Papatyalara olan bu nefret niyeydi? Bir yaprağı daha olmadığı için mi... Yoksa insanın gerçeklerini bir anda yüzüne vurduğu için mi?...
Kimine göre bunun cevabı evet, kimine göre hayır. Bence papatyalar insanın kalbini tutsak eden şeydir. Bırakın papatyada bir yaprak daha aramayı, bırakın kalbinizi, tüm benliğiyle özgür olsun. Sen o bir yapraktan çıkan sonuçla esir edersen duygularını ne kalır ki senden geriye. Ne anlami vardı o zaman sevmenin...
Sevmek özgürlüğün ta kendisidir. Niye sevdin? Niçin sevdin? Kimseye hesap vermeden ansızın seversin. Peki soruyorum yaprak yaprak papatya sayanlara, siz niye sevginizi papatyalara sorarak hesap veriyorsunuz ki? Bir aşkın başlamasına ya da bitmesine karar verecek olan papatyalar değil, bunun kararını verecek olan birisi var zaten göklerde.
Sevilmek miydi insanları mutlu eden yoksa sevmek mi? Peki ya mutluluktan içimizde kelebekler uçuşur mu gerçekten? Aşka dair bu kadar çelişki varken neden sevdiğimiz zaman tüm benliğimizle net oluyoruz? İşte aşkın cilvesi de bu zaten. Ama o cilve anlayana güzeldir her zaman.
Kimini öyle delicesine seversin, ama o farkında bile olmaz, işte o zaman kendi aşkınla yıpranırsın. Kiminide sevmek bile istemezsin. Belki unutmak istersin, yapamazsın. İşte biz buna aşk diyoruz. Kimsenin söz geçiremediği, belki dünyanın en ruhsuz insanının bile sahip olduğu ve vazgeçemediği bir duygudur. Benim aşkım 17 yaşımdı. Belki çocukluğum belki de gençliğim ama o benimdi ve benim kalacaktı. Bu bedenimin son nefesine kadar...Mrs. Gülşen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ince sızım
Short Storydışarıya gülücük saçan insanlarin içinde kopan fırtınaların sesi aslında bu kitap senin benim aslinda herkesin içinde olan ince bir sızı...