UZUN ZAMANDIR YAZAMAMIŞTIM. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. MULTİMEDİADA BRENDA VAR.. İYİ OKUMALAR.
EMMOT'UN AĞZINDAN
Brendayla geçirdiğim her saniye beni mutlu etmeye yetiyordu. Onun benim olması düşüncesi bile beni benden alıyordu. Onu öptüğüm zaman sanki dünyalar benim olmuştu. Brendayla aramıza artık kimse giremezdi. Onun mutluluğu benim mutluluğumdu. Yani tek mutluluk kaynağım güzel suratının gülmesi ve gözlerinin hep bana bakmasıydı. Onu çok seviyordum. Onun gibi birini bulmuşken asla bırakmak gibi bir düşüncem yoktu. O sonsuza kadar benim olacaktı. Onu kimselere vermeyeceğim...
BRENDA'NIN AĞZINDAN
Çok vakit kaybetmeden annemin yanına hastahaneye gitmek için hazırlandım. Bavulumdan çıkardığım, kot ve bluzu üzerime giyindim. Yanıma bir tane çanta aldım, içine telefonumu ve cüzdanımı koydum. Elime anahtarı aldım kapıdan dışarı çıktım ve evin kapısını kilitledim.
Asansöre bindim ve aşağıya indim. Hastahane zaten eve yakın olduğu için teyzemle birlikte hastahaneden eve geldiğimiz yoldan hastahaneye doğru ilerledim. Bulmam çok zor olmamıştı. Hemen resepsiyondaki kadına annemi ziyaret edeceğime dair haber verdim ve annemin odasına doğru çıktım.
Annemin kapısının önüne doğru geldim ve kapıyı çalıp içeri girdiğimde annem odada yoktu. Yerleri temizleyen hasta bakıcıya annemin nerede olduğunu sordum. ''Tuvalette bayan birazdan gelir'' dedi. Sonrada odadan çıktı.
Annemi odada beklerken bir yandan odasına göz atıyordum. Yatağına doğru geldim ve yastığını koklamak için eğildiğimde neredeyse bir tomar saç olduğunu gördüm. Saça dikkatlice baktığımda bu saçın anneme ait olduğunu anlamıştım.
Annem kemoterapi gördüğü için saçları dökülmüş olmalıydı. Annem saçlarını çok severdi. Nazikçe tarardı , şampuanlardı..
Sanırım annem saçının döküldüğünden haberi yoktu. Annemin saçlarını yastıkta gördüğümden beri göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Tam bu sırada odadaki tuvalet kapısı açıldı. Anneme ağladığımı belli etmeden göz yaşlarımı sildim. Ardından yastıktaki saçları , masanın üstündeki peçeteye sarıp çantama koydum.
O sırada annem gelmişti. Üzerinde beyaz bir geceliği vardı tıpkı melek gibiydi. Saçlarına baktığımda annemi gördüğüm sıradaki mutluluğum adeta sönmüştü. Saçları tek tük kalmıştı. Annem beni görür görmez ''Brenda'' dedi ve bana doğru yavaş adımlarla yaklaşıp sarıldı.
Annemin kokusunu içime çektim. Onu o kadar özlemiştim ki.. Daha 1-2 gün önce görmüştüm. Ama ben annemi neredeyse her saniye özlüyordum. Onu çok seviyordum. ''Annem seni çok özledim'' dedim kendisinden çakilip suratına bakarak.
Annemin yatağına yatması için ona yardım ettim. Yatağının yanına bir sandalye çektim ve oturdum. Uzanıp ellerini tuttuğumda annem ''Kızım saçlarım döküldü, beni bu halimle gördüğün için üzgünüm ama-'' ''Hayır anne hayır üzülme. Ben seni her halinle seviyorum. Sen annemsin. Ayrıca bu senin iyi olman için. Saç dediğin yine çıkar sen üzülme'' dedim ve boynuna sarıldım. Bu sırada gözlerimden düşen yaş annemin boynuna düşmüştü.
Annem ağladığımı anlamıştı ama bana hissettirmemey çalışıyordu. ''Anne sen burada iyi misin? Sana iyi bakıyorlarmı?'' dedim endişeli bir şekilde. Annem mutlu gözükmeye çalışarak ''Evet kızım merak etme ben çok iyiyim sen nasılsın onu sormadım. Okulun nasıl , arkadaş edindinmi , derslerin iyi mi? Evde yanlız napıyorsun'' dedi ve beni adeta soru yağmuruna tuttu. E anne değilmi tabii soracak. ''Merak etme anne ben iyiyim hemde çok iyiyim. Okulla ilgili bir sorunum yok arkadaşlarım var çok iyiler. Evde senin yanlızlığın beni üzüyor. Ama buradan çıktıktan sonra eve gidicez beraber oturucaz televizyon izliyeceğiz. Aynı eskisi gibi'' dedim gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtaç
ChickLit•~Hayata Muhtaç başlayıp İntikam , Aşk , Acı ve Heyecanla devam eden genç kızın hikayesi...~ ♥ •~Güçlü kalmayı hayat dersi ilan etti ve sonuna kadar öyle devam etti..~ ...