9.BÖLÜM- 35 Gün

7.2K 338 47
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?
Uzun ve yoğun bir bölüm oldu satır arası yorum yapmayı unutmayın...

Bölüm şarkıları.
Emre can iğrek- Kor.
Perdenin ardındakiler- Vazgeçemedin ondan.
Deniz Tekin- Ayrılık.
Hande meyhan ve cem adrian- Öyle yalnız.

Keyifli okumalar...

41 GÜN

9.BÖLÜM-35 GÜN

"Hoş geldin Mihrimah Yılmaz." dedi Barçın Karabey ve yüzünde ki pis sırıtışıyla karşımda durmaya devam ettiğinde onu gördüğüme şaşırdım. Açıkçası onun ile bir gün ben istemediğim zamanda karşılaşacağımızı asla beklemiyordum ve şaşırmam bu yüzdendi.

Dolandı oturduğu koltuğun etrafından ve tam karşıma geldiğinde halen o sırıtışı suratında tutmaya devam ediyordu ve bu gerçekten sinir bozucuydu. Bu aptal bir tesadüf değildi ve planlı olduğu çok net belliydi, zaten oda sırıtışıyla bunu gizlemiyordu. Kaan'a karşı olan düşmanlıkları sanırım düşündüğümden daha fazlaydı ki bugün beni buraya getirecek kadar planlar yapmıştı.

Nefret ediyordum benim planlarım dışında, başkalarının planlarının içine dahil edilmekten çünkü ne zaman böyle bir şey olsa sonu beni için istemediğim hal alıyordu.

Dik duruşumu bozmayarak ve çenemi dik tutarak "Siz?" dedim ve asla ismini bildiğimi belli etmedim. Kaan zaten ismini söylememişti ve ben bildiğimi belli etmedim çünkü ona kendini değerli hissettirmeye gerek yoktu.

Elini uzattı "Barçın Karabey." diyerek kendini tanıtıp ellini tutmamı bekledi.

Bakışlarım önce eline düştü ardından yeniden yüzüne tırmandığında "Neyin içine düştüm ben?" diye direkt sordum. Onunla tanışacak değildim ve eğer ben isteseydim zaten gelip onunla tanışırdım ama bu şekilde beni ayağına getirmesi, tanışmaya çalışır halleri öfkelenmeme neden olmuştu. Lafı dolandırmaya da gerek yoktu ve belli ki bir şeyin içine düşmüştüm ve planı var ama beni dahil edemezdi.

Ellini sıkmayacağımı anladığında indirdi elini ve pantolonun cebine koyduğunda, omuzlarını mümkünmüş gibi daha da dikleştirdiğinde "Bir şeyin içine düşmedin, sadece.."

"Umarım aptal bir tesadüf demeyeceksinizdir çünkü ikimizde öyle olamadığını çok iyi biliyoruz." Konuşmasına izin vermeden hızla araya girdim çünkü ne diyeceğini anlamıştım.

"Güzel olduğun kadar zekisin ama neden kırmızı ruj sürmedin? Oysa sana çok yakışmıştı." dedi. Gece kulübünde de aynı şekilde konuşmuştu ve şimdide aynı şeyi devam ettirmesi ve buna halen cüret etmesi ona karşı öfkemi ikiye katlıyordu. Öfkemi gözlerimde gizlemeyerek ve tek kaşımı da kaldırdığımda anladığında, bir adım geriye gitti. "Her neyse tamam haklısın tesadüf değil ama senin çalıştığın şirketin benim otelimin masaj bölümün aylardır istemesi tesadüf."

Sert bir soluk verip ve ellerimi göğsümün üzerinden bileştirdim. "Planın ne? Açık konuş."

"Vay hem güzel, hem zeki, hem de açık sözlü şimdi neden Özdemir'in beni tehdit ettiğini anladım" dedi ve bakışlarıyla beni baştan ayağa süzdükten sonra az önce geriye gittiği o adımı yeniden kapatıp tam gözlerimin içine bakarak "Bende olsa böyle bir kadın için herkesi tehdit ederdim." dedi. Ne ara Kaan onu tehdit etmişti bilmiyorum ama doğru söylediğini sanmıyorum, yada onun kendince anlamlandırdığı gibi benimle ilgili bir tehdit olduğunu sanmıyorum çünkü zaten ikisi de birbirini saçma sapan bir şey için bile tehdit edecek kadar nefret ediyorlar.

41 GÜN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin