Kalbim sıkışıyor,nefes alamıyorum,sanki acılar içinde çırpınıyor gibiyim. Haykırmak istiyorum,avazım çıktığı kadar bağırmak... Evet acılar çekiyordum,yıpranıyordum ve hiçbir şey yapamıyordum. Artık hayattan hiçbir beklentim yoktu olamazdı. Biliyorum ki böyle bir beklentinin sonucu boş çıkacaktı. En iyisi daha fazla üzülmemek için hayal kurmamak...
Hayata karşı savaşım yoktu. Sadece hayata karşı değil herkese,herşeye karşı tepkisiz kalacaktım. Artık sonu belli, herşeyin sonu belli. Toz pembe hayaller gibi güzel şeylerin yeri yoktu hayatımda. Bir hayatımın olduğundan bile şüpheliyim.
Duygularım hislerim hepsinin üstü tozla kaplıydı. Tekrar canlanması için üstünün tozu alınmalıydı. Buna müsade edemem,edemezdim. Çünkü yine aynı şeyleri yaşatacaklardı. Önce sevmiş gibi yapıp sonrasında beni kırıp döküp yok etmeden acı çektireceklerdi. Buna bir daha müsade edemezdim. Bir kez daha benimle,duygularımla,olmayan umutlarimla oynayamazlardı. Kırık olan kalbimi tekrar tekrar kırmalarına izin veremezdim. Ne yazık ki bunu her ne zaman söylesem kendime,ağzımın payını almış oluyordum. Neden kendime söz geçiremiyordum,neden herkese bu kadar iyi niyetli yaklaşıyordum,neden bu dünyada iyiliğin karşılığı kötülük oluyordu. Zamanla alışırsın dediler. ELBET BİRGÜN sende alışırsın dünyanın bu haline...
Mrs.Rumeysa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ince sızım
Short Storydışarıya gülücük saçan insanlarin içinde kopan fırtınaların sesi aslında bu kitap senin benim aslinda herkesin içinde olan ince bir sızı...