MULTİMEDİADA EMMOT VAR. İYİ OKUMALAR :)
Kilerde yürüdüğümde hala şaşkınlıkla bakınıyordum. Bu okul gerçekten devasaydı. Kileri bile çok geniş ve arayabileceğin her malzeme bulunuyordu. Üstüme bir önlük geçirdim ve temizlik malzemelerinin olduğu raftan bir kaç tane deterjan aldım. İlk önce bulunduğum koridoru temizlemeye başlayacaktım sanırım. Bunları tam düşündüğüm zamanda kapıdan içeri danışmadaki kadın girdi. ''Sana okulu gezdirmeyi unuttum. Gel şöyle bir gezdireyim. Nerelerden sorumlu olduğunuda söylerim.'' dedi hafiften gülümseyerek. Bende 'tabii olur'' dedim ve üzerimdeki önlüğü çıkarttım.
Kadınla birlikte bir üst kata çıktık. ''Burası Lise 1 lerin olduğu kat. Sanırım sen burdan sorumlusun. Bu arada kaç yaşındaydın?'' diye sordu. Ben de ''15 yaşındayım'' diye cevap verdim. ''Demek yaşıtlarının bulunduğu katta olacaksın. Belki birkaç arkadaş bulursun ha?'' dedi göz kırparak. Bu kadın dalga mı geçiyordu. Ya da beni küçümsüyor muydu? Kadına sinirlensemde sesimi çıkartmadım. Kadın ''Neyse sadece burayı bilmen yeterli zaten, hadi kolay gelsin.'' dedi ve o komik yürüyüşüyle yanımdan ayrıldı.
Ben bulunduğum kata hala bakarken bir de ne göreyim? Kuzenim Alissa tam karşımda duruyordu. Ona şaşkın şaşkın bakınırken o da beni gördü. Hızlıca yanıma geldi ''Brenda aman tanrım sensin değilmi? Burada ne işin var beni görmeye mi geldin?'' dedi. ''Hayır teyzem söylemedimi ben buraya çalışmaya geldim.'' Alissa teyzemin kocasının diğer karısından olma çocuğuydu yani benim üvey kuzenim oluyordu. Üveyler zaten hep kötü niyetli olur ya Alissa da öyleydi beni küçük görmeye bayılır her özelliğiyle övünüp dururdu. Alaycı bir bakışla ''Aaa öylemi. Hizmet edeceksen kimse bizim kuzen olduğumuzu bilmeyecek. Benim burda bir ünüm var ve ezilmek istemem doğrusu'' dedi. Ünün batsın sanki çok meraklıydım sana. ''İyi tamam kimse bilmez'' dedim umursamaz gibi davranarak , ardından hızlıca yanımdan ayrıldı.
Unutmamalıyım ki ben buraya annem için gelmiştim. Çokta meraklı değildim çalışmaya. Ama o anlamazdı. Nede olsa o zengin çocuğu, kolejde okuyan , popüler olucam diye sürtüklük yapan kızlardan biriydi.
Bunları düşünürken aniden sarsıldım ve kafamı kaldırıp baktım. Aman tanrım. Böyle yakışıklı bir çocuk olamazdı. Sanırım hayatımda gördüğüm en yakışıklı çocuklardan biriydi. Yolun ortasında öyle durursam tabi çarpar. Kendimi ahmak gibi hissettim. Ve tam o sırada ''Pardon, canın acıyormu?'' dedi o ela gözleriyle bana bakarak. Ardındanda gülümsedi yanağında oluşan o gamze çok ama çok tatlıydı. ''Şey H-hayır acımadı. Ben çok özür dilerim yolun ortasında duruyordum'' dedim Tam bir ahmaktım sanırım. Hep heyecanladığımda kekelemek mi zorundaydım sanki!!. ''Asıl ben özür dilerim önüme bakmadım.'' dedi o beni benden alan ses tonuyla. Onu izleyeceğim derken konuşmayı unuttum. Birden irkilerek ''Önemli değil'' diyerek gülümsedim ve aşağı inmek için merdivenlere doğru ilerledim. Kalbim gerçekten yerinden çıkacakmışçasına atıyordu. Aşık mı olmuştum? Hayır hayır. Olamazdım. Yine kendime soru sorarken şu soruyla irkildim ''Adını söylemeyecek misin?'' diye arkamdan bağırdı ve 1-2 adım yaklaştı. Aman tanrııımm!! Adımı sormuştu. ''Brenda'' dedim gülümseyerek. ''Ya senin?'' dedim. ''Emmot'' dedi bu sefer sırıttı ama o haliylede çok şekerdi. Tam o sırada zil çaldı ''Benim gitmem lazım derse gireceğim hoşçakal Brenda.'' dedi. Adımı biliyordu inanmıyorum. Aptal kafam çünkü ona ben söylemiştim. Kahrolası zil onu her zaman görmek istiyordum. Zil çalınca aniden o gülümseyen suratım düştü. Merdivenlerden inerken Emmot'ı düşünüyordum. Gerçekten beni çok etkilemişti. O ela gözleri , kumral saçları ve gamzesi açıkçası beni benden almıştı.
Sanırım ben aşık olmuştum. Ama olamazdım. Çünkü bunları düşünemezdim. Annem hastaydı ve onun için çalışmak zorundaydım. Kilere doğru ilerledim. İlk iş günüm güzeldi ama henüz işe başlamamıştım. Çok fazla oyalanmadan işe koyuldum. Tekrardan önlüğümü giydim ve kilerin bulunduğu koridoru temizlemeye başladım. Ama kafamda şu sorular vardı ''Acaba kaçıncı sınıftı? Benim çalıştığım kattamıydı? Acaba benden hoşlanmışmıdır?'' Aman tanrım neler düşünüyordum ben. Emmot'ı unutmam gerekiyordu. Unutmaya çalışırken bir yandanda bulunduğum koridoru ve koridorun yanındaki tüm odaları silmiştim. Vay canına ne çabuk diyecektimki saate baktım tam 4 saat geçmiş. Sanırım Emmot aklımı başımdan almıştı. Benimde işimi bitirmeme az kalmıştı. Deterjanları tekrar yerine koydum ve üzerimdeki önlüğü çıkarttım.
Tam o sırada danışmadaki kadın içeri girdi. Kesin yine bana saçma sapan sorular soracaktı. ''Benimle birlikte müdürün odasına gel seni çağırıyor.'' dedi. Aniden ürkmüştüm beni neden çağırıyordu. Olamaz Emmotla konuştuğumu görmüştü sanırım. ''Tamam'' diyerek kadının arkasından gittim. Müdürün odasına gelmiştik. Çok fazla gerilmiştim. Danışmadaki kadın müdüre gülümseyerek odadan çıktı. Müdürle yanlız kaldık. ''Sanırım sen brenda olmalısın.''dedi kalın ses tonuyla. ''E-evet efendim'' dedim yine kekeliyordum... ''Teyzen bana annenin hasta olduğunu ve buraya annen için çalışmaya geldiğini söyledi doğru mu ?'' dedi. Ah teyze herkese söylemek zorunda mısın? ''Evet efendim'' dedim kafamı eğerek. ''Hiç utanmana gerek yok kızım. Bu davranışın çok hoşuma gitti açıkçası. Teyzen senin eskiden okulu bıraktığını söyledi. Çok başarılı bir öğrenciymişsin aldığın belgeler elimde aferin sana'' dedi hafiften gülümseyerek ama o kalın sesini hiç bozmamıştı. ''Evet efendim teşekkür ederim'' dedim. ''Sana bir teklifte bulunmak istiyorum. Annenin tüm masraflarını karşılayacağım ama benim okulumda okuyacaksın olur mu?'' dedi hafiften gülümseyerek. Kafamı bir kaldırdım çok sevinçliydim ''Ama efendim ben nasıl kabul ederim annemin masrafları çok size yük olmayalım'' dedim. ''Hayır asla. Teyzenin kocasını severim sende yakını oluyorsun zaten. İtiraz istemiyorum kaç yaşındasın? Kayıdını yapıyorum.'' diye sordu. ''15 efendim'' dedim. ''Ozaman 9. sınıf olacaksın. Sınıfın 9-f yarın seni servis gelip alıcak sen sadece derslerini iyi tut benim için yeter kızım. Bu zamanda böyle çocuk bulunmaz. Hikayen benim hikayeme benziyor. Benim annemde kanserdi. Neyse bu konulara girmeyelim. Annene selamımı söyle. Yarın erkenden kalk bu arada bugün çalıştığın için günlüğün '' diyip para uzattı. Aman tanrım bir tomar para. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı resmen. ''Teşekkür ederim efendim her şey için'' diyip odadan çıktım. Aman tanrım hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Yarını iple çekiyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtaç
Genç Kız Edebiyatı•~Hayata Muhtaç başlayıp İntikam , Aşk , Acı ve Heyecanla devam eden genç kızın hikayesi...~ ♥ •~Güçlü kalmayı hayat dersi ilan etti ve sonuna kadar öyle devam etti..~ ...