Mutluluk iki kelimelikti. Sadece iki kelime ile dünyalar senin olurdu.SENİ SEVİYORUM... Bu iki kelime;hastayken ilacın,yorgunken enerjin,hüzünlüyken sevinç kaynağın olurdu. Yeter ki o iki kelime sevgilinin dudağından çıksın. Sevgilinin dudağından senin kalbine akan o hoş sevgi sözcüğü diyar diyar dolaştırır seni. O seni iki kelime ile mutlu ederken,sen ise iki kelimenden birine onu sıkıştırırsın. Küçücük kalbini tamamıyla onunla doldurur taşırırsın. Sanki o gidince kalbin bir daha hiç atmayacakmış gibi hissedersin.
Vazgeçemezsin. Bazen yanlışı seversin ama yine de vazgeçemezsin. İçinde uçuşan kelebeklerden vazgeçemezsin. Sen onları öldürmeye kıyamazsın ama onlar sana acımazlar. Yılar döker ve asla arkasına dönüp bakmazlar.
Öyle çok seversin ki onu üzmemek ve kırmamak için elinden gelenin fazlasını yaparsın. Yokluğunda hayaliyle yaşar, varlığında ise ona bakmaya kıyamazsın. Beklemesi bile senin için cenneti andırırken yanında olması,kokusunu hissetmen,sana bakıp en içten gülücüklerini göndermesi seni senden alır. Sevgiye alıştın mı yokluğunda yaşamak çok da hoş gözükmez, dünyalar yıkılsa umrunda olmaz. Hiç sevmemektense,sonu acıda olsa bi duyguyu bir kez bile tatmayı istersin...Mrs.Rumeysa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ince sızım
Short Storydışarıya gülücük saçan insanlarin içinde kopan fırtınaların sesi aslında bu kitap senin benim aslinda herkesin içinde olan ince bir sızı...