İhanetti ruhumun dört tarafını saran. Ama bu öyle bir İhanetti ki dünyanın bana karşı olan ihanetiydi. Güneşin doğmayışı, insanların ucuz hayatları, rüzgarın bütün iyilerimi alıp götürmesi; hepsi bana karşı olan bir İhanetti.
Adamlığın cinsiyette arandığı bu dünyada adamlığımı kaybetmeden yaşamaya çalışmak bütün bedenimi yordu. Yitip gidenlerin ardından onlarla sürüklenmemeye çalışarak yaşamak bu dünyanın en acımasız tarafıydı. Doğarken ağlamıştım zaten bu dünyada, yaşarken ölmüşüm çok mu? Daha çocukken öğrenmiştim ben bütün kötü duyguları, o kadar kirlinin arasında kalamazdı bu kalp böyle temiz. Elbet bulaşacaktı beyazıma siyahlar. Elbet alışacaktım griye ama önemli olan içindeki beyazın yitip gitmemesi tamamen siyah olmamaktı.
Yoruldum işte diyerek başımı yaslayacağım bir omuz olmadı hiç. Zaten bu dünyada insanlara her şey yük olurken nasıl taşırdı bir başkası benim yükümü. Tek başıma ayakta durmaktı beni güçlü kılan, insanı güçlendiren yalnızlığın hissidir zaten. İstemesem de içimdeki o kirlenmemiş duygular istiyor bir şekilde sevilmeyi, sahiplenilmeyi. Bunlara rağmen öğrenmiştim yalnız kalmayı, beyazıma çalan siyah sayesinde..Mrs.Gülşen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ince sızım
Short Storydışarıya gülücük saçan insanlarin içinde kopan fırtınaların sesi aslında bu kitap senin benim aslinda herkesin içinde olan ince bir sızı...