3

21 1 0
                                    



Gün henüz yeni doğuyordu. Küçük kamaranin lombozundan vuran ışık Lucas'in yüzünde dans ederek onu uyandırmaya çalışıyordu fakat o , mızıkçılık yaparak yüzünü kapatıyordu uyanmamak için. Biraz sonra gemi görevlisi kadın kamaranin kapısını çaldı kahvaltinin hazır olduğunu söylemek için. Lucas isteksizce , yeşil gözlerinin süsü olan uzun kıvrık kirpiklerini kirpistirarak zorla açtı. Hala rahatsızdı yüzüne vuran ışıktan , öfkelendi . Kalkıp , beyaz yakası düğmeli gömleğini ve onun altına bacaklarını saran siyah dar pantolonunu giydi. Sarimsi boyun hizasına kadar olan uzun saçlarını taradi. Daha sonra etekleri uzun, arkası yırtmaçlı, çift sıra düğmeli olan siyah ceketini vakit kaybetmeden üstüne geçirdi. Ayakkabilarinida hizlica giydikten sonra mükemmel görünümüyle kamarasindan ayrılıp alt güvertede bulunan geniş yemek salonuna doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

Salona girdiğinde , herkes masasına yerleşmiş kahvaltısını ediyordu. Görülen o ki tek boş masa Mariyen Rose ' ninkiydi. Genç Lucas utandi muazzam elmacık kemiklerine kan hücum etmiş ve kizarmisti. Mariyen, onu masasına davet etti nazik bir tavırla. Tebessum ederek genc kadina selam verdikten sonra masasina oturan Lucas kahvaltisini etmeye başladı. Masada sessizlik hakimdi ve Mariyen bu sessizliği bozmaya oldukça niyet etmişti .

" Bugün güzel bir gün oyle değil mi Lucas ? Kahvaltıdan sonra üst guverteye çıkıp denizi seyredelim mi ne dersin? Hem sohbet de ederiz..
" Mariyen de kizarmisti bunları söylerken. Lucas'dan hoşlandığı çok belliydi .

"Pekala." Diyerek genç kadını mutlu etti Lucas. Kahvaltıdan sonra uzun bir sohbete başladılar. Birbirlerine yakisiyolardi.

... &...

Abigail'in öksürük nöbetleri yine başlamıştı. Bay Richard sönük gözlerle karısına bakıyordu, titrek elleriyle başını okşuyor tum bu kabus dolu gunlerin geçeceği teminatını veriyordu ısrarla. Oğluna çok güveniyordu yaşlı adam, başaracağına son derece emindi. Sürekli aklında geleceğin hayalini kuruyor mutsuzken mutlu oluyor adeta duygu durum karmaşası yaşıyordu. Onun bu tuhaf hallerini gözlemleyen Gabriel , yaşlı adamın artık tamamen delirdigine kanaat ediyor ve geçmişi hatırlıyordu.

Gabriel henüz bir çocukken de bu malikanede yaşıyordu babası da tıpkı onun gibi bu malikanenin bir hizmetkariydi. O zamanlar genç ve yakışıklı olan Bay Richard ' in maceralarını dinlemek çok hoşuna giderdi. Onun çok iyi bir masal anlatıcı olduğunu düşünürdü. Maceraperest bir adamdı Richard , belli periyotlarla gezer ve her dönüşünde yaptıklarını gördüklerini anlatırdı Lucas ve Gabriel 'e. Bir keresinde iki ay süren bir deniz yolculuğuna çıkmıştı Richard döndüğünde şimdiye kadar hiç anlatmadigi kadar korkunç bir masal anlatmıştı iste tam da o zaman bu adamın bir deli olduğuna ikna olmuştu Gabriel.

Gençliğinden beri bu masalın gerçek olduğunu ispat etmeye çalışmıştı Richard ama kime anlattiysa ona gulmuslerdi. Oğluna belkide sırf bu yüzden yolculuk için baskı yapmıştı kimbilir.

....&....




Gemi yola çıkalı tam on beş gün olmuştu . Zaman âdeta insan gibiydi göz açıp kapayıncaya kadar yaşlanan bir insan. Cok cabuk günler geceler tukenir olmuştu. Lucas aklındaki düşüncelerle meşgul olurken Mariyen ile fazla yakinlasmisti. Gizli kaçamaklar başlamıştı çoktan. Bazı geceler ansızın genç kadının kamarasina gidiyordu uzun saatler geciriyolardi sabaha karşı kimse uyanmadan kendi kamarasina gidiyordu. Mariyen bu durumdan rahatsız değildi aksine mutluydu Lucas ile artık sevgili olduklarına inancı tamdı.

Günler bir hazirani gösterirken yolculuğun üzerinden bir ay geçmişti. Yolcular artık emindi bir deli saçmalığı için yola ciktiklarina. Ihtilal yapmaya hazırlanan fransızlar gibi, kaptan köşküne kadar ilerlediler öfkeyle . Kaptan öfkeli kalabalıktan korkmustu ve ne yapacağını bilmiyordu. Onları sakinleştirmek için beklentilerinin doğru çıkmaması koşulunda paralarını geri ödeyeceklerini bildirdi. Öfkeli kalabalık sakinlesmeye başlamıştı. Kaptan şimdi kara kara düşünüyordu ne yapacağını.

Lucas da tüm bunların gerçeği yansıtmayan bir saçmalık olduğuna inanıyordu. Babasının ortaya attığı ve yıllarca dalga konusu olduğu bu teoriye inanıp yola çıkan bir avuç ahmakmis gibi kucumser gözlerle bakıyordu gemideki yolculara. Ama onlar bunun farkında bile değildi.

Birden yağmur başladı ve fırtına koptu deniz beşik gibi sallamaya başladı gemiyi. Yolcular artık alısmıştı bu duruma fakat bu kez her zamankinden farkliydi. Uğultu sesleri gelmeye başladı. Bu ses rüzgardan kaynaklanmiyordu ne yazıkki, insanlar telaşa kapıldı. Ses gittikçe cogaliyordu ve sanki gemiye doğru yaklaşıyordu. Mariyen korkuyla Lucas 'ın elinden tuttu. Şiddetle sallanan gemide ayakta durmak neredeyse imkansızdı. Insanlar korkuyla kamaralarina doğru kacisiyordu. Lucas birden denize baktı sanki yer yer kirmiziliklar beliyordu. Belki bir köpek balığı katliam yapıyordur diye düşündü. O da korkmustu. uzaktan gemiye doğru hızla ilerleyen yüzlerce sirt ve kuyruk yuzgeci olduğunu farketti. Ve uğultu sesi artık daha da siddetliydi.


HİKAYEMİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin