tabiki de bağırıp kendimi rezil etmeyecektim. Kapının önüne oturup beklemeye başladım. Aslında aşağıya inip görevlilerden kapyı açmalarını isteyebilirdim. Fakat şu an yürüyecek kadar enerjik hissetmediğim için kızların kapıyı açmasını bekledim.

Bir kaç dakika sonra kapıyı açtılar. Kapıyı açmasına açtılar ama üçü de hazırlanmışlardı. Ayağa kalkıp onlara kızdım.

"Ya napıyorsunuz ya . Bu ne ya bıktım sizden. İnsan hiç arkadaşına böyle mi yapar. Hayır yani bide hazırlanmışsınız gidiyorsunuz ..."

Ben bu şekilde konuşurken onlar gülüyordu. Bu şekilde davranmaları beni iyice sinirlendirmişti.

"Bir de utanmadan gülüyorsunuz..."

Ben hala konuşuyordum ki arkadan bir el bana dokundu. O tarafa döndüğümde karşımda gördüğüm Woojin'in "böğğğğ" diyen sesi ile bağırarak yeri boyladım. Canım çok yanmıştı fakat onlar bana acımasızca gülüyorlardı. Ayrıca Woojin'e rezil de olmuştum. Şu an kalçamı hissetmiyordum. Beni kaldırması için Kübraya elimi uzattım. Sağolsun yerden kalkmama yardımcı oldu.

"Kızlara böyle şakalar yaparsan onlar da sana bunu yaparlar işte. Hadi git hazırlan şimdi şirkete gideceğiz."

İçeri girip dolabı açtığımda Woojin yine dışardan söylendi.

"Bu arada telefonunu da yanından ayırma.
Aradığım zaman ulaşamazsam senin gibi aptal bir kızı nerede arayacağımı bilemiyorum."

Kızlar ve Woojin gülüyorlardı. Woojin'in söyledikleri beni biraz incitmişti. Ama pek de dikkate almadım. Kısa bir düşünmenin ardından seçtiğim kıyafetleri alıp üzerime giydim. Tam odadan çıkacaktım ki telefonumu almadığım aklıma geldi. Bir daha Woojin'den azar yiyemezdim.

Biraz etrafa bakındıktan sonra telefonumu bulup aşağıya indim çünkü muhteşem dörtlü beni beklemeden aşağıya inmişlerdi.

Aşağıya indiğimde dördü oturmuş sohbet ediyorlardı ayrıca çok da eğleniyor gibi görünüyorlardı. Aslında ne konuştuklarını merak etmiştim. Fazla merak iyi değil derler ama aslında merak öğrenmenin başında gelir. Bunu bir seyahatimde otobüste karşılaştığım bir emekli öğretmen amca söylemişti. Onu gerçekten hiç unutamazdım ki unutmamda. Nereden nereye gelmiştim. Kafamı topladım ve hızlıca yanlarına gidip oturdum.

"Böyle hararetli hararetli ne konuşuyorsunuz bana da anlatın."

(Kübra)
"Hiç öyle"dedi ve bana sarıldı.
Bugün ilk defa iyi bir şey olmuştu. Ben de ona sarıldım.
(Woojin)

"Artık şirkete gidelim mi?"

(Kardelen)
"Aynen hadi kalkın."

Kalkıp arabaya doğru yürüdük. Hiç birimiz konuşmamıştık. Bu sessizlik sinirlerimi bozmuştu. Ben de sormaya karar verdim.
"Bu arada biraz önce ne konuşuyordunuz. Özellikle sen Woojin biraz önce konuşuyordun. Şimdi neden konuşmuyorsun. Siz benden bir şey saklıyorsunuz ama hadi hayırlısı."

Dördü birlikte "Hayır."dedi.

Neden böyle garip bir tepki vermişlerdi. Demek ki gerçekten benden birşey saklıyorlardı. Aslında sabahtan bu yana garip davranmaları da dikkatimi çekmişti.
Şimdilik bir şey söylememiştim ama yakında ne planladıklarının kokusu ortaya çıkardı.

GRO & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin