Yeni İşim

991 57 8
                                    

MULTİMEDİAMIZDA BRENDA VAR. İYİ OKUMALAR..

Sabah rüzgarın aniden penceremi açmasıyla uyandım. Okadar kötü bir evde yaşıyoruz ki adeta her tarafı dökülüyordu. Saat 6.30 du. Hemen üzerime bir pantolon ve bir tişört geçirdim. Biraz aynaya bakmam gerekiyordu sanırım. Aynaya baktığımda annemin genlerinden aldığım masmavi gözlerim uykusuzluktan hafif kısıktı. Yüzümü yıkadım biraz da olsun uyanabildim. Banyodan çıktıktan sonra anneme baktım. Yatıyordu. O kadar güzel uyuyordu ki bir melek gibi. Annem çok güzel bir kadın. Kahrolası adam nasıl bırakıpta gitti annemi. Neyse bunları düşünmenin vakti değil yoksa yine çıldıracaktım. Annemi uyandırmadan salonun ortasındaki masaya kahvaltılık birşeyler hazırlamaya mutfağa gittim. Dolabı açtım neredeyse hiçbir şey yoktu. Biraz peynir 3-4 tane zeytin vardı. Bunları masaya koydum. Buzdolabı nın üzerindeki tek kapılı dolabı açtığımda biraz sevinmiştim. Çay vardı. Hemen demleyip onuda koydum. Kapının kolunda asık olan poşetten 2 dilim ekmek çıkardım. İşte sofra hazırdı. Annemin yanına gittim ve onu öperek uyandırdım. ''Anneciğim hadi kalk birşeyler hazırladım. Daha iyi olman için yemen gerekli.'' dedim. Annem bana hafiften gülümseyerek ''tamam kızım geliyorum'' dedi. Ah o gülümsemesi yok mu gülümsemesi. Benim için tüm dünyalara bedeldi. Annemle beraber güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra annemi tekrardan yatağına yatırdım. Sonra da annemle şu iş mevzusunu konuşmak için yanına bir sandalye çektim. Annem birşey söyliyeceğimi anlamış olmalı ki meraklı yüzlerle bana bakıyordu. ''Anneciğim sana birşey açıklamam lazım. Biliyorsun sen hastasın. Senin ihtiyaçlarını karşılamam için benim çalışmam gerekecek. Bir yerde iş buldum. Güzel parası varmış. Ama kasabaya biraz uzakta. Benim eve gelmem epey uzun sürebilir. Evden çıkmadan önce sana yemek hazırlayıp dolaba bırakacağım. Birkaç gün böyle idare edelim. Sonra Elsa teyzeden (yan komşumuz) sana bakmasını isteyeceğim. Umarım anlayışla karşılarsın'' dedim. Annem gülümseyerek bana baktı. ''Kızım sana ne kadar teşekkür etsem az. Seni çok seviyorum iyiki benim yanımdasın. Ama Elsa teyzen kabul edecekmi?'' dedi karamsar bir sesle. ''Konuşacağım anne başka çarem yok. Ben sana dolapta yemek bıraktım ısıtıp yersin seni çok seviyorum.'' dedim ve evden çıktım.

Elsa teyze umarım kabul ederdi. Ama o kadın çok iyi bir kadındı tanıdığıma göre. Bize çok yardımı dokundu kadıncağızın. İşten geldikten sonra eve davet edip konuşacaktım.

Teyzemin dediği durağa vardım sonunda. Bir miktar para çıkararak otobüse bindim. Aynı teyzemin dediğini şöfore söyledim. Umarım yanlış yerde inmem. Açıkçası biraz korkuyordum. Çünkü çalışacak kadar henüz çok küçüktüm. 15 yaşındaydım ama beni bu hayat olgunlaştırmıştı. Çok şeyler görmüştüm , çok acı şeyler.. Ama sanırım annem için bunlara katlanmalıydım. Çünkü hayatımdaki en önemli insan oydu.

Ben bunları düşünürken otobüs çoktaan kolejin oraya gelmişti. Kapının açılmasıyla otobüsten indim ve etrafıma baktım. Vay canına bura oldukça lüks bir yerdi. Etrafıma bakıcam derken az kalsın eziliyordum. Çünkü yolun ortasında duruyordum. Hemen arabanın kornasıyla irkilerek karşı kaldırıma geçtim. Ardından yolda tanımadığım bir adama sesimi incelterek '' Pardon Jolanka Koleji nerede biliyor musunuz?'' diye sordum. Adam üstüme başıma baktı ve güldü. Ah bu insanlar hep acımasız tabi üzerimdeki kıyafetten kolej sormam garibine gitti galiba. Adam '' Evet karşı kaldırımdan sağa sapın hemen karşınızda'' dedi. Teşekkür ettim ve tarif ettiği gibi ilerledim karşıma kocaman devasa lüks bir okul çıktı. Okul okul değil bildiğin saray gibiydi. Üzerinde kocaman Jolanka Koleji yazıyordu. İçeri girmeye çekindim. Ama birsürü benim yaşıtımda olan oğlanlar ve kızlar vardı. Kızlar çok güzel oğlanlar ise çok yakışıklılardı e tabi kolejdi nasılsa..

Etrafıma bakına bakına okulun içerisine girdiğimde işimi danışabileceğim danışmana doğru ilerledim. Oradaki bayan bana bakarak ''Siz bayan Brenda olmalısınız'' dedi. Şaşırdım açıkçası. Heralde teyzem buraya gelip konuşmuştu. ''e evet benim ben iş için gelmiştim'' dedim. Ve kadın '' iş için küçüksün ama hayat işte naparsın'' dedi aşağılayıcı bir biçimde. Üzülmüştüm. Ama pek aldırmadım. ''Bana eşlik et'' dedi ve onu takip etmeye başladım. Beni koridorun sonundaki bir kilere götürdü. Kilerde temizlik eşyalarından tut deterjanlara kadar her çeşit şey vardı. Kolay gelsin diyip odadan çıktı ve ben hala bakıp duruyordum. Alışkın değildim , ve odada yürümeye başladım bir an önce işe koyulmalıydım

MuhtaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin