Gece çökmüştü ve gündüz sessiz olan Beyoğlu şimdi daha sessizdi. Emir umudunu kaybetmiş bir şekilde ağabeyi Çetin'in yolunu gözlüyordu. İçinde kötü bir his vardı. Bu his onu pencereye bakmaktan alıkoymuyordu. Ama yine de bakıyordu. Umut ediyordu. Ağabeyi olmadan kıyametin ortasında hayatta kalamayacağını biliyordu.
Pencerenin karşısında perdenin ucundan bakıyordu sokağa. Ne kadar zamandır bakındığını hatırlamıyordu. Emir'i daha çok üzen şey ağabeyinin gitmeden önce bıraktığı küçük nottu. Bunun gerçekleşmesini istemiyordu. Elinde deli gücüyle sıktığı notu açtı ve tekrar baktı. "Eğer güneş batıncaya kadar gelmezsem, öldü bilin."
Düşünceler Emir'i boğuyorken "Emir!" diye seslendi Gamze. Emir arkasını döndü. Gamze aynı ablası gibi güzeldi. Adı gibi gamzeleri vardı. Çetin'in Baharla kaynaştığı gibi Emir'in de Gamzeyle kaynaştığına şüphe yoktu.
Kötü bir haber verecekmiş gibi yüzü asıktı Gamze'nin. "Sular..." dedi. Söyleyip Emir'in bozuk moralini daha da bozmak istemiyordu ama söylemekten başka seçeneği yoktu. "Sular gitti."
Emir Bir süre daha ağabeyi Çetinin ve Baharın yolunu gözledikten sonra lavaboya gitti. Bir süre anlamasa da muslukla uğraştı. Kesintinin tüm her yerde olabileceğini düşündüğünde kahroldu. Artık su yoktu. Son banyoyu ağabeyi Çetin yapmıştı.
Neşeli Emir bu durumdan nasıl kurtulacaktı? Her şey aksine gidiyordu. Bahar, erzak bittiği için dışarıya gitmişti ve arkasından Çetin gitmişti. Gece olmuştu ama gelen yoktu. Emir'de dışarıya çıkmak için can atıyordu ama geride Gamzeyi bırakamayacağını da gayet iyi biliyordu.
Umut etti Emir. Lavaboda, aynanın karşısında umut etti. Birazdan yüzüne su serpip, yatacaktı. Ve uyanıp gözlerini açtığında ağabeyi Çetin ve Bahar sağ salim eve ulaşmış olacaklardı. Yüzüne su serpti ve yatağa gitti.
Gecenin karanlığında düşüncelerden çıkmak kolay değildi. Böyle bir dünya da nasıl uyuyabilirdi ki? Çok yeni yeğenlerinin ölümüne tanıklık etmişti. Realist düşündüğünde ağabeyi Çetin'in de geri dönmeyeceğini anlıyordu. Gökyüzündeki cisim, patlamalar, silah sesleri, ölü cesetler, arabaların gökyüzüne uçması...
Tüm bunları görmüş birisi nasıl akıl sağlığını yitirmeden sağlam durabilirdi? Emir nefes aldı. Kendinden emin bir şekilde kendine söz verdi, "Ne olursa olsun umudumu koruyacağım."
Buna yürekten uyanıyordu Emir. Ağabeyi gibi büyük buhranlar yaşamamıştı. Ne alkolik olmuştu ne de somurtkan. O her daim gülmüştü. Ve şimdi de kendisini kandırarak tekrardan gülebileceğini sanıyordu.
Emir bir of çekti. Yatakta dönmekten uyuyamıyordu. Başının ağrıdığını da hissediyordu. Sarı saçları yastığa doğru savrulmuştu. Yatakta düz yatıyor, mavi gözleriyle tavana bakıyor, düşünüyordu. Ağabeyi gibi kumral değildi Emir. Arkaya atılmış sarımsı uzun saçları, mavi gözleri vardı. Bilmeyen bir kişi iki kardeşi yan yana koysaydı asla kardeş olduklarını tahmin edemezdi.
Emir düşünceleriyle boğuşuyorken kapı tıkırdadı. "Girebilir miyim?" diye sordu Gamze. Emir yataktan doğruldu ve kapıyı açtı. Emir gördüğü manzara karşısında donakaldı.
Gamze'nin üzerinde kırmızı bir ince gecelik vardı. Gecelik diz kapaklarına kadar uzanmıştı. İlk defa bir kadının göğüs dekoltesini bu kadar yakından görüyordu. Uzun kirpikli ela gözlerini sonuna kadar açmış Emir'e manalı bir bakış atıyordu.
Emir donakaldı. Bir süre aval aval Gamze'ye baktı. Gamze biraz bekledikten sonra kahkahayı bastı. "İçeriye almak yok mu?"
Emir başıyla onayladı. Kalbinin hiç olmadığı kadar hızlı attığını hissedebiliyordu. Gamze yatağın ucunda, bacak bacak üstüne atmış Emir'in şaşkın hareketlerini izliyordu.
Bir süre kendini toparladı Emir. Sonra ne yapacağını bilemediğinden Gamze'nin yanına kıvrıldı. Gamze'nin her şeyine hayran kalmıştı Emir. Bir hafta önce, ilk bu eve geldiği gün ona karşı hiçbir şey hissetmemişti. Gamze'yi arada sırada yaptığı esprilerle güldürmekten ileriye gidememişti. Aslında böyle bir dünyada ağabeyi Çetin'in yaptığı gibi birini sevebilmeyi başarabileceğini sanmıyordu. Ve bu yüzden hiç böyle bir şeye kalkışmamıştı.
Oysa farkında olmadan fazla mı samimi olmuştu? Bir süre düşündü Emir. Cevap bulamadı ve Gamze'nin üst dudağı ince, alt dudağı daha kalın olan dudaklarına baktı. "Saçların..." dedi Gamze. "Aynı benimkiler gibi sarı."
Emir gülümsedi ve Gamze'nin dudaklarını öptü. Emir'in nefes verişi hızlanıyordu. Emir daha fazla yapamadı ve öpmeyi kesti. Nefes nefese kaldı, yatağın ucunda elini başına götürerek başını sağa sola salladı. "Dakikalar önce ağabeyimi düşündüm. Eğer onlar öldüyse... bu acıyla ben böyle bir şey nasıl yapabilirim?"
Gamze ellerini Emir'in omuzlarına koydu, teselli etmeyi denedi. "Dünyanın sonu geliyor ve ben birini sevebilmek istiyorum Emir. Eğer gerçekten kıyametin ortasın kaldıysak birini sevebilmek istiyorum. Bunu başarabilmek istiyorum."
Emir, Gamze'nin söylediklerine hak verdi. Tekrar Gamze'nin dudaklarıyla buluştu. İlk öpüşmeden sonra durdu ve, "Sonsuza dek." dedi Emir.
"Sonsuza dek." diyerek kıkırdadı Gamze. O da Emir'in dudaklarını öptü. Emir yavaşça Gamze'nin kusursuz boynuna doğru indi. Emir, Alelacele üzerindeki tişörtü çıkardı ve uzağa fırlattı. Gamze Emir'in dudaklarını ısırmaktan kendini alıkoyamıyordu. Emir, Gamze'nin geceliği yavaşça çıkardı ve Gamze'nin iri göğüsleriyle tanıştı.
İstemsizce göğüs uçlarına gitti elleri. Dudaklar öpüşüyor, eller vücutta dans ediyordu. Emir ayağa kalktı ve pantolonunu çıkardı. Şimdi çırılçıplaktı. Geniş omuzlarıyla Gamze'nin üstüne çıktı. Tişört yoktu, pantolon yoktu, gecelik yoktu sadece çıplak bedenler vardı. Emir, Gamze'nin üzerinde, Gamze'nin dolgun dudaklarını öpmekten doyamıyordu. Bir eliyle Gamze'nin güzel yanağını okşuyor diğer eliyle Gamze'nin göğüslerinde elleri ahenk ediyordu.
Gamze'nin bacakları Emir'in sırtında çaba sarf ediyordu. Emir yavaşça bir elini Gamze'nin çıplak bedeninin aşağılarına doğru götürdü. El, organla buluştuğunda Gamze hafif inledi ve ağzını gücünün yettiği kadar açtı istemsizce.
İki genç de ne yaptığını bilmiyordu. Hafif koklaşma, öpüşmeler bambaşka bir boyut almıştı. Bir süre bu döngü devam etti. Vakit geldiğinde Emir'in vücudu Gamze'nin göğüslerinin üzerine yığıldı. Yirmi saniye kadar böylece durdular. Kadın kıvrılarak Emir'i üzerinden attı.
Emir nefes nefese kalmış bir şekilde yatağa yüz üstü yattı. Bir süre kendine gelemedi. Her şey olup bittiğinde heyecan içinde ayağa kalktı. "Bunun olduğuna inanamıyorum. İlk defa böyle bir şey başıma geliyor."
Gamze kıkırdadı. "Gerçekten ilk defa biriyle yattığına emin misin?"
Emir terden sırılsıklam olmuş alnını sildi. "Peki şimdi ne olacak?" diye sordu. Suların olmadığını zevkten dört köşe olmuş iki genç gayet iyi biliyordu.
Gamze, "Sorun yok," dedi rahatça. "Lavaboda kapının arkasında küçük bidonlar var. Sanırım biraz zorlanacağız."
Gamze heyecanla banyonun yolunu tuttu. Emir bir süre düşündü ve tekrar düşündü. Az önce olan gerçek miydi? Yirmi dokuz yaşında bir genç için çok geçti bile bu olan. Gamze'nin "İlk defa biriyle yattığına emin misin?" dediğini hatırladı. Ne demek istemişti? Emir sevinç ile korku arasında gitti geldi. Emir çırılçıplak kalmış yatağın üstünde gerçekle yüzleşiyordu. Bir kadına bağlanmıştı. Kadın, Emir'e çoktan ağabeyini unutturmuştu bile.
Okuduğunuz için teşekkürler, bölüm hakkında görüşünüzü bekliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGEDEKİLER
Mystère / Thriller"...Bir gün uyanıyorsunuz ve o içinde bulunduğunuz dünya yıkılmış. Tüm hayalleriniz tüm hedefleriniz bir çırpıda silinmiş. Sabah sıcacık yatağınızdan uyanan olmayacak. Okula gidemeyeceksiniz. İşe gidemeyeceksiniz. Market alışverişleri yok. Tepedeki...